İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece "keşif yerinde yapılan taşınmazın ekonomik zilyetliğe elverişliği olduğu ve fiilen kullanıldığına ilişkin gözlem, keşifte alınan mahalli bilirkişi beyanları ile dosya kapsamındaki diğer beyanlar, arazinin yapısı ve sınırlarının belirgin oluşunun zilyetlik iddiasını desteklemesi, taşınmazla ilgili mera ya da orman vasfı olduğuna dair iddia olmadığı, bilirkişi raporlarının ve bilhassa ziraat bilirkişisi raporunun davacının zilyetlik iddialarını desteklemesi hususları ile davacının 20 yıldan fazla bir süre aralıksız ve davasız taşınmaza malik sıfatıyla zilyet olduğu, hava fotoğraflarından anlaşıldığı üzere 1973 yılından itibaren kullanımın belirgin olduğu, kadimden beri bahçe olarak kullanıldığı, taşınmazın imar ve ihya koşullarının oluştuğu ve ekonomik amaca uygun ve özel mülkiyete elverişli olarak kullanıldığı, TMK 713/3 maddesi gereğince usule uygun ilanların yapıldığı, bu bağlamda TMK 713/2.madde koşullarının yanında, TMK 713/1.madde koşullarının...
Taşınmaza ait tapu, dosyaya ibraz edilen mirasçılık belgesi gereğince Hazine adına intikal ettirilmiştir. Dava, TMK'nın 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nın 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir....
HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜREKADASTRO TUTANAKLARININ KESİNLEŞMESİOLAĞANÜSTÜ ZAMANAŞIMITAPU İPTAL VE TESCİL 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 713 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 724 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 12 ] "İçtihat Metni" Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.01.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.04.2007 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanunun 713/11 maddesine dayalı tapu iptali tescil, ikinci kademedeki istek ise Türk Medeni Kanunun 724. maddesine dayanan temliken tescil istemlerine ilişkindir. Mahkemece dava red edilmiştir....
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra dava tarihinden önce 22 numaralı Orman Kadastro Komisyonuna bağlı iki numaralı ekip tarafından yapılıp sonuçları 15.03.1979 tarihinde, itirazların incelenmesi sonucu komisyon çalışmaları da 05.06.1981 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen, daha önce sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyon ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ile 1988 ila 1991 yılları arasında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşmiş olan aplikasyon ve sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu, 2896 ve 3302 sayılı yasalar ile değişik 2/B madde uygulaması vardır. 4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 713/6. maddesi uyarınca, davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesin isteyebilirler, Kanunun 713/3. maddesi de tescil davasının, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine...
nin TMK.nun 713/2. maddesinde yazılı olan tapuda malikinin kim olduğu anlaşılamayan kişilerden olduğunu belirterek "ölü ..." adına kayıtlı bulunan 1/20 payın iptaliyle vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, TMK.nun 713/2. madde koşullarının oluşmadığını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, TMK.nun 713/2. madde koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere ve kural olarak; TMK.nun 713/2. maddesindeki “...'in tapu kütüğünden anlaşılamaması...” hali, taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır (HGK. nun 10.4.1991 tarih, 1991/8-51 Esas, 194 Karar sayılı ilamı)....
Davalı Hazine ve Kayyım vekili tarafından dosyaya sunulan 10.06.2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın hem usul hem de esas bakımından hukuka aykırı olduğunu, öncelikle kayyım açısından bu tür davalarda husumet düşmeyeceğinden TMK 713 davalarında Hazine ve ilgili köy tüzelkişiliğinin yasal hasım olduğunu, kayyım yönünden husumetten davanın reddi ile kayyım adına vekalet ücreti takdiri gerektiğini, TMK 713.madde uyarınca tescil yapılmasının iki ön şartı bulunduğu, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya 20 yıl önce gaiplik kararı verilmiş kişi olması gerektiğini, ancak dava konusu taşınmazda malik tapu kütüğünden belli olup, gaiplik kararı verilmesinden itibaren de 20 yıllık süre geçmediğini, dava dilekçesi son paragrafta açıkça ölüm sebebine dayanılsada 713/2 fıkrada bulunan ölmüş kelimesinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, bu nedenle ölüme dayalı karşı tescil davası açma hakkının bulunmadığını, ayrıca 713/2 madde uyarınca eski halinde bulunan...
Genel arazi kadastrosu 1975 yılında yapılmış ve ilân edilerek kesinleşmiştir Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince açılan tescil davası niteliğinde olduğu, aynı maddenin 6. bendi gereğince davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebileceklerinden ve davalı Hazine vekilinin 25/01/2008 ve 05.02.2008 tarihli dilekçeler ile taşınmazın Hazine adına tescilini talep ettiğinden, mahkemece davalı Hazinenin Medenî Kanunun 713/6. maddesi gereğince istemde bulunduğu karşı tescil talebi hususunda olumlu veya olumsuz bir karar vermesi gerekirken bu hususta hüküm kurulmamış olması usul ve kanuna aykırı olup hükmün bu yönüyle bozulması gerekmiştir....
17.03.2011 tarihinde MK 713.Maddesinin bir kısım fıkralarını iptal etmiş ise de Anayasa Mahkemesi' nin verdiği iptal kararı (Yargıtay 8....
Davalı Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, bu tür taşınmazların zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediğini, dava dilekçesinde dava değerinin az gösterildiğini, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunun tespiti halinde davalı Hazine adına TMK'nın 713/6 maddesi gereğince tescil karar verilmesini gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. 3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; 6360 ve 5216 ... Kanunlar hükümleri gereğince belediyelerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın süresi içinde açılmadığını, 3402 ......
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, “MK MAMİACCESSORIES BAGS” ibareli davalı markası ile davacının MK MICHAEL KORS esas unsurlu markalarının benzer olduğu, davalı markasının emtia listesinin davacı markaları ile aynı/aynı tür ve benzer hizmetlerden oluştuğu, markalar arasında bu hizmetler bakımından 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimali ve tescil engeli/hükümsüzlük nedeni bulunduğu, “MK MICHAEL KORS” markasının tanınmış marka olduğu iddiasının dosya kapsamında ispatlanmadığı, davacının MK logosu üzerine üstün ve öncelikli hakkı bulunduğu ve bu durumun 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesi anlamında davalı başvurusu yönünden tescil engeli oluşturduğu, davalı marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, YİDK'nın 21/01/2016 tarih 2016-M-442 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli “MK MAMİ ACCESSORİES BAGS” ibareli markanın tescilli olduğu 18. ve 35. sınıf tüm alt gruplar yönünden hükümsüzlüğüne ve...