Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dedesi Temel Deniz'e ait nüfus kayıt örneğinde babasının adı yazılı olup, babası Hacı Kerim olarak göründüğünü, kayıtlara bakıldığında Hacı Kerim'in doğum tarihinin 01/07/1858 olarak geçmekte iken, kayıtta yer alan oğlunun doğum tarihinin ise 01/07/1856 olarak geçtiğini, sırf bu hususun dahi sadece nüfus kayıtlarına dayanılarak karar verilemeyeceğini ortaya koyduğunu, bu kayıtta Kerim Sıkrıklıoğlu'nun çocuğu olarak yazılı kişilerin de baba adı hanesinde babalarının adının aynın dedesi Temel Deniz'in baba hanesinde yer aldığı şekilde Hacı Kerim olarak geçtiğini, dedesinin mezar taşında Hacı Kerim'in oğlu Temel Deniz yazdığını, İyidere Sulh Hukuk Mahkemesinde 2007/190 Esas sayılı dosyası ile açtığı mirasçılığın tespiti davasında dinlenen tanık ifadeleri ile büyük babaannesinin babasının Dursun olduğunun tespit edildiğini, büyük dedesi Hacı Kerim ile diğer büyük dedesi Dursun Kaptan'ın kardeş olduğunu, ikisinin de çocuklarının evlendiğini, ikisinin...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Dava, ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi/yolsuz tescil) hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.Hemen belirtilmelidir ki; ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında uyuşmazlığın çözümü, hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacının bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlıdır "HMK'nın 297. maddesine uygun olmayan ve infazda tereddüt yaratacak şekilde veraset ilamı belirtilerek davacının miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilip, kalan payın davalı üzerinde bırakılması ile yetinilmesi gerekirken, davalının edinme sebebini değiştirecek şekilde onun adına da tescil hükmü kurulması doğru değildir." (Yargıtay 1....

Somut olayda; davacı taraf kadastro tespiti sırasında murisleri ...'in unutulduğunu ve tespit dışı bırakıldığını iddia etmiş olup, İlk Derece Mahkemesince taşınmazlara ilişkin kadastro tespit tutanağının 22.07.1959 tarihinde kesinleştiği, davanın 17.10.2016 tarihinde açıldığı ve iddianın kadastro öncesi sebeplere dayandırıldığı dikkate alınarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve aynı gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf başvurusu reddedilmiş ise de; ketmi verese hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davasında Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. 4. Ketm-i verese olgusu kadastro öncesi neden değil, kadastro tespiti ile açığa çıkan bir durumu ifade ettiğinden hak düşürücü süreye tabi olduğu söylenemez. 5. Hâl böyle olunca; davacılara murisleri ...'...

    İlgili Hukuk Uygulamada ve öğretide ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında uyuşmazlığın çözümü, hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacının bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlıdır. 3.3. Değerlendirme 3.3.1. Dava konusu taşınmazlardan 296 parsel sayılı taşınmazın 2/3 payı ...Bini ...adına 1/3 payının ise dava dışı Hazine adına, 298 ve 302 parsel sayılı taşınmazların ise 2/3 payı ... adına 1/3 payı ise dava dışı Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edilmiştir. Davalılar tarafından alınan 1967/22 Esas sayılı veraset ilamına göre ...’in tek mirasçısının ... olduğu belirtilmek suretiyle ... adına intikalleri yaptırılmıştır....

