İlk derece mahkemesi; takip dayanağı bononun keşide yerinin İstanbul olduğu, bu nedenle yetki itirazının reddi gerektiği, davacının borca itirazını İİK'nın 169/a-1. maddesi kapsamında ispatlayamadığı gerekçesi ile borca ve yetkiye itirazın reddine karar vermiştir. Davacı/borçlular vekili istinaf dilekçesinde; kararın eksik inceleme sonucu verildiğini, gerekli ve yeterli inceleme yapılmadan ve taraflar arasındaki ticari ilişki tespiti yapılmadan karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı/borçlular vekili dava dilekçesinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş, istinaf dilekçesinde ise borca itiraz nedenleriyle birlikte eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğini ileri sürmüştür. İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz Uyuşmazlık mirasçılar arasındaki bakım masrafları ile miras bırakandan intikale eden ve miras paylarına düşen paranın tahsili istemi ile açılan ve kesinleşen 23.2.2009 günlü kararda tahsiline karar verilen alacağın mükerrer olarak iki ayrı icra takibine konu edilmesi sebebiyle ikinci icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisine dayalı bir ihtilaf bulunmamaktadır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 13.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlu vekili icra takibine itirazında, takip konusu faturalardan 7 adedi ile ilgili olarak sadece icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ve bu faturalarla ilgili olarak borca itiraz etmemiştir. 3 adet fatura yönünden ise hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. Sadece icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi halinde bu yöndeki itirazı incelemek İİK'nın 50. maddesi hükmü uyarınca icra hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz edilmesi halinde ise itirazın iptali davasında görevli olan genel mahkeme İİK'nın 50. maddesi uyarınca itirazın iptali davasının koşullarından biri olduğundan öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemek ve sonucuna göre bir karar vermek durumundadır....
Asliye Hukuk Mahkemesinde defi yoluyla mirasın hükmen reddi talebinde bulunulmakla birlikte aynı davacıya karşı yine mirasın hükmen reddi talebi ile eldeki davanın açıldığı, 4. As Hukuk Mahkemesi ile görülen ve henüz kesinleşmeyen davanın 05.11.2018 tarihinde ; eldeki davanın ise 10.09.2020 tarihinde açıldığı, mirasın hükmen reddi talebinin hem defi yoluyla hem de eldeki dava ile ayrıca talep edilmesi halinin HMK 114/1- ı maddesi uyarınca derdestlik dava şartı noksanlığına sebebiyet vereceği, ilk olarak Bam sonrası tespit edilen işbu durum sebebiyle davanın usulden reddi gerektiği kanaat edilmiştir. Zira terekesinin borca batık olduğu iddia edilen 1995 doğumlu-2012 ölüm tarihli T10 başkaca bir alacaklısı ve alacağının da tespit edilemediği görülmekle eldeki mirasın hükmen reddi dosyası ile tarafları ve konusu aynı olan Konya 4....
Mahkemece dava dilekçesinin yetki yönünden reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davalı borçlu Antalya’da yapılan icra takibinde icra dairesinin yetkisine, açılan iptâl davasında da mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Borçlunun hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi halinde mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine itirazı incelemesi, yetkisiz ise geçerli bir takip bulunmadığından itirazın iptâli davasının bu sebeple reddine karar vermesi gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.06.2002 gün 2002/10-553 Esas, 2002/550 Karar sayılı ilâmı)....
Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre de, borcun olmadığı, itfa veya imhal edildiğine dair sunulan belgenin takip konusu borç sebebiyle verildiğinin kabul edilebilmesi için belgede takip dayanağı senede açıkça atıfta bulunulması zorunludur. Somut olayda, borçlular tarafından ödeme belgesi olduğu iddia edilen banka dekontları ve ekstrelerinde takip konusu senede herhangi bir atıf bulunmamaktadır. Alacaklı vekili bu ödemelerin takip konusu olmayan ve vadesi önce gelen 30.10.2012 vade tarihli başka bir senede mahsuben yapıldığını, takibin dayanağını oluşturan 30.11.2012 vade tarihli senet borcuna ilişkin ödeme yapılmadığını savunmuştur. Bu durumda alacaklının dayanak senetten doğan borca karşılık ödeme yapıldığı yönünde bir kabul beyanı bulunmadığına göre, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesine göre usulünce ispatlandığı sonucuna varılamaz....
borca itirazın süreden reddine ilişkin kararın yerinde olmadığı, gecikmiş itiraz yönünden değerlendirme yapıldığında; İİK'nun 65. maddesine göre borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevrilme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebileceğinin öngörüldüğü, aynı maddenin 2. fıkrasında ise borçlunun maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde mazeretini gösterir deliller ile birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye mecbur olduğu düzenlenmiş olup, somut olayda dava dilekçesinde herhangi bir mani sebebi ortaya konulmadığı gibi buna ilişkin delillerin de gösterilmediği, bu şekilde gecikmiş itiraz koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla, gecikmiş itirazın reddine şeklinde karar verilmesi gerekirken itirazın borca itiraz olarak kabul edilmesi doğru bulunmamıştır....
Esas nolu dosyası üzerinden ilamsız takip başlattıklarını, borçlunun itirazı ile takibin durduğunu, borçlunun itiraz dilekçesinde borca itiraz etmeyerek "fatura bedelinin eşi ...'a ait kredi kartından mail order yolu ile ödemesinin yapıldığı" şeklinde beyanda bulunduğunu ve takibin durdurulduğunu, borçlunun malın tesliminden sonra eşi vasıtası ile mail order yoluyla ... tarihinde ödeme yaptıktan ve ... tarihinde 1.350,00.-TL müvekkili şirketin banka hesabına geldikten sonra harcama itirazında bulunduğunu, 1.338,05.-TL'nin davalının eşinin hesabına iade edildiğini, aradaki 13,,05....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/02/2021 NUMARASI : 2020/511 ESAS 2021/74 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)|İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Mersin 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/511 Esas 2021/74 Karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde istinaf yolu ile tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine dosya dairemize gönderilmekle dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin 1....
İcra müdürlüğünün ... esas sayılı icra dosyası 1.723.981,76 TL asıl alacak, 40.226,24TL faiz ve 7.240,73TL KDV üzerinden yapılan ilamsız takipte , borçlu davalıların süresinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, takibin durduğu görülmüştür Mahkeme, davacı tarafça, davalılar aleyhinde Bakırköy ......