Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf başvurusuna konu davada ; "...Dava ,taraflar arasında yapılan mirastan ivazlı feragat sözleşmesi gereği dava konusu taşınmazın davalı adına kayıtlı hissesinin iptali ile davacı adına tescili taleplidir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalının eşinden intikal edecek dava konusu taşınmaz hissesi yönünden mirastan ivazlı feragat sözleşmesi düzenlendiği, TMK 529....

Davalılardan ..., noterde düzenlenmeyen feragat sözleşmesinin geçersiz olduğunu, diğer yandan yakın miras bırakan Şengün Tezel’in sözkonusu sözleşmede imzasının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar savunma yapmamışlardır. Mahkemece, resmi şekilde düzenlenmeyen mirastan feragat sözleşmesinin geçerli olmadığı ve ...in sözleşmeye iştirakinin bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık konusu taşınmazlardan 322 ada 5 parsel 18.4.1990 tarihinde dava dışı ... ve... adlarına tapuya tescil edilmiş olup, halen aynı kişiler adına kayıtlıdır. Tapuda kayıtlı taşınmazların malikini değiştirmeyi amaçlayan iptal ve tescil davaları, sicilde malik olarak görünen kişi ya da kişilere, ölü iseler, mirasçılarına yöneltilir....

    den aldığını, bu işlemin mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, öne sürerek muvazaa nedeniyle davalı adına oluşan tapu kaydının miras payı oranında iptali istemiyle dava açmıştır. Davalı taraf, davacı ...'in (ve dava dışı diğer kardeşleri ... ve ...'nin) 10.04.1974 tarihli yazılı senet ile muristen gelecek miras payını kardeşi ...'e devrettiğini, muris...'ün bu işleme muvafakatinin bulunduğunu, davacının artık muristen gelecek bir miras payı kalmadığından muvazaa sebebiyle tapunun iptalini isteyemeyeceğini savunmuştur. Mahkemece murisin sağlığında yapılan 10.04.1974 tarihli mirastan feragat sözleşmesinin, resmi vasiyetname şeklinde yapılmaması ve murisin feragat işlemine muvafakatinin bulunmaması nedeniyle geçersiz olduğu, 30.04.1974 tarihinde muris ile oğlu ......

      ın, ... lehine yaptığı mirastan feragat sözleşmesinin iptali talebini içeren davanın kabul kararı ile sonuçlandığı ve Yargıtayca onanarak kesinleştiği, her ne kadar bozma ilamında, 2010 yılında alınan veraset ilamının iptaline ilişkin dava sonucunun beklenerek kimin husumete ehil olduğunun belirlenmesi gereğine işaret edilmiş ise de yukarıda açıklandığı üzere, ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/454-668 sayılı yukarıda açıklanan veraset ilamının iptali davasında görevsizlik kararı sonrası başka işlem yapılmadığı ve davanın akim kaldığı anlaşılmakla, Medeni Kanun hükümlerine göre ve kesinleşen karar sonuçlarına göre meselenin halli gerektiği, Türk Medeni Kanunu'nun 528. maddesi " Miras bırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir. Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder....

        Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların, mirastan feragat sözleşmesi ile bu sözleşmeden rücu edildiği tarih arasında temlik edildiği, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar, Dairece; "… Hemen belirtilmelidir ki, dava hukuki yarar yokluğundan reddedilmiş ise de; mirasbırakan ile davacı arasında Türk Medeni Kanunu'nun 528. maddesi uyarınca mirastan feragat sözleşmesi yapıldığı, daha sonra 24.02.2004 tarihinde anılan sözleşmeden rücu edildiği, gerek murisin ölüm tarihi ve gerekse dava tarihi itibariyle davacının mirasçı sıfatınaı haiz olduğu gözetildiğinde davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı olduğu kuşkusuzdur. … Somut olayda hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur....

