Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Menfi tespit konulu eldeki davada ispat yükünün özellikleri üzerinde de durulmalıdır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi). İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir. Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir....

    DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 29/04/2022 KARAR TARİHİ : 16/06/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi tespit (Bankacılık alacağından kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, Dava dilekçesi ve ekleri incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklı banka tarafından müvekkil... ve sahibi olduğu diğer alacaklı şirket hakkında ... 10....

      Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın menfi tespit istemi yönünden reddine, istirdat istemi yönünden kısmen kabulüne, kötüniyet tazminatı isteğinin reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 14.01.2021 tarih ve 2019/5006 Esas, 2021/154 Karar sayılı ilamında “ Eldeki davada, mahkemece, taraflar icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı taleplerinde bulunmadıklarından bu hususta hüküm oluşturulmamış ve davanın menfi tespit istemi yönünden reddine, istirdat istemi yönünden kısmen kabulüne şeklinde gerekçe yazıldığı halde, hüküm kısmında “1-Davanın menfi tespit istemi yönünden reddine, 2-Davanın istirdat istemi yönünden kısmen kabulü ile, a)Davacı tarafça fazladan ödenen 424,46 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b)Fazlaya ilişkin 821,46 TL'lik istemin reddine, 3-Davacının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,” şeklinde hüküm kurulmuştur....

        Noterliği'nin 08/12/2010 tarihli 44865 yevmiye numaralı mirastan feragat sözleşmesinin iptalini talep etmiştir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/408 Esas KARAR NO : 2022/306 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/06/2021 KARAR TARİHİ: 24/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili Antalya 6....

          Tüm bu nedenlerle; mirastan iskat edilen (TMK.m.510 vd) mirasçı veya mirasçılar varsa, düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirastan iskat durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirastan iskat nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin de (kime kalacağının) gösterilmesi gerekir. TMK'nun 511. maddesinde düzenlenen; “Mirasçılıktan çıkarılan kimse, mirastan pay alamayacağı gibi; tenkis davası da açamaz. Mirasbırakan başka türlü tasarrufta bulunmuş olmadıkça, mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi, mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna, yoksa mirasbırakanın yasal mirasçılarına kalır. Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin altsoyu, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteyebilir." Hükmü uyarınca mirastan iskatta miras paylarının diğer mirasçılara intikal şekli kararda gösterilmelidir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki şahsi haktan kaynaklanan menfi tespit davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 05.12.2016 gün ve 2015/17268 Esas, 2016/10070 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen mahkeme kararının gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak onanmıştır. Dairemizin onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK’nın 440.maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve alacak davasına dair karar Dairemizin 10/09/2013 gün ve 2013/4552-12108 sayılı ilamı ile onanmasına ve bozulmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacı ve davalı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağı ve taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece alacağın kısmen kabulüne kısmen reddine, menfi tespit isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 30/04/2019 KARAR TARİHİ : 02/05/2019 YAZIM TARİHİ : 06/05/2019 Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar .... ve ......

                Davacının bu bağlamda talebi alacak istemi olup çekler yönünden talep, tedbir kararı verilmesidir. Davacının menfi tespite yönelik herhangi bir istemi bulunmamasına ve bu hususta dava açılmamış olmasına rağmen mahkemece HMK’nın 26. maddesi uyarınca hem miktar hem de menfi tespit davası varmışçasına talep aşılarak 171.545,50 TL yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine yönelik hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu