Silifke Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/244 Esas sayılı dosyası üzerinden 02/03/2020 tarihinde red ettiğini, halbuki davalının babasından kalan taşınmazlar iş bu icra takip dosyasındaki borcu fazlası ile ödemeye yettiğini, Nitekim taşınmazların tapudan kayıtları istenildiğinde; üzerlerinde herhangi bir haczin ya da tedbirin de olmadığı görüleceğini, davalı yan borçlunun Silifke İcra Müdürlüğü’nün 2014/4256 esas sayılı dosyasında baki olan borcuna hiçbir güvence göstermeden 02/03/2020 tarihinde mirası reddetmesi, davalı yan borçlunun ne denli kötü niyetli olduğunun açıkça göstergesi olduğunu, T.M.K. 610 ve 617. maddeleri ve ilgili Yargıtay İçtihatları gereğince; borcunu karşılamaya yetecek miktarda malvarlığı bulunmayan davalı yan borçlunun, davacı yan alacaklıya zarar vermek ve mal kaçırmak amacı ile yeterli güvence de göstermeksizin, üzerinde tedbir ve haciz bulunmayan onlarca taşınmazı muhtevasında bulunan terekeyi/mirası reddetmiş olması sebebi ile iş bu Mirasın Reddinin iptaline...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce, HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınmak suretiyle yapılan incelemede; Dava, alacaklıyı zararlandırmak amacıyla (kötüniyetle) yapılan mirası reddin iptali isteğine ilişkin olup, TMK'nın 617. maddesine dayanmaktadır. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler (TMK. m. 617/1). Şu halde, kötüniyetle redden söz edilebilmesi için, reddeden mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerekir (TMK. m. 617). Onun için her şeyden önce davalı durumunda bulunan mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığı hususunun etraflı şekilde araştırılıp tespit edilmesi zorunludur....
Davacı vekili, davalı ...’ın davacı kuruma borçlu olduğunu, davalının babası ... ’in 21.02.2016 tarihinde vefat ettiğini, davalıya babasından intikal edecek miras hissesi üzerine haciz konulduğunu, ancak davalının Mustafakemalpaşa Sulh hukuk Mahkemesinin 2016/223-598 Esas sayılı Kararıyla mirasın gerçek reddi beyanında bulunduğunu, yapılan mirası reddin borcu ödemekten kaçma amaçlı olduğunu belirterek 6183 sayılı Kanunun 24 vd. maddeleri gereğince tasarrufun iptalini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, talebin TMK'nın 617. maddesinde düzenlenen mirası reddin iptali talebi olduğu ve altı aylık hak düşürücü sürede gerçekleştirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf talebi, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.02.2010 gününde verilen dilekçe ile mirası reddin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine dair verilen 04.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirası reddin iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalıların murisi ...'den olan alacakları üzerine birçok dava açıldığını, murisin vefatından sonra mirasçıları davalara dahil ettiklerini, yargılamanın aleyhlerine sonuçlanacağını anladıklarında .... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2008/1398 Esas, 2009/214 Karar sayılı kararıyla mirası gerçek redde bulunduklarını, mirasın reddinin kötüniyetle yapıldığından iptalini talep ve dava etmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/4 Tereke sayılı dosyası ile tespit edilen yasal mirasçıların talebi ve onayı ile davalı T6 teslim edildiğini, davalı Sevinç Peker’in babasından kalan mirası reddinin gerçek amacının, davalının 15.02.2019 vade tarihli senedi nedeniyle kendisine karşı başlatılacak icra takibini neticesiz bırakmaya yönelik olduğunu, davalı Sevinç Peker'in, tereke dosyası kapsamında yapılan tüm işlemleri yasal mirasçı sıfatıyla gerçekleştirdiğini, alacaklısının kendisine yönelmesi ihtimali nedeniyle de mirası reddettiğini, Türk Medeni Kanunu 617. Maddesi ile, mirasçının alacaklılarının korunması amacıyla, borçlu mirasçı tarafından alacaklılarını zarara uğratmak kastıyla yapılan mirasın reddinin iptalinin mümkün olduğunu düzenlemekte olduğunu, mirasın reddi hakkının, dürüstülük kuralına aykırı şekilde kullanıldığını, TMK 617 vd. Maddeleri gereğince reddin iptali sağlanmasını talep ve dava etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/2571 KARAR NO : 2020/1857 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SARUHANLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/143 ESAS DAVA KONUSU : Mirası Reddinin İptali KARAR : Saruhanlı Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/09/2020 tarih ve 2020/143 Esas sayılı hükmünün, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TMK. 617 maddesine dayanan davalının murisinin mirasını reddinin iptali ve terekeye dahil mallar üzerinde icra yetkisi verilmesi, İİK. M. 281/2 gereğince ihtiyati haciz istemli olarak açılan davada, istinaf başvurusunun konusu, ihtiyati hacize itirazın reddine ilişkin 16/09/2020 tarihli ara kararıdır....
Somut olayda; davalının murisi olan babası Osman Hakkı Eskibaş'tan kalan mirası reddetmek için 22/05/2018 tarihinde mahkemeye başvurduğu ve Söke SHM nin 29/05/2018 tarih ve 2018/544 E. 2018/513 K. sayılı kararı ile davacının babasından intikal eden mirası kayıtsız şartsız reddettiğinin tespit ve tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır. Mirasın reddinin iptali davası ise 24/07/2018 tarihinde açılmış olup davanın 6 ay hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 18/09/2014 NUMARASI : 2014/26-2014/515 Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.01.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: -KARAR- Dava, mirası reddin iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalının murisi ...'ın aleyhinde İzmir 5....
Dava, mirasın gerçek reddinin iptali istemine ilişkindir. Bilindiği gibi, malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. (TMK. 617/1 maddesi) Kötüniyetle redden sözedilebilmesi için, reddeden mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerekir. (TMK. m. 617) Onun için her şeyden önce davalı durumunda bulunan mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığı hususunun etraflı şekilde araştırılıp tespit edilmesi zorunludur. Somut olayda davalı borçlu mirasçı hakkında “aciz vesikası” alınmamış olduğunun anlaşıldığına göre, mahkemece davalının şahsi malvarlığının ret tarihindeki değeri tespit edilip, bu malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığının usulünce araştırılıp saptanması gerekir....
ya muris babasından intikal edecek mirası ..........'nin 2011/357 Esas 2012/4 Karar sayılı dosyası ile reddettiği, mirası ret işleminin mahkemeye ulaştığı andan itibaren hüküm ifade edeceği, mirasın reddine ilişkin davanın 10.11.2011 tarihinde açıldığı, TMK'nun 617 maddesinde mirasçının alacaklarının mirasçının mirası reddine karşı iptal talebinin 6 aylık hak düşürücü süre içinde açması gerektiği eldeki davada hak düşürücü sürenin 10.5.2012 tarihinde dolduğu, eldeki davanın ise 26.6.2013 tarihinde açıldığı davanın hakdüşürücü süre yönünden de reddi gerektiğinden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....