İcra Müdürünün mirasın reddi kararını görmeden önce takip hukuku kurallarına göre yaptığı işlemleri, kendiliğinden kaldırma yetkisi bulunmamakta ise de bu işlemlerin iptali şikâyet yolu ile İcra Mahkemesinden istenebilir. İcra Mahkemesi takipten önce alınan mirasın reddi kararının taşıdığı hüküm ve bu hükümlerin sonuçlarını (TMK 611.) şikâyetin konusu olması nedeniyle değerlendirebilecektir. Mirasın reddi kararına dayanan takibin iptali talebinin borçlu sıfatına itiraz olarak nitelendirilip borca itiraz müessesesi kapsamında değerlendirilmesi başvurunun borca itiraz süreleri ile sınırlandırılması takip hukukunun bütünlüğü ile uyum sağlamaz. İcra hukuku ilâmlı icrayı da bünyesinde bulundurmaktadır. İlâmlı icrada itiraz “İtfa”, “imhal”, “zamanaşımı” ile sınırlı olup, yasada bir başka nedenle ilâmlı takibe itiraz edilebileceğine ilişkin düzenleme bulunmamaktadır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/10/2021 NUMARASI : 2021/159 ESAS - 2021/424 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı dava dilekçesinde özetle; Yılmazlar Has Un ve Yem, Gıda Tic A.Ş. olan senet borcunu ödediğini, senetlerle ilgili bir borcunun bulunmadığını, bu senede itiraz ettiğini, icra dosya numarasının 2018/4490 Esas sayılı dosya olduğunu belirtmiştir....
(M) KARŞI OY YAZISI İleri sürülüş şekli bakımından itiraz sebeplerini borca itiraz ve imzaya itiraz şeklinde ikiye ayırmak mümkündür. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlar borca itirazdır. Borçlu ödeme emrine itiraz ederken borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir. Borçlunun yalnız "itiraz ediyorum" demesi yeterlidir. İcra İflas Kanun'unun 63. maddesi gereğince borçlu itirazında bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı olduğundan borçlunun senet metninden anlaşılamayan borca itiraz sebeplerini itirazında ayrıca ve açıkça bildirmesi kendi yararınadır. Dava konusu olayda; Davalı borçlu, mükerrer takip yapıldığını bildirerek itiraz etmiştir. Davalı borçlunun bu itirazı borca itiraz olup, itirazı üzerine icra takibi durmuştur. Davacı alacaklı icra takibinin devamı için icra mahkemesine başvurmuş, icra mahkemesi davalı borçlunun itirazının haksız olduğuna karar vermiştir....
Bilirkişiler raporunda kaydi bilançoda görülen vergi borçlarını dikkate alarak rapor tanzim etmişlerse de yazışmalarla tespit edilen ve bilirkişi raporunda da belirlenen güncel kamu borçlarının kaydi bilançoda gösterilen 733.201,00 TL olmayıp 10.800.000,00 TL tutarında olduğu, bu tutar dikkate alındığında şirketin borca batık olduğu anlaşılmaktadır. Kaydiye göre şirket 2.276.798,00 TL borca batık olmadığı raporda belirtilmiş ise de; rayiç bilançoda güncel kamu borçları dikkate alınması gerektiğinden 10.800.000,00 TL tutarındaki kamu borcu dikkate alındığında rayiç bilançoda davacı şirketin borca batık olduğu görülmektedir. Kaydiye göre değil rayiç bilançoya göre değerlendirme yapılmalıdır, bu sonuca göre şirket borca batıktır. İlanla dosyaya müdehale eden ve iflasın kötüniyetli olup olmadığı ile ilgili bir iddia ortaya koyan alacaklı çıkmamaıştır. Şirketin borca batık olduğu anlaşıldığından davacının iflasına karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 30.01.2020 tarih ve 2019/189 Esas, 2020/24 Karar sayılı kararı ile özetle; ''...Muris Orhan Naçar adına kayıtlı taşınır-taşınmaz malı ve bankalarda mevduatı bulunmadığı, terekesinin aktif bölümünün olmadığı, pasif bölümünde ise T2 T3 878,71- TL vergi borcu olduğu, talebin mirasın hükmen reddi olup hak düşürücü süreye tabi olmadığı, davacıların terekeyi benimsemeye ilişkin herhangi bir delilin temin edilememiş olması ve terekenin borca batık olduğu anlaşılmış, muris terekesinin pasifinin aktifinden fazla olması ve dosya kapsamı gözetilerek, davacının davasının kabulüne, Muris Orhan Naçar'ın (T.C:) terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile MİRASIN HÜKMEN REDDİNE'' dair karar verilmiştir. İSTİNAF EDEN: Davalı T2 vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
İİK.nun 168/1. maddesinin 3,4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur.Somut olayda, ödeme emrinin, imzaya ve borca itiraz eden borçluya 18/09/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal beş günlük süreden sonra (28/09/2015 tarihinde) icra mahkemesine itirazlarını bildirdiği, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin olarak da bir şikayette bulunmadığı görülmektedir. O halde mahkemece borçlunun isteminin süre aşımı sebebiyle reddine karar vermek gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde ret kararı verilmesi doğru değil ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir....
