Somut olayda, muris T3 veraset belgesinin düzenlendiği tarihten önce ve süresinde mirası reddeden yasal mirasçı bulunduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesince kesinleşmiş mahkeme kararının getirtilerek yukarıda açıklandığı şekilde mirasçılık belgesi düzenlenmesi gerekir. İlk derece mahkemesinin 210/11/2021 tarih ve 2021/320- 305 esas ve karar sayılı kararı bu nedenle hatalıdır. Açıklanan nedenlerle yukarıda belirtilen esaslar dairesinde yeniden veraset belgesi düzenlenmesi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile İlk derece mahkemesinin kararın 6100 sayılı HMK'nın 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir....
Öte yandan genel hüküm niteliğinde bulunan TMK'nın 598/1 maddesinde de mirasçılık belgesinin sulh hukuk mahkemesince verilmesi öngörülmüştür. 6100 sayılı HMK'nın "çekişmesiz yargı işleri" başlığını taşıyan 382/2-c maddesinin 6. bendine göre mirasçılık belgesi verilmesi sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girmekte ve çekişmesiz yargı kapsamında kalmaktadır. Yukarıda açıklandığı gibi HUMK'nın 8/II-5. maddesi uyarınca mirasçılık belgesinin verilmesi, değiştirilmesi veya iptal davaları ile ilgili görev sulh hukuk mahkemesine verildiği halde HMK'nın 382/2-c maddesinin 6. bendine göre sulh hukuk mahkemeleri sadece mirasçılık belgesi verilmesiyle ilgili istekler konusunda görevlidir. Buradan hareketle mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya daha önce verilen mirasçılık belgesinin iptali davalarının sulh hukuk mahkemesinde görülemeyeceği sonucuna varılmaktadır....
Mirastan çıkarma ve yoksunluk sebeplerinin gerçekleşmesi ya da mirasın reddi veya mirastan feragat edilmiş olması, ilgili kişinin mirasçılık belgesi istemesine engel bir neden olmadığı gibi, ilgili kişinin mirasçılık sıfatını da ortadan kaldırmaz. Bu nedenle mirasçılardan biri veya birkaçı yönünden mirastan çıkarma ve yoksunluk sebeplerinin gerçekleşmesi ya da mirasın reddi veya mirastan feragat edilmiş olması durumunda bu olgular yok sayılarak miras bırakanın tüm mirasçılarını ve miras paylarını gösterir şekilde mirasçılık belgesinin düzenlenmesi, hüküm yerinde ilgili mirasçı veya mirasçılar yönünden mirastan çıkarma ve yoksunluk sebeplerinin gerçekleştiği ya da mirası red veya mirastan feragat ettikleri açıklanarak red, feragat, mirasçılıktan çıkarma, mirastan yoksunluk hukuki sonuçlarının terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetileceğine işaret edilmek suretiyle mirasçılık sıfatını yitiren kişinin payının kime veya kimlere kaldığını gösterir mirasçılık belgesi verilmelidir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı T17 vekili istinaf dilekçesi ile özetle; mahkemece yeniden mirasçılık belgesi düzenlemeden verilen kararın hatalı olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir. DELİLLER: TBK, Yargıtay kararları ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava; mirasçılık belgesinin iptali ile yenisinin verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, mirasçılık belgesi düzenlenmesi talebinin reddine karar verilmiş, hükmü davalı istinaf etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. maddesine göre, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur....
Öte yandan genel hüküm niteliğinde bulunan TMK'nın 598/1 maddesinde de mirasçılık belgesinin sulh hukuk mahkemesince verilmesi öngörülmüştür. 6100 sayılı HMK'nın "çekişmesiz yargı işleri" başlığını taşıyan 382/2-c maddesinin 6. bendine göre mirasçılık belgesi verilmesi sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girmekte ve çekişmesiz yargı kapsamında kalmaktadır. Yukarıda açıklandığı gibi HUMK'nın 8/II-5 maddesi uyarınca mirasçılık belgesinin verilmesi, değiştirilmesi veya iptal davaları ile ilgili görev sulh hukuk mahkemesine verildiği halde HMK'nın 382/2-c maddesinin 6. bendine göre sulh hukuk mahkemeleri sadece mirasçılık belgesi verilmesiyle ilgili istekler konusunda görevlidir. Buradan hareketle mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya daha önce verilen mirasçılık belgesinin iptali davalarının sulh hukuk mahkemesinde görülemeyeceği sonucuna varılmaktadır....
