Mirastan feragat sözleşmesi ve kapsamı Türk Medeni Kanunu'nun 528 ve devamındaki maddelerinde düzenlemiş olup, miras sözleşmesinin bir çeşididir. TMK'nın 545. maddesi uyarınca miras sözleşmesinin geçerli olabilmesi için resmi vasiyetname şeklinde yapılması zorunludur. (Yargıtay İ. B. K. 11.02.1959 tarih 16/14 sayılı Kararı) Vasiyetnamenin açılması ise TMK'nın 596. Maddesinde düzenlenmiş olup vasiyetname açılırken sulh hakimince izlenmesi gereken usul belirtilmiştir. Miras sözleşmesinin ve bu kapsamda yer alan mirastan feragat sözleşmesinin "resmi vasiyetname şeklinde yapılması hususu yalnızca" geçerlilik şekline ilişkin olup, mirastan feragat sözleşmelerinin vasiyetnamelerdeki usul doğrultusunda açılıp okunacağına ilişkin kanunda bir hüküm bulunmadığı gibi noterde düzenlenmiş olan mirastan feragat sözleşmesinin mirasbırakanın ölümü halinde sulh hakimine gönderilmesine dair de bir düzenleme söz konusu değildir....
Dava mirastan feragat sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespiti ve iptali istemine ilişkindir. İhtiyati tedbir öğretide "...kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır." şeklinde tarif edilmiştir....
E.. isimli şahsın gerçekte var olduğunun tespiti halinde savunma tanıklarına teşhis yaptırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi, Kabule göre; 2- 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinin, “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi” durumunda uygulanabileceği gözetilmeksizin, farklı tarihlerde düzenlendiğine ve kullanıldığına dair dosyada delil olmayan belge nedeniyle zincirleme suça ilişkin TCK'nun 43. maddesi uygulanarak fazla ceza tayini, 3- TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki "velayet hakkından, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun" sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin...
Tüm bu nedenlerle; mirastan feragat eden (TMK m. 528) mirasçı veya mirasçılar varsa, düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirastan feragat durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirastan feragat nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin de (kime kalacağının) gösterilmesi gerekir. Mahkemece, talep, nüfus kayıtları ve mirasçılardan F... E..., L.. D.. ve B.. Ş..'e ilişkin mirastan feragat kararı değerlendirilerek, mirastan feragat eden mirasçıların paylarının kime kalacağı hususunun açıkça gösterilmek suretiyle mirasçılık belgesinin düzenlenmesi gerekir. Bu bakımdan; verilen mirasçılık belgesinde yasal mirasçılar ile bunların miras paylarının gösterilmesi yerinde ise de; “mirastan feragatin hukuki sonuçlarının” düzenlenen mirasçılık belgesine yansıyacak şekilde gösterilmemiş olması hatalı olmuştur. Somut olayda, murisin eşi F... E.., kızları L.. D.. ve B.....
Noterliği 24/07/1997 tarih 47055 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde mirastan feragat sözleşmesi doğrultusunda mirasçılar Gülderen Aktaş ve Gülsen Hatemoğlu karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapmışlardır. Söz konusu mirasçılardan karşılık sağlanarak mirastan feragat ettiklerine göre, TMK'nın 528. maddesi uyarınca mirastan feragat eden Gülderen Aktaş ve Gülsen Hatemoğlu'un miras payının intikal şeklinin kararda gösterilmesi gerekir. Bu hüküm karşısında, mirastan feragat eden mirasçılar Gülderen Aktaş ve Gülsen Hatemoğlu mirasçılık sıfatını kaybetmişlerdir. Aynı zamanda mirastan feragat sözleşmesi karşılık sağlanarak düzenlendiğinden mirastan feragat eden mirasçıların alt soyu içinde sonuç doğuracaktır....
ın 06.03.2008 tarihinde vefat ettiğini, mirasbırakanın vasiyetname ile müvekkillerini mirastan ıskat ettiğini, müvekkillerinin mirastan çıkarma işlemini Finike Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/105 Esas 2008/12 Karar sayılı dava dosyasından yapılan tebligatlar ile öğrendiklerini, belirtilen mirastan ıskat sebeplerinden hiçbirinin geçerli ve gerçek olmadığını, Finike Noterliğinin 26.11.2002 tarih ve 06459 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde mirastan çıkarma senedinin iptalini, vasiyetnamenin tasarruf nisabını aşan kısmının iptalini ve müvekkillerinin mirastan pay almalarına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ..., ..., ..., ... ve ... vekili, mirastan çıkarma sebeplerinin doğruluğu ya da yanlışlığı hakkında beyanda bulunmayacaklarını, mirastan çıkarma işleminden müvekkillerinin yararlanmadığını, çıkarılanların altsoyunun yararlandığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Dahili davalılar, yargılamaya katılmamış ve davaya cevap vermemiştir....
Tüm bu nedenlerle mirastan feragat eden (TMK m. 528) mirasçı veya mirasçılar varsa, düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirastan feragat durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi, mirastan feragat nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin de (kime kalacağının) gösterilmesi gerekir. Somut olayda; davalı ... ’in muris eşi ...’in mirasından ... 1. Noterliği 22.06.2000 tarih ve 30786 yevmiye numaralı mirastan feragat sözleşmesi ile ivazlı olarak feragat ettiği anlaşılmıştır. İptali istenilen ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/189 Esas, 2005/196 Karar sayılı mirasçılık belgesinde mirasçıların ve miras paylarının belirlendiği ve davalının mirastan feragat sözleşmesi yaptığına dair açıklamaya yer verilmediği görülmüştür. Bu husus mahkemece de belirlendiği halde, hükümde ......
I- A)Türk Medeni Kanununun: 1- Mirastan feragat sözleşmesini ve kapsamını düzenleyen 528. maddesinde; mirasbırakanla, bir mirasçısının mirastan feragat sözleşmesi yapabileceği ve bu sözleşmenin feragat edene bir karşılık sağlanmak suretiyle veya karşılık sağlanmadan yapılabileceği hüküm altına alınmıştır. Maddenin ikinci fıkrasına göre, feragat eden mirasçılık sıfatını kaybeder. Maddenin üçüncü fıkrasının mefhumu muhalifinden, karşılık almadan feragat eden kişinin altsoyu hakkında, bu feragat sözleşmesi hüküm doğurmayacaktır. 2- Mirastan feragat sözleşmesinin hükümden düşmesini düzenleyen 529. maddesinde; a. Mirastan feragat sözleşmesi belli bir kişi lehine yapılır ve bu kişi herhangi bir sebeple mirasçı olamaz ise feragatın hükümden düşeceği, b. Mirastan feragat sözleşmesi belli bir kişi lehine yapılmamışsa, en yakın ortak kökün altsoyu lehine yapılmış sayılacağı ve bunların herhangi bir sebeple mirasçı olamaması hâlinde, feragatın yine hükümden düşeceği belirtilmiştir....
in 23/05/2013 tarihinde noterde düzenlenen mirastan feragat sözleşmesi ile murisleri ... ... ve ...'tan kendilerine kalması söz konusu olan miras paylarının tamamından feragat ettiklerini muris ... ...'ın 08/06/2015 tarihinde vefat etmesi üzerine alınan veraset ilamında ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ın mirasçı olarak gösterildiğini, bir kısım taşınmazların bu mirasçılara intikalinin yapıldığını, Elazığ Tapu Müdürlüğünün 20/04/2018 tarihli yazısı ile haciz talebinin reddedildiğini, mirastan feragat sözleşmesinin ivazsız olarak ve alacaklılardan mal kaçırmak maksadı ile yapıldığını, mirastan feragat eden ve lehine feragat edilen kişilerin kardeş olup bahse konu şirketten dolayı borçlu olduklarını bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğunu ileri sürerek Elazığ 3....
Noterliği 08.10.2015 tarihli mirastan feragat sözleşmesine değişik bahaneler ile imza attırıldığını, mirastan feragat sözleşmesi imzalandıktan (41) gün sonra 19.11.2015 tarihinde Emrullah TAMA'nın vefat ettiğini, müvekkilinin, aradan geçen zaman içerisinde kendisinin kandırılmış olabileceğini asla düşünmediğini, eşinin vefatından sadece yedi (7) gün sonra, davalı üvey çocuğu T5'nın yönlendirmesi ile 26.11.2015 tarihinde kendisi ve müşterek çocuk T13 adına Davalı Üvey Çocuk T4 geniş yetkiler içeren bir vekalet verildiğini, yine 24.03.2016 tarihinde davalı üvey çocuk T5'nın talebi ile diğer üvey çocuk T9 ile birlikte T4 tekrar bir takım menkul ve gayrimenkuller için çok geniş yetkiler içeren vekaletname verdiğini, müvekkilinin, 06.04.2018 tarihinde yani söz konusu 08.10.2015 tarihli mirastan feragat sözleşmesi üzerinden iki buçuk yıl gibi bir süre geçtikten sonra, kendisinin sömürüldüğünden şüphelenmeye başladığını ve duruma tam olarak muttali olmasa da, bu şüphe nedeni ile ilk hareket olarak...