          Yine aynı Yasa’nın 528. maddesine göre, “ Mirasbırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir. Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder. Bir karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin alt soyu için de sonuç doğurur.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Kanun koyucu ölüme bağlı tasarrufların yapılması için iki farklı şekil şartı öngörmüştür. Bunlardan biri, mirasbırakanın tek taraflı yaptığı ve her zaman dönebileceği vasiyetname (MK 531-544), diğeri iki taraflı, bağlayıcı özelliği olan miras sözleşmesidir. Miras sözleşmesinin geçerli olması için Türk Medeni Kanunu'nun 545/I. maddesi uyarınca resmî vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekir. Mirastan feragat sözleşmesi, hukuki niteliği itibarıyla bir miras sözleşmesi olduğu için, yukarıda açıklanan kurallar mirastan feragat sözleşmesinin kurulmasında da geçerli olacaktır. 3.2.3....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortak miras bırakanları ... ... ... Şirketi'indeki paylarını 13.06,2005 tarihinde davalı oğulları ... ... 'a devrettiğini, yapılan işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, şirket hisselerinin yasal miras payı oranında iptali ile adına tesciline; olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının ... Noterliği'nce düzenlenen 26.07.1989 tarihli "mirastan feragat sözleşmesi" ile miras hakkından feragat ettiği ve böylece mirasçılık sıfatını kaybettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

              ın, ... lehine yaptığı mirastan feragat sözleşmesinin iptali talebini içeren davanın ret kararı ile sonuçlandığı ve Yargıtayca onanarak kesinleştiği, ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... Esas, 2008/16 Karar sayılı kararı ile ...'ın, ... lehine yaptığı mirastan feragat sözleşmesinin iptali talebini içeren davanın ret kararı ile sonuçlandığı ve Yargıtayca onanarak kesinleştiği, ....Asliye hukuk Mahkemesi'nin 2006/161 Esas, 2008/114 Karar sayılı kararı ile ...'ın, ... lehine yaptığı mirastan feragat sözleşmesinin iptali talebini içeren davanın kabul kararı ile sonuçlandığı ve Yargıtayca onanarak kesinleştiği, her ne kadar bozma ilamında, 2010 yılında alınan veraset ilamının iptaline ilişkin dava sonucunun beklenerek kimin husumete ehil olduğunun belirlenmesi gereğine işaret edilmiş ise de yukarıda açıklandığı üzere, ......

                Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile açılmamış bir miras üzerinde miras hakkının temliki sözleşmesinin geçerli sayılabilmesi için TMK’nın 678 inci maddesi gereğince miras bırakanın bu sözleşmeye iştiraki ve muvafakat etmesinin şart olduğu, ancak sözleşme konusu malvarlığında murise ait hak sahipliğinin olması, ya da ölümle birlikte terekeye ait olacağının da tartışmasız olması gerektiği, somut olayda dava konusu taşınmazların müteveffa adına değil onun eşi ve çocukları (davalılar) adlarına kayıtlı olduğu, müteveffanın kendisi adına tapuda kayıtlı olmayan taşınmazları sözleşmeye konu etmeye çalıştığı anlaşıldığından davacı dayanağı sözleşmenin mirastan feragat, miras hakkının devri ya da miras hukukuna dahil sair sözleşme niteliğinde olmadığı, tapulu taşınmazların devrine ilişkin sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı taktirde TMK'nın 706, TBK'nın 237, Tapu Kanunu'nun 26 ncı ve Noterlik Kanunu'nun 60 ıncı maddeleri uyarınca geçersiz olduğu...

                  Mirastan Doğan Davalarda Yetki’ başlığını taşıyan 6100 sayılı HMK’nın 11. maddesiyle, terekenin paylaşılmasına, yapılan paylaşma sözleşmesinin geçersizliğine, ölüme bağlı tasarrufların iptali ve tenkisine, miras sebebiyle istihkaka ilişkin davalar ile mirasçılar arasında terekenin yönetiminden kaynaklanan davalar ve terekenin kesin paylaşımına kadar mirasçılara karşı açılacak tüm davalar bakımından miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili olduğu hüküm altına alınmıştır. Görüleceği üzere, madde metninde tahdidi bir sayıma gidilmiş olup, zikredilen kesin yetki kuralı sadece bu madde kapsamında sayılan davaları kapsamaktadır. Davacılar, ...’ün vasiyetnamesi gereğince, murislerine ödenen iradın günün koşullarına göre uyarlanmadığını ve bu nedenle murise eksik ödeme yapıldığını iddia etmektedirler. İddianın ileri sürülüş biçimi itibariyle uyuşmazlık, yukarıda zikredilen maddede tahdidi olarak sayılan davalardan hiçbirisine girmemektedir....

                    UYAP Entegrasyonu