Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve dava tarihi itibarı ile mirastan feragat sözleşmesinin hukuken geçerli geçerliliğini koruduğunun anlaşılmasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 18.40 TL onama ilam harcının temyiz eden taraftan alınmasına, 21.06.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....
Ancak; 1- 16/10/2012 tarihli iddianameyle suça konu adreste bulunan 3 nolu binanın imara aykırı yapılması nedeniyle dava açıldığı, hükme esas alınan 21/06/2005 tarihli mirastan feragat sözleşmesi ve sanık tarafından dosya içerisine sunulan faturalardan sanığın zemin katta bulunan dükkan ile 1. katta bulunan 2 nolu dairenin maliki olduğu, Mahkemece söz konusu binanın 2. katında bulunan 3 nolu daireye yönelik değerlendirme yapılarak, mirastan feragat sözleşmesi ile bu dairenin ... lehine feragat edilmesi nedeniyle suçun sanık tarafından işlenmediğinden bahisle beraat kararı verildiğinin anlaşılması karşında, sanığa ait olan yerin tereddütsüz tespiti ile tespit edilen yerin TCK’nın 184. maddesi kapsamında imara aykırı olup olmadığı hususunda gerekirse yeniden keşif yapılıp, bilirkişi raporu alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle beraat kararı verilmesi, 2- Suçun sabit görülmesi halinde ise, hükümden sonra...
Bu suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan, önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir." şeklinde düzenlenmiştir. Bu maddede alacaklıların mirastan feragat sözleşmesinin iptalini isteyip isteyemeyeceği konusunda düzenleme yapılmamıştır. İsviçre Federal Mahkemesi mirasın reddinin iptaline ilişkin hükmün, kıyas yolu ile mirastan feragate de uygulanması istemine ilişkin davada kıyas yolu ile uygulamanın mümkün olmadığı yönünde karar vermiştir. Kanundaki düzenleme eksikliği bir ihmalin sonucu olmayıp; bilinçli bir tercihin ürünüdür. Kanun koyucu bilinçli olarak susmuş ve olumsuz bir çözüm tarzını benimsemiş; bir diğer ifade ile reddin iptaline ilişkin hükmün, kıyas yolu ile ivazsız feragatin iptaline uygulanmamasını istemiştir....
Mirastan ıskat ve mahrumiyet sebepleri ya da mirasın reddi veya mirastan feragat sözleşmesi hallerinin bulunması mirasçılık belgesi istemeye engel değildir. Iskat, mahrumiyet, ret ve feragatin hukuki sonuçları terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetileceğinden "sadece terekeye dahil mal ve haklar yönünden mirasçılık sıfatını kaybettiği ve payın kime kalacağını belirleyen" sözlerin hüküm sonucuna eklenmesi suretiyle miras paylarını gösterir biçimde hüküm kurulması gerekmektedir. Somut olayda, davalı ..., muris eşi ...'ın mirasından ... 4. Noterliği 17.10.1984 tarih ve 35014 yevmiye numaralı mirastan feragat sözleşmesi ile ivazsız olarak feragat etmiştir. Asli müdahil ...’ın ise doğum tarihinin 18.12.1984 olduğu, mirastan feragat sözleşmesinin yapıldığı tarih olan 17.10.1984’te ise cenin olduğu ve sağ doğmakla mirasçılık sıfatını kazandığı anlaşılmaktır....
(eMK. md. 475) maddesi uyarınca ölüme bağlı bir işlem (sözleşme) mi sayılacağı açık değil ise de; gerek davacılar, gerekse davalılar, bu işlemleri ölüme bağlı mirastan feragat işlemi olarak benimsediklerinden; hukuki değerlendirmenin bu benimsemeye uygun olarak yapılması gerekecektir. Bu işlemlerin Noterde yapıldığı 1990 yılında yürürlükte olan 743 sayılı eMK.'da mirastan feragat sözleşmesinin şekli bakımından bir hüküm bulunmadığından; “olumsuz miras sözleşmesi” niteliğinde olduğu; olumlu miras sözleşmelerinin şekline ilişkin eMK. 492. maddesindeki “miras mukavalesi resmi vasiyet şeklinde tanzim edilmedikçe geçerli değildir” biçimdeki hükmün mirastan feragat sözleşmeleri için de uygulanması gerektiği, Yargıtay'ın 11.12.1959 tarih ve 16/14 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile kabul edilmiştir. Bu İBK gereğince mirastan feragat sözleşmesi resmi vasiyet şeklinde yapılmadığı takdirde geçerli olmayacaktır....
Noterliği'nde düzenleme şeklinde vasiyetname düzenlendiğini, müvekkilinin ailesiyle görüşmediği için bu durumu bilmediğini, müvekkilinin annesi ve kardeşlerinin Bandırma Sulk Hukuk Mahkemesinin 2019/833 Esas ve 2022/212 karar sayılı ortaklığın giderilmesi davasında davacı vekilinin 17.11.2020 tarihinde müvekkilin mirastan ıskat edildiğini belirten dilekçe vermesi ve söz konusu davanın gerekçeli kararının müvekkilie Şubat 2022 tarihinde tebliğ olması nedeniyle müvekkilinin mirastan iskat edildiğini öğrendiğini, vasiyetnameye göre muris M.K.'...
Mirastan feragat sözleşmesi, hukuki niteliği itibariyle bir miras sözleşmesi olduğu için, yukarıda açıklanan kurallar mirastan feragat sözleşmesinin kurulmasında da geçerli olacaktır. Mirastan feragat sözleşmesi (TMK. md. 528) hakkında vasiyetname hükümlerinin uygulanacağına yönelik bir hüküm mevcut değildir. Bu nedenle vasiyetname ile ilgili olarak teslim görevi ve alınacak önlemlere ilişkin Türk Medeni Kanununun 595. ve vasiyetnamenin açılmasına ilişkin Türk Medeni Kanununun 596. madde hükümleri uygulanamaz. Noterde düzenlenmiş olan mirastan feragat sözleşmesinin mirasbırakanın ölümü halinde sulh hâkimine gönderilmesinin, açılıp okunmasının gereği bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, davada dayanılan sebeplerden birisinin ehliyetsizlik olması durumunda, kamu düzeniyle ilgisi ve ehliyetsizliğin saptanması halinde öteki nedenlerin incelenmesi gereğinin ortadan kalkması bakımlarından ilk önce ehliyetsizlik iddiası üzerinde durulması asıldır....
” sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, 53. maddesinin 1. fıkrasının a, b, d, e bentlerinde belirtilen haklardan yoksunluğun ise, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden, yoksunluğun tümü için koşullu salıverilmeye kadar sürmesine karar verilmesi, b-Adana Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce suça konu uyuşturucu maddelerden alınan şahit numunenin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi ve eksikliğin giderilmesi mümkün bulunduğundan; a- TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli...
Ne var ki; mirastan feragat edenin altsoyu (çocuğu) olan ..., sözleşmenin düzenlenme tarihi olan 20.04.1999 tarihinde 1982 doğumlu olarak annesinin yanında yaşamaktadır.....’ün annesi ile feragat eden mirasçı, 22.09.1997 tarihinde boşanmış ve ...'ün velayeti anneye verilmiştir. Mirasbırakanın mirastan feragat eden oğluna ivazı olarak gösterdiği tasarrufları oldukça düşük bir değerde, feragat edilen miras payı ise yüksek değerlidir. Mirasbırakanın bu boşanma olayının etkisi ve mali sonuçlarını bertaraf etmek için mirastan feragat sözleşmesi yaptığı, kastının torunu... sebebiyle eski gelini olan ....'ün annesini zararlandırmak olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple hükmün davacılardan Ayşegül yönünden bozulması gerektiğini düşünüyorum....
Mirasçılıktan çıkarılan kimse mirastan pay alamayacağı gibi tenkis davası da açamaz.(TMK.m. 511). Ölüme bağlı tasarrufta mirastan çıkarma sebebi gösterilmişse mirasçılıktan çıkarma geçerlidir. Mirastan çıkarma sebebinin varlığını ispat etmek, çıkarmadan yararlanan mirasçıya ait bulunmaktadır.(TMK. m.512). Somut olayda miras bırakanın vasiyetnamede "...ben hayattayken malımı yeteri kadar yedi... hiçbirşey vermiyorum. Bunlardan mahrum ediyorum..." demek suretiyle mirastan çıkarma sebebi belirttiği, davacının dava açarak bu sebebe itiraz ettiği, mirastan çıkarma sebebinin varlığını mirastan çıkarmadan yararlanacak olan davalı tarafın kanıtlaması gerektiği, dosya içeriği incelenip değerlendirildiğinde mirasçılıktan çıkarma sebebinin varlığını ve aile hukukundan doğan yükümlülüklerin yerine getirilmediği olgusunu davalı tarafın kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır. TMK.'...