Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK’nın 65. maddesinde; "Borçlu, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maninin kalktığı günden itibaren 3 gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur. İtiraz üzerine, icra mahkemesi ancak gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre takibin talikini tensip edebilir. İcra mahkemesi tetkikatını evrak üzerinde yapar. Lüzumu halinde iki tarafı hemen davetle mazeretin kabule şayan olup olmadığına karar verir..." hükmüne yer verilmiştir. Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı üzere gecikmiş itirazın ön koşulu, usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır. Somut olayda, borçluya yapılan ödeme emrine ilişkin tebligat evrakı incelendiğinde "adresin sürekli kapalı olması sebebiyle Belde Mah....

    İNCELEME VE GEREKÇE Dava hukuki niteliği itibari ile tacirler arası faturaya dayalı alacak için başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. İtiraza konu ----- dosyası getirtilerek dosyamız içerisine alınmıştır. Dosyanın incelenmesinden ödeme emrinn davalı borçluya --- tarihinde tebliğ edildiği davalının --- tarihinde yetkiye ve borca itiraz ederek takibi durdurduğu , bunun -----tarihinde davanın açıldığı , gerek itirazın gerekse davanın süresinde açıldığı tespit edilmiştir. Borçlunun yetki itirazı ön inceleme duruşmasında TBK 89/1 uyarınca para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğinden, davacının ikametgahı mahkemesi ve icra dairelerinin yetkili olması sebebiyle davalının adresi ------- olduğundan icra dairesinin yetkisine itirazının reddine karar kara verilerek yargılamaya devam olunmuştur....

      Esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu, davalının borca itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine de itiraz ettiği, yetkili icra dairesinin İstanbul Anadolu icra Dairesi olduğunu bildirerek borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği görülmüştür. Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiştir. İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartıdır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 30.01.2020 tarih ve 2019/189 Esas, 2020/24 Karar sayılı kararı ile özetle; ''...Muris Orhan Naçar adına kayıtlı taşınır-taşınmaz malı ve bankalarda mevduatı bulunmadığı, terekesinin aktif bölümünün olmadığı, pasif bölümünde ise T2 T3 878,71- TL vergi borcu olduğu, talebin mirasın hükmen reddi olup hak düşürücü süreye tabi olmadığı, davacıların terekeyi benimsemeye ilişkin herhangi bir delilin temin edilememiş olması ve terekenin borca batık olduğu anlaşılmış, muris terekesinin pasifinin aktifinden fazla olması ve dosya kapsamı gözetilerek, davacının davasının kabulüne, Muris Orhan Naçar'ın (T.C:) terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile MİRASIN HÜKMEN REDDİNE'' dair karar verilmiştir. İSTİNAF EDEN: Davalı T2 vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

        Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı ... tarafından ödeme emrine 15.01.2015 tarihinde itiraz edilmiş ise de davalı 26.08.2015 tarihli icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile takibe konu borca hiçbir itirazı ve şikayetinin bulunmadığını, borcu, içeriğini ve müstenidatını aynen kabul ettiğini bildirerek itirazını geri aldığı, bu durumda davacı ... yönünden asıl borçlu olarak takibe itiraz etmediği, iptali gerekir bir itirazın bulunmadığı, avalı ... aynı dilekçe ile borçlu müteveffa ...’nin itirazı sebebi ile mirasçı olarak da itirazından vazgeçtiğini bildirdiği, dava tarihinden sonra açılan mirasın gerçek reddi davası sonucu verilen karar ile anneleri ...’ın mirası reddi sebebiyle mirasçı olan davalılar ... ve ...’nun da mirası reddettikleri kararın kesinleştiği dolayısıyla bu davalıların pasif husumet ehliyetlerinin ortadan kalktığı, bu eksiklik giderilmesi mümkün olmayan bir eksiklik olması sebebiyle davanın HMK 114/1 ve 115/2 maddesi gereği usulden reddi gerektiği...

          Mirasın Hükmen Reddi davası hak düşürücü süreye tabi olmadığından davalı vekilinin hak düşürücü süre itirazının reddine karar verilmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Davacıların murisi T7 malvarlığı ilgili yerlerden sorularak araştırılmış ve murisin adına taşınır ve taşınmaz hiçbir malvarlığı olmadığı, terekenin pasifinin aktifinden fazla olması nedeni ile borca batık olduğu, davacıların mirası kabul ettiğine, terekeyi sahiplendiğine ilişkin herhangi bir tasarrufi işlem yapmadığı ve bilirkişi raporu ile de terekenin borca batık olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile muris T7 malvarlığının borca batık olduğu anlaşılmakla TMK.nun 605. maddesi nazara alınarak; - Davanın KABULÜ ile; davacıların murisi T.C. Kimlik nolu T7’ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile davacılar T1 ve T2 yönünden MİRASIN HÜKMEN REDDİNE, yönelik karar verilmiştir....

          ettiklerini, icra takibinde işletilen faizi kabul etmediklerini, icra takibi açılmadan müvekkilini temerrüde düşürecek hiçbir hukuki işlem olmadığını beyanla, davanın kabulüne, borca ve faize itiraz taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir....

          İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/04/2019 NUMARASI : 2019/46 ESAS 2019/317 KARAR DAVA KONUSU : Yetki İtirazı, borca itiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Davacı borçlular vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine İzmir 25....

          Mahkemece, borçluya ödeme emri gönderilmeden önce henüz itiraz hakkı doğmayacağından yapılan borca itirazın hukuki sonuç doğurmayacağı, alacaklının yeniden tebligat yaptırmaması sebebiyle takibi ve anlaşmazlığı sürdürme iradesi bulunmadığı gerekçesi sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; alacaklı, henüz ödeme emri tebliğ edilmeden verilen borca itiraz dilekçesi üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına ilişkin olarak verilen karara yönelik olarak söz konusu kararın kaldırılması için icra mahkemesine başvurarak şikayet yoluyla bu işlemin iptali cihetine gitmeyerek itirazın iptali davası açmıştır ve takibi sürdürme iradesini göstermiştir....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; derdestlik itirazında bulunduklarını, davacılardan T2 yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddini talep ettiklerini, reddi miras sebebine dayalı itirazların 5 günlük yasal hak düşürücü sürede yapılmasının gerektiğini, davanın yasal sürede açılmaması sebebiyle reddinin gerektiğini, takibe ve borca itiraz edilemeyeceğini, davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; mirasçılar aleyhine yapılan takip sonucunda yapılan itiraz borca itiraz olarak değerlendirildiğinden, itiraza ilişkin davanın ise İİK 168/5 ve 169. maddelerinde düzenlenen 5 günlük yasal süre geçtikten sonra 18/10/2021 tarihinde açıldığı, tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin gecikmiş itirazda da bulunulmadığı anlaşılmakla İİK 168/4- 170 maddesi gereğince süresinde açılmayan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu