"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mirastan Feragat Sözleşmesinin İptali Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mirastan feragat sözleşmesinin iptali ve isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 12.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili özetle; dava dilekçesinde davacının mirastan mahrumiyetini gerektirecek şekilde kusurlu olmadığı ile mirasçılık sıfatı olduğunun tespitini, bu olmazsa miras hissesinin azaltılması suretiyle mirasçı sıfatı olduğunun tespitini talep ettiklerini, mahkemece hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiğini mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, boşanma davalarında kusur tespitine, Aile Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğu belirtilmiş olmasına ve de talebin kusur oranının tespiti ve bu orana göre miras hissesinin tenkisi suretiyle mirasçılık sıfatının tespiti olduğu halde, mahkemenin görevli olmamasına rağmen görevsizlik kararı yerine karar vermesinin doğru olmadığını, yetki aşımının yapıldığını, söz konusu boşanma davasının tedbir nafakası yönünden bozulduğunu davacının ağır kusurlu olması durumunda tedbir nafakasına hükmedilmeyeceğini, TMK'da mirastan çıkarma sebeplerinin sayıldığını, boşanma davasında davacıya...
53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun“ sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; TCK'nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun infaz tarihine kadar; sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar uygulanmasına karar verilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK'nın 53. maddesi ile ilgili kısımlar çıkarılarak yerine ‘‘TCK'nın 53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi...
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 Esas, 2007/152 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi Kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 30 gün olarak tayin edilmesi, 3- TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı...
ve uygulamaya göre de; 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesi gereğince 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi alt soyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, alt soyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemesi,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 25.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....
, b-TCK'nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki "velayet hakkından, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun" sanıkların sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, bozmanın 1 ve 2/b-c bentlerinin hükmü süresinde temyiz etmeyen sanık ...'...
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde bazı iddialarda bulunduğunu, ancak dilekçesinde HMK.nun 119. maddesinde sayılan dava dilekçesinde bulunması gereken hususlardan bazılarını belirtmeden mahkemeye başvurduğunu, davacının dava dilekçesinden anlaşılabildiği kadarıyla müvekkillerinin mirastan ıskatını talep ettiğini, ancak mirastan ıskat başlıklı TMK'nın 510. maddesinde "Aşağıdaki durumlarda mirasbırakan, ölüme bağlı bir tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir..." şeklinde düzenleme yapıldığını ve hükümden anlaşıldığı üzere mirastan çıkarma tasarrufunda ancak mirasbırakanın bulunabileceğini, bu hükümden referansla haksız ve usule aykırı açılan bu davanın taraf sıfatı yokluğu sebebiyle reddedilmesi gerektiğini, mirastan ıskat veya mirastan yoksunluk bakımından şartların oluşmadığını, müteveffanın ölümüyle ilgili savcılık nezdinde düzenlenmiş soruşturma veyahut suç duyurusu bulunmadığını, ölüm belgesinde müteveffa Hasan Basri Yılmaz'ın...
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, tarafların ortak kök muris Aziz kızı Emine Dinçer'in mirasçıları oldukları, muris Emine Dinçer'in vefat ettiği, davalı T9 ile davacılar arasında Söğütlü Noterliğinin 28.01.2003 tarih 92 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde mirastan feragat sözleşmesi ve davalılar T10 ve T8 ile davacılar arasında ise Söğütlü Noterliğinin 26.03.2003 tarih 291 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve mirastan feragat sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşmede ortak muristen intikal eden Söğütlü İlçesi Beşdeğirmen Köyü 333- 335- 359- 547 ve 260 parsel sayılı taşınmazlardaki hisselerini belirlenen değerlerde davacılar lehine mirastan feragat ederek sattıkları ve satış bedelini nakden ve tamamen aldıklarını belirtir imzalı sözleşmelerin düzenlenmiş olduğu anlaşıldığından yerel mahkemece her ne kadar davanın usulünce düzenlenen mirastan feragat sözleşmesine dayanarak kabulüne karar verilmiş ise de, sonuç itibariyle verilen karar isabetli olduğundan ve...
ın paylaştırma kastıyla dava konusu 196 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki payını davalılara satış göstererek temlik ettiğini, bu taşınmazın annesinin tek malvarlığı olduğunu ve bu işlemin saklı payını zedelediğini, bu paylaşımdan hak almadığı için mirastan yoksun kaldığını ve dava açmakta hukuki yararı bulunduğunu ayrıca yıllarca annesine baktığını ve halen de annesinin evinde kendisi ve eşi ile birlikte yaşadığını, ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığını, davalıların anneleri ile ilgilenmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile 1/16 pay olarak adına veya 6/12 pay olarak ... adına tescilini olmadığı taktirde muvazaanın tespiti ile satışın muvazaalı olduğu şerhinin yazılmasını bu da olmazsa saklı payının ihlal edildiğinin tespiti veya mümkün olmaması durumunda ...'ın başkaca malvarlığının kalmadığının tespitini istemiştir. Davalılar, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, anne ...'...