I- Bilindiği gibi, A) 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, "Mirasçılık belgesi" kenar başlıklı 598. maddesinin birinci fıkrasında, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği, B)... sayılı Noterlik Kanununun "İtiraz" kenar başlıklı 71/C maddesinde, noterlerin verdikleri mirasçılık belgesi hakkında, menfaati ihlal edilen kişilerin sulh hukuk mahkemesine itirazda bulunabilecekleri, sulh hukuk mahkemesinin, itiraz üzerine verdiği kararın bir örneğinin ilgili notere ve Türkiye Noterler Birliğine bildirileceği, Hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümlere göre, mirasçılık belgesi başvuru üzerine sulh hukuk mahkemeleri veya noterler tarafından verilebilecektir. Noterler tarafından verilen mirasçılık belgesine karşı, menfaati ihlal edilen kişilerin sulh hukuk mahkemesine itiraz edebilme imkânı bulunmaktadırlar....
Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/2423 Esas, 2014/2205 Karar sayılı mirasçılık belgesinde muris ...’ın mirası 7 pay ...’a, 3 payın ...’e, 3 payın ...’a ve 3 payın ...’a aidiyetine karar verilmiştir. Mahkemece söz konusu mirasçılık belgesi iptal edilse de yeni verilen mirasçılık belgesinde miras payları, iptal edilen mirasçılık belgesindeki paylarla aynı oranda dağıtılması doğru görülmemiştir. O halde mahkemece, bütün mirasçılara yasal miras paylarının gösterilmesi suretiyle pay dağıtılması, vasiyetnamenin ise terekenin paylaşılması sırasında gözetileceğinin hüküm sonucunda gösterilmesi gerekirken, yasal miras payları gözetilmeden iptal edilen mirasçılık belgesi ile aynı paylar oranında mirasçılık belgesi düzenlenmesi suretiyle karar verilmesi isabetsiz olup hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekili ve davacı ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile HMK 373/1. maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35....
Öncelikle alacaklı, henüz icra takibi yapmadan önce icra hukuk mahkemesine, alacağını ispat eden belgelerle birlikte başvurarak borçlunun vefat ettiğini, mirasçılar hakkında icra takibi yapabilmek için mirasçılık belgesi almak üzere kendisine yetki verilmesini talep edebilir. İcra hukuk mahkemesince değişik iş olarak görülecek bu talepte, borçlunun nüfus kaydı çıkartılarak vefat ettiği görüldüğü takdirde sunulan belgelere göre talepte bulunanın alacaklı olup olmadığı, mirasçılık belgesi almakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı değerlendirilecek ve sonucuna göre yetki belgesi verilebilecektir. Bu durumda alacaklı, icra hukuk mahkemesinden almış olduğu yetki belgesi ile sulh hukuk mahkemesine başvurarak mirasçılık belgesini almak ve mirasçılar hakkında icra takibi yapmak imkanına sahiptir....
I- Bilindiği gibi, A) 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, “Mirasçılık belgesi” kenar başlıklı 598. maddesinin birinci fıkrasında, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği, B) 1512 sayılı Noterlik Kanununun “İtiraz” kenar başlıklı 71/C maddesinde, noterlerin verdikleri mirasçılık belgesi hakkında, menfaati ihlal edilen kişilerin sulh hukuk mahkemesine itirazda bulunabilecekleri, sulh hukuk mahkemesinin, itiraz üzerine verdiği kararın bir örneğinin ilgili notere ve Türkiye Noterler Birliğine bildirileceği, Hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümlere göre, mirasçılık belgesi başvuru üzerine sulh hukuk mahkemeleri veya noterler tarafından verilebilecektir. Noterler tarafından verilen mirasçılık belgesine karşı, menfaati ihlal edilen kişilerin sulh hukuk mahkemesine itiraz edebilme imkânı bulunmaktadırlar....
Mahkemece, Ankara 10.Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen mirasçılık belgesi bulunduğundan, bu mirasçılık belgesinin iptali de talep edilmediğinden, HMK'nun 114 /1- h ve 115/2 maddeleri uyarınca talebin usul yönünden reddine karar verilmiştir....