Miras sözleşmesinin ve bu kapsamda yer alan mirastan feragat sözleşmesinin "resmi vasiyetname şeklinde yapılması hususu yalnızca" geçerlilik şekline ilişkin olup, mirastan feragat sözleşmelerinin vasiyetnamelerdeki usul doğrultusunda açılıp okunacağına ilişkin kanunda bir hüküm bulunmadığı gibi noterde düzenlenmiş olan mirastan feragat sözleşmesinin mirasbırakanın ölümü halinde sulh hakimine gönderilmesine dair de bir düzenleme söz konusu değildir. Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece talebin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden mirasçı Mahfuze'ye iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HMUK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.12.2018 günü oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mirastan Feragat Sözleşmesinin İptali K A R A R Dava, mirastan feragat sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Davacılar,davalılar ile noterde 19.4.2007 tarihinde mirastan feragat sözleşmesi imzaladıklarını,bu sözleşmeye göre davalıların ... mevkii 254 parseldeki iki katlı evi davacılardan baba ...’a ölünceye kadar bakmaları karşılığında diğer kardeşlerin sahip oldukları miras haklarından feragat ettiklerini, ancak davalıların davacı ...’a bakmadıkları gibi anneleri olan ... ’ın vefatından sonra davacı ... ile oturdukları 254 parseldeki evden taşındıklarını belirterek miras sözleşmesinin iptali ve davacılara mirasçılık hakkının tanınmasını istemişlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mirastan Çıkarma Sebebinin Tespiti - Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.04.2007...
Bir karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin altsoyu için de sonuç doğurur." TMK 529. maddesinde mirastan feragat sözleşmesi belli bir kişi lehine yapılmış olup bu kişinin herhangi bir sebeple mirasçı olamaması halinde, feragatin hükümden düşeceği, mirastan feragat sözleşmesi belli bir kişi lehine yapılmamışsa, en yakın ortak kökün altsoyu lehine yapılmış sayılacağı ve bunların herhangi bir sebeple mirasçı olamaması halinde, feragatın yine hükümden düşeceği.. Açıklanan kurallara uyulmaksızın düzenlenen miras sözleşmelerinin iptaline karar verilmesi gerekir....
Noterliği'nin 08/12/2010 tarihli 44865 yevmiye numaralı mirastan feragat sözleşmesinin iptalini talep etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirastan feragat sözleşmesinin açılıp okunması talebine ilişkindir. ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesince, ortada bir vasiyetnamenin açılması değil mirastan feragat sözleşmesi bulunduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. ... tarafından 12/03/2013 tarihinde düzenleme şeklinde mirastan feragat sözleşmesi imzalanmış olup, ... 16/04/2016 tarihinde vefat etmiştir....
Asliye Ceza Mahkemesi'nin 10.06.2008 tarih 2008/255 Esas, 2008/351 Karar sayılı ilamı ile 1 yıl 8 ay hapis cezasının verildiği ve ertelendiği, kararın 18.06.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından, söz konusu dosyanın bu dosya içerisine getirtilerek, işlemlerin aynı tarihte yapılmış olduğunun tespiti halinde davanın reddinin gerektiği, farklı tarihlerde makul süre aşılmadan yapılmış olması halinde mevcut davanın 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme suç oluşturup oluşturmayacağı, farklı tarihlerde ancak makul sürenin aşılması halinde ise ayrı bir suç kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, tartışılmadan eksik araştırmaya dayalı olarak sanık hakkında yazılı şekilde hüküm tesisi, Kabule göre ise; 2- TCK'nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki "velayet hakkından, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun" sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun...
Ancak; 1-Olay yerinde keşif yapılıp suça konu hayvanların çalındığı ahırın müştekinin evinin eklentisi olup olmadığı tespiti edilerek suç vasfının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 142/2-g maddesiyle hüküm kurulması , 2-Suç tarihinde mala zarar verme suçunun uzlaşmaya tabi suçlardan olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Yasanın 253. maddesindeki yöntem izlenerek uzlaşma girişiminde bulunulması gerektiğinin gözetilmemesi, 3-5237 sayılı TCK'nın 53/1 maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) fıkralarındaki haklardan yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin ikinci fıkrasına,5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş...
yoksunluğun“ sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
a sattığını belirttiği, ancak suça konu malzemelerin müşteki tarafından ücret karşılığı sanığa verilip verilmediğine ilişkin bir araştırma yapılmadığı anlaşılmakla, bu hususun müştekiye sorularak sanığın aylık ücret alacağı olup olmadığını, varsa ne kadar olduğu hususu açıklığa kavuşturulduktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü verilmesi, TCK’nın 53.maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “ velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin (1), (2) ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve 2014/140-2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli...