İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, cevap dilekçesini tekrarla, borçlunun süresi içinde reddi miras talebinde bulunduğuna ilişkin hususun borca itiraz olarak ileri sürebilmesi için mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alınması gerektiğini, dava dilekçesinde reddi miras davasına ilişkin mahkeme ilamının henüz kesinleşmediğinin dile getirildiğini, dolayısıyla, davacının yasal mirasçı sıfatının devam ettiğini ve borçtan sorumlu olduğunu, yerleşik içtihatlar çerçevesinde yaygın görüşün mirasın reddedilmesine ilişkin durumun borçlu tarafından ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde itiraz ile sunulması olduğunu, mirasın kayıtsız ve şartsız reddedildiğine dair davacının elinde bir ilam bulunmadığını belirterek, kararın bozulmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu hakkında genel haciz yolu ile yapılan takipte borçlu icra mahkemesine başvurusunda; İİK'nun 65. maddesi hükümleri uyarınca gecikmiş itirazda bulunmuş ve takibin durdurulmasını istemiş, mahkemece tebligatın usulüne uygun olduğundan ve borca itirazında icra dairesine yapılacağından, davanın reddine karar verilmiş, hükmü borçlu taraf temyiz etmiştir. İİK'nun 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965 - 538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir....
İlk derece mahkemesi tarafından; "...tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı- borçlu tarafından başlatılan takipte kısmi itfa sebebiyle borca itiraz edildiği, davacı tarafından sunulan dekontların incelemesinde takip konusu senetlerin ödendiğini dair bir atfın bulunmadığı ve alacaklının da bu ödemelerin bonoya istinaden yapıldığına dair kabul beyanı bulunmadığı, dolayısı ile davacının ödemelerini İİK'nın 169/a maddesinde öngörülen bir belgeyle ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekmiş..." şeklindeki gerekçe ile "1- Davanın reddine, 2- Şartları oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine" karar verilmiştir. Davacı borçlu istinaf başvurusunda özetle; üzerine atılı borca ve hakkında verilen mahkeme kararına itiraz ettiğini, kabul etmediğini bildirmiştir. Ankara 7....
Borçlular tarafından hamilin yetkili hamil olmadığı ve borcun ödendiği belirtilerek borca itiraz edilmiştir. İİK. nun 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Somut olayda, 10 örnek ödeme emrinin, itiraz eden borçlulardan ... ve ...'e 22/03/2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların ise yasal beş günlük süreden sonra (01/04/2013 tarihinde) icra mahkemesine itirazlarını bildirdikleri görülmektedir. Mahkemece borçlular ... ve ... yönüyle istemin süre aşımı sebebiyle reddine karar vermek gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde ret kararı verilmesi doğru değil ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir....
İİK'nun 169. maddesi uyarınca; "Borçlu, 168 inci maddenin 5 numaralı bendine göre borca karşı yapacağı itirazını bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir. Bu itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz." Ancak bununla birlikte aynı Kanun'un 169/a-son maddesi ile de "İtirazın reddi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması hiç bir icra muamelesini durdurumaz. Şu kadar ki, borçlu 33 üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre teminat gösterirse icra durur" hükmü öngörülmüştür. Diğer yandan İİK'nun 363/son maddesinde; "İstinaf yoluna başvuru, satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz" hükmü öngörülmüşse de, İİK'nun 169/a son maddesi hükmü, kambiyo yolu ile takiplerde itirazın reddi kararının istinafı için özel bir düzenleme getirdiğinden genel bir düzenleme olan İİK'nun 364/3. maddesi hükmü uygulanamaz....
