WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AHM 2017/17 E.) ise 05.02.2021 tarihli icra takibinden önce sırasıyla 09.03.2016 ve 06.03.2020 tarihinde alındığı, icra takibinin mirasın reddi süresi geçtikten sonra başlatıldığı, İİK'nın 53 üncü maddesinin ve dolayısıyla İİK'nın 16 ncı maddesinin uygulama yeri bulunmadığı, (Yargıtay 12. HD 2017/8971 E. ve aynı mahiyetteki 2019/724 E. sayılı ilamları), borçluların başvurusunun, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olduğu, mirasın reddi kararının icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığından itirazın süreye tabi olduğu, borca itirazın süresinde olduğu, borçluların mirası hükmen reddettikleri ve taleplerinin borca itiraz olarak nitelendirilmesi gerektiği gerekçesi ile itirazın kabulüne, takibin borçlular yönünden durdurulmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

    Ö.. tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 168/5. maddesine dayalı olarak borca itiraz edilmesi halinde, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 5. fıkrasında “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan, İİK'nun 169/a-6. maddesinde, borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle reddi halinde takibin muvakkaten durdurulmuş olması koşuluyla alacaklının isteği üzerine borçlunun takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği düzenlemesi öngörülmüştür....

      K A R A R Davacı, taraflar arasında 12/12/2014 tarihli adi borç senedinin düzenlendiğini, bu belgelere göre davalılardan ...’ın kendisine 25.000 Euro borcunun bulunduğunu ve borcunun 12/12/2014 tarihine kadar ödeyeceğini,diğer davalı olan ...’in de bu borca kefil olduğunu, belgelerin üzerindeki imzaların borçlulara ait olduğunu, davalıların yurt dışında bulunduklarını, kötü niyetli olarak borca ve imzaya itiraz etmeleri sebebiyle takibi uzatmak istediklerini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötüniyetli itiraz sebebiyle % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, herhangi bir borcunun bulunmadığını, takibe konu belgelerdeki imzaların ve belge içeriklerinin kendilerine ait olmadığını belirterek davanın reddini ve %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

        Hatay İcra Dairesinin 2019/36620 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı T3 tarafından borçlu Ali Levent Selçuk hakkında 04/11/2019 tarihinde genel haciz yoluyla 62.000,00 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, 19/11/2019 tarihinde borçlu mirasçıları hakkında ödeme emri düzenlendiği, davacı borçluya ödeme emrinin 13/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, 13/01/2020 tarihinde davacı tarafından mirası red sebebine dayalı olarak borca itiraz dilekçesinin verildiği, İcra Müdürlüğünün 16/01/2020 tarihinde mirası red sebebiyle itirazın borca itiraz olduğu ve süresinde itiraz edilmediğinden itirazın reddine ve takibin devamına kararının verildiği, 24/01/2020 tarihinde müvekkil hakkında başlatılan icra takibinin durdurulması ile maaş haczinin kaldırılması için tekrar talepte bulunulduğu, icra müdürlüğünün 24/01/2020 tarihinde borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmediği, takibin kesinleştiği anlaşıldığından maaş haczinin kaldırılması talebinin reddine karar verildiği bu kararın...

        DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK'nın 355.maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, mirasın hükmen reddi davasıdır. Dava, TMK'nın 605/2.maddesinde yer alan mirasın hükmen reddi (terekenin borca batık olduğunun tespiti) isteğine ilişkindir. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2).Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının da bir önemi bulunmamaktadır....

        Mahkeme; takip konusu borcun varlığına veya miktarına itiraz etmek isteyen borçlu, borcun hiç doğmadığını, itfa sebebiyle sona erdiğini, talep edilen miktarda borcu bulunmadığını ileri sürebileceği gibi vadesinin gelmediğini, tabi olduğu taliki şartın gerçekleşmediğini, zamanaşımına uğradığını ileri sürebileceği, borca itirazın geçerli olabilmesi için, borçlunun itirazının borca itiraz olduğunu açıkça belirtmesi gerekmediği, kanunun sadece imzaya itirazda açıklık aradığı, borçlu, itirazın imzaya ilişkin olduğunu belirtmemiş ise yapılan itirazın borca itiraz sayılacağı, somut olayda; şirket temsilcisi tarafından 04.11.2020 tarihli dilekçe ile ilgili firmadan alacağımız bulunmaktadır, konu başlığı ile sunulan dilekçede alacaklı firmanın 2018 yılı sonu itibariyle taraflarına 11.070,25- TL borcu bulunduğunu, buna dair ekstreleri dosya arasına ibraz ettiğini bildirdiği, her ne kadar şirket yetkilisi tarafından açıkça borca itiraz ediyorum şeklinde bir beyanda bulunulmamış ise de, karşı taraftan...

        Davanın kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde borca itiraz niteliğinde olduğu davacının ayrıca ve açıkça belirttiği bir imza itirazının bulunmaması ve süresi içerisinde imzaya itiraz edilmemesi sebebiyle de davacıya ait olduğu saptanan imzanın bulunduğu senedin kambiyo senedi vasfı taşıması davacının borcun ödendiğini beyan ettiği kimselerin davalı taraftan farklı olması ve senet metninin aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğunun ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği anlaşılmış, dosya kapsamında böyle bir delilin bulunmadığı görülmüştür....

        Davanın vekil aracılığı ile açılması halinde, vekilin, Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunması zorunludur. Mirasın hükmen reddine karar verebilmek için, miras bırakanın terekesini oluşturan aktif ve pasifinin murisin ölüm tarihi itibariyle araştırılması ve terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının saptanması gereklidir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde, terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

        Dava, mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Mirasın hükmen reddine karar verebilmek için, miras bırakanın terekesini oluşturan aktif ve pasifinin murisin ölüm tarihi itibariyle araştırılması ve terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının saptanması gereklidir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde, terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü vb. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüte neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir....

        İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı avukatı tarafından verilen 09.10.2019 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; mirasın reddi için gerekli yasal koşulların oluşmadığını, eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verildiğini, murisin terekesinin borca batık olmadığını, İDM kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, TMK'nın 605/2.maddesinde yer alan mirasın hükmen reddi (terekenin borca batık olduğunun tespiti) isteğine ilişkindir. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur....

        UYAP Entegrasyonu