"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, 14.01.2016 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın gerçek reddinin tespiti istemine ilişkindir. Davacılar ... ve ... vekili dava dilekçesinde, muris ...’ın 24.02.2012’de evli ve çocuklu olarak vefat ettiğini, murisin davacıların kardeşi olduğunu, Denizli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/237-513 E.K. sayılı kararında murisin eşi ve çocuklarının mirası reddettiklerini, Denizli 3....
Mahkemece, mirasın reddinin boşanmadan sonra yapıldığı, boşanmanın muvazaalı olduğunun kanıtlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmün Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14.10.2020 gün ve 2019/6435 Esas-2020/5675 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Onama kararının hatalı olduğu iddiası ile davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dava 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptaline ilişkindir. Kural olarak mirasın reddi bağışlama sayılmaz. Ancak borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddetme işlemi tasarrufun iptali davasına konu olabilmektedir. Mirasın reddine dair işlem ile terekenin açılmasıyla borçlunun aktifine geçecek olan mal para vs. değerler karşılıksız olarak diğer mirasçılara geçeceğinden borçlunun mirasın reddine ilişkin tasarrufu diğer iptal koşullarının oluşması halinde iptale konu olabilecek tasarruflardandır....
Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. (TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609.maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir. Mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez. Mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından, ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Mirasın reddi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 15. Sulh Hukuk ile ... 25. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın reddi istemine ilişkindir. ... 15. Sulh Hukuk Mahkemesince; talebin mirasın hükmen reddine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 25. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise uyuşmazlığın mirasın reddinin tespiti ve tescili isteminden kaynaklandığı, davanın hasımsız olarak açıldığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Türk Medenî Kanununun 605/1. maddesinde "gerçek ret", 605/2. maddesinde ise "hükmen ret" düzenlenmiştir. TMK'nın 605/1. maddesi uyarınca miras ancak üç ay içinde reddolunabilir....
Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. (TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609.maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir. Mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez. Mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından, ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir....
Dava, mirasın gerçek reddinin iptali istemine ilişkindir. Davacı vekilinin talebinin değerlendirilebilmesi için ihtiyati tedbire ilişkin bir takım açıklamaların ve tespitlerin yapılması gerekmektedir. İhtiyati tedbir öğretide "...kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır." şeklinde tarif edilmiştir. Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbirin diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mirasın reddinin iptali davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 20.12.2017 gün ve 2016/7208 Esas ve 2017/9589 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın reddinin iptali isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Buldan Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 29/04/2013 NUMARASI : 2012/232-2013/148 Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.08.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 29.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, başvuruya bırakıldığı tarihten itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
Somut olayda, muris Fatma Tur'un mirasının yasal mirasçılarından borçlu Mehmet Tur tarafından reddedildiğinin tespitine karar verildiği, kararın kesinleştiği, TMK'nun 611/1. maddesi uyarınca; mirası reddeden borçlunun miras payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi yasal mirasçılarına geçeceği, davacının murisinden intikal eden taşınmazlar üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmede hukuki yararı mevcut olup, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, davalı alacaklı, mirasın reddinin iptali için açmış olduğu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, İcra ve İflas Kanunu'nda bekletici mesele yapılacak hususların sınırlı olarak belirtildiği, mirasın reddinin iptali yönündeki davanın bekletici mesele yapılmasına yasal olanak bulunmadığı, HMK.355 mad....
Dava, mirasın gerçek reddinin iptali istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, İ.İ.K'nun 257. maddesine göre; "Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1- Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2- Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır, yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder." hükmü düzenlenmiştir....