      Somut olayda; davacı, 1535 parsel sayılı taşınmaz maliklerinden Köseoğlu İbrahim'e yönelik mirasçılığın tespitini talep etmiş, derdest olduğu söylenen ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/133 esas sayılı dosyasında ise aynı yer, aynı parselde malik görünen ... yönünden tespit talebinde bulunmuştur. Farklı tapu kayıt maliklerine yönelik olarak açılmış her iki davada, dava konuları farklı olduğundan derdestlik oluşmaz. Mahkemece, davacının talebi hakkında, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        Davacı ... vekili 22/04/2019 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile; dosyada mirasçılığın ispatına ilişkin tüm bilgi ve belgelerin bulunmasına ve bunun da ispatı niteliğinde mahkeme kararı olmasına rağmen yerel mahkeme tarafından yeni bir mirasçılık belgesi alınması istemiyle ara karar kurulduğunu, usul ve yasaya aykırı bir şekilde açılan mirasçılık belgesi istemli davada ise yargılama sürecinde yeterli araştırmanın yapılmadığını bu nedenle davanın reddedildiğini, davacının Anayasadan doğan mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe ve Sonuç Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8....

          a miras payı verilmeyerek ketmedildiklerini ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında uyuşmazlığın çözümü, hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacı veya davacıların bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlıdır. Diğer taraftan, mirasçılık belgesinin aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olduğu ve iptal edilmedikçe geçerliliğini koruduğu kuşkusuzdur. Somut olaya gelince, mahkemece hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava konusu 718 parsel sayılı taşınmazın davalılara hangi veraset ilamı esas alınarak intikal ettiği saptanmadığı gibi, eldeki davada hükme esas alınan Yumurtalık Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/61 Esas, 2012/11 Karar sayılı hasımlı veraset ilamının da hatalı olduğu ve kararın bozulduğu dikkate alınmadan sonuca gidilmiştir....

            Mirasçılığın her türlü delille kanıtlanabileceği kuşkusuzdur. 3. Değerlendirme Somut olayda, mahkemece davanın reddine dair hüküm kurulmuş ise de davanın sübuta ermediği noktasında dosyada mevcut delillerin nasıl değerlendirmeye alındığı açıklanmamıştır. Mahkemece davacı ve davalıların iddialarına ilişkin lehe ve aleyhe deliller tartışılmadan, gerekçesiz hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Kabule göre de, Karadeniz .... ilçesi hudutların 1290 Rumi 1874 Miladi yıllarında yapılan tapu tahrirlerinde ...oğlu ... ve...'in, ...oğlu ... ile kardeş oldukları belirtilmiştir. Bu belge göz önüne alındığında Mollaahmetoğlu ...'ın altsoyunun ..., ... ve...'den oluştuğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında mirasbırakan... ve davalıların murisi ...'ya ait nüfus kayıtları Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden sorulduktan ve tarafların delilleri inceledikten sonra karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple hüküm bozulmuştur. VI....

              Hemen belirtilmelidir ki, ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında uyuşmazlık hasımlı olarak alınacak veraset ilamı ile çözümlenebilecektir. Somut olaya gelince; hem intikale esas alınan veraset ilamı hem de davacıların mirasçılığını gösteren ve karara dayanak alınan ... 1. Sulh Mahkemesi’nin 15.06.2011 gün ve 2011/472 Esas, 2011/533 Karar sayılı veraset ilâmı hasımsız alınmış olup, mirasçılık belgelerinin aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğu gözetilerek bu konudaki uyuşmazlığın hasımlı veraset ilamı alınarak açıklığa kavuşturulması zorunludur. Ne var ki, davacılar tarafından dosyaya hasımlı veraset ilamı sunulmadığı gibi kendilerine hasımlı veraset ilamı almaları için olanak da tanınmamıştır....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Dava, ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi/yolsuz tescil) hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil olmazsa bedel istemine ilişkindir. Hemen belirtilmelidir ki; ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında uyuşmazlığın çözümü, hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacının bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlıdır "HMK'nın 297. maddesine uygun olmayan ve infazda tereddüt yaratacak şekilde veraset ilamı belirtilerek davacının miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilip, kalan payın davalı üzerinde bırakılması ile yetinilmesi gerekirken, davalının edinme sebebini değiştirecek şekilde onun adına da tescil hükmü kurulması doğru değildir." (Yargıtay 1....

                UYAP Entegrasyonu