Başvuru bu haliyle İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanmalıdır. Somut olayda borçlu tarafından dosyaya sunulan ve alacaklı tarafından imzası inkar edilmeyen 10.01.2014 tarihli ödeme belgesinde, “31.03.2014 tarihli senete mahsuben, tutarı 20.000 TL” açıklaması olduğu, bu durumda ödeme belgesinin borca itirazı kanıtlamaya yeterli ve dolayısıyla İİK.nun 169/a-1 maddesine uygun nitelikte belgelerden olduğu görülmektedir. Öte yandan imzayı kabul eden alacaklının, ödeme belgesinde tahrifat yapıldığı iddiası yargılamayı gerektirdiğinden, icra mahkemesi dar yetkili mahkeme olup, borca itiraz halinde ancak İİK'nun 169/a maddesi uyarınca inceleme yapabilir. O halde mahkemece borca itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğünün 2020/6392 E. dosyasındaki aynı borca itiraz etmiş iken yetkili icra dairesine gönderilip tekrar başlatılan takip borcuna öğrendiği halde itiraz etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı ve daha önce sergilediği irade beyanına uygun olmadığını, davacı müvekkilinin yurt dışında olması ve hiçbir kusuru olmaksızın 7 günlük yasal süresinde haklı itirazını icra müdürlüğüne sunamaması sebebiyle gecikmiş itiraz müessesine başvurma zorunluluğu hasıl olduğunu, pek çok Yargıtay kararından da görüleceği üzere yurt dışında bulunma sebebinin gecikmiş itiraz için haklı sebep sayılmış olduğunu, talep edilen alacak gerçek ve mevcut bir alacak olmadığından talep edilen borca, faizine ve fer'ilerine itiraz ettiklerini bildirerek öncelikle Mudanya İcra Müdürlüğü 2020/1293 Esas icra takibinin tedbiren durdurulmasını gecikmiş itirazlarının kabulünü, takip dosyasında taşınmaza konulan haczin kaldırılmasını yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....
Bu durumda, borçlunun mirasın reddi nedeniyle kambiyo takibine yönelik başvurusu İİK.'nun 168/5. Maddesi kapsamında borca itiraz olmakla ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülmesi kanunen zorunludur. Davacı tarafça ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde belirtilen nedenle borca itirazda bulunulmuştur. Borçluların bu haliyle icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, bu itirazın kabulü halinde aynı Kanunun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesi kararı da bu yöndedir. HMK'nun 355. Maddesi kapsamında dairemizce resen dikkate alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....
Davalı vekili takibe itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından 13.01.2022 tarihinde tebellüğ edilen ödeme emrindeki borca, yetkiye, faize ve her türlü fer’ilerine karşı itirazlarını içeren dilekçeleri olduğunu, yukarıda numarası belirtilen dosyanızdan örnek no:7 ödeme emri müvekkil şirket tarafından 13.01.2022 tarihinde tebellüğ edildiğini, Süresi içerisinde itirazlarını sunduklarını, Alacaklı görünen tarafından müvekkil aleyhine açılan 1.772,71-TL olan borca itiraz ettiklerini, Müvekkilin, dosya alacaklısına herhangi bir ad altında borcu olmadığını, Kaldı ki Borçlu da alacaklı olduğunu iddia ettiği rakamın neye dayanarak talep edildiğine ilişkin fatura vb. dayanak belge sunamadığını, Dolayısıyla bu bedelin haksız olduğunu, Müvekkil aleyhine başlatılan icra takibinde müvekkilin borçlu olduğu herhangi bir rakam bulunmadığını, Bu sebeple borca, faize ve her türlü fer’ilerine açıkça itiraz ettiklerini, icra takibinin yetkili icra dairesinde açılmadığını, Müvekkilin adresi yukarıda...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2021 NUMARASI : 2020/432 ESAS, 2021/173 KARAR DAVA KONUSU : Borca İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, borca konu senetlerin işletme devri nedeniyle verildiğini, senetlerin alacaklı kısmı, tarih kısmı, nakden yazan kısım ve düzenleme tarihinin boş olarak verildiğini ve bu kısımlardaki yazıların müvekkillerine ait olmadığını, işletme devri dolayısıyla verilen senetlerin tamamının ödenmesine rağmen müvekkillerine iade edilmeyerek takip konusu yapıldığını, faiz ve ferilerine de itiraz ettiklerini belirterek borca itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına, davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 8....