külliyen itiraz ettiğini, takibin durdurulmasını talep ettiğini, borçlunun itirazı ile mezkuz icra takibinin durdurulmasının akabinde iş bu dava konusunun her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hasebiyle huzurdaki itirazın iptali davası için dava şartı teşkil eden 6102 sayılı TTK'nın 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, görüşme sonucunda anlaşılamadığını, borcunun borca itiraz ederek takibi durdurmuş ise de itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, söz konusu hasar sebebiyle borç tahakkuku ve akabinde de icra takibe geçildiğini, borçluların haksız fiilden kaynaklı müvekkili kuruma vermiş oldukları zararı henüz tazmin etmediğini, hasar bedeli alacağına ilişkin icra takibine de kötü niyetle itiraz ettiklerini, bu nedenlerle borçlunun itirazının iptaline ve hükmolunacak meblağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir...
Murisin ölüm tarihinde borca batık olduğunun iddia eden mirasçıların bu iddialarını mirasın gerçek reddine ilişkin 3 aylık süre içerisinde mirasın gerçek reddi davası açmışlar , daha sonra davadan feragat etmişler ve ilgili karar 13.01.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Bu nedenle; davacıların mirasın gerçek reddi davasından feragat etmeleri murisin terekesini benimsemiş olmaları olarak değerlendirilmelidir. Müteveffanın kızları ile eşinin 3 aylık sürenin sonuna çok kısa bir süre kala 06.01.2014 tarihinde mirasın gerçek reddi davası açıp daha sonra feragat etmeleri şüphe uyandırmaktadır. Ancak yukarıda açıklamadığımız üzere davacıların mirasın gerçek reddi davasından feragat etmeleri murislerinin terekesini benimsemiş olmaları olarak değerlendirilmelidir....
KARŞI OY İcra İflas Kanun'unun 269/d maddesi yollamasıyla 68/son maddesi gereğince itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı diğer tarafın istemi üzerine tazminata mahkum edilir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz ederek işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. İleri sürülüş şekli bakımından itiraz sebeplerini borca itiraz ve imzaya itiraz şeklinde ikiye ayırmak mümkündür. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlar borca itirazdır. Borçlu ödeme emrine itiraz ederken borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir. Borçlunun yalnız "itiraz ediyorum" demesi yeterlidir. İcra İflas Kanun'unun 63. maddesi gereğince borçlu itirazında bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı olduğundan borçlunun, senet metninden anlaşılamayan borca itiraz sebeplerini itirazında ayrıca ve açıkça bildirmesi kendi yararınadır....
, borcun takibe itiraz etmeyen ve herhangi bir reddi miras talebi bulunmayan diğer mirasçılar tarafından kapatıldığını ve icra dosyasına, alacaklarını haricen aldıklarını bildirir taleplerini icra dosyasına sunduklarını, bu nedenlerle işbu davaya konu takip borcunun kapandığını müvekkili banka açısından konusuz kaldığını, bu nedenlerle müvekkili aleyhine açılmış işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....