WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca, mirasın gerçek reddi isteminde görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesidir. Somut olayda, talep eden vekili dilekçesinde açıkça talebin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/1. maddesi uyarınca açılan muris Orhan Öztürk’ün mirasının kayıtsız şartsız reddinin tespit ve tescili olduğunu belirtmiş ve alacaklılar hasım gösterilmemiştir. Talep eden vekili tarafından temyiz dilekçesinde de talebin, mirasın gerçek reddine ilişkin olduğu beyan edilmiştir. Mirasın gerçek reddinde, mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı yeterli olup, talep edenler herhangi bir alacaklıya husumet yöneltmeden mirası kayıtsız şartsız hak düşürücü süre içinde reddederler. Terekenin borca batık olduğunu belirtmek mirasın hükmen reddi istemi olarak anlaşılamaz....

Asli müdahil T3 dilekçesinde özetle; mirasçının müteveffa Kenan Yazıcı'nın ölümünden haberdar olduğunu, muris aleyhine İstanbul Anadolu 18.İcra Müdürlüğünün 2010/22493 esas sayılı dosyası ile aleyhine icra takibi yaptığını ve kesinleştirdiğini, dosyada borçluya haciz işlemleri de uyguladığını, borçlunun 19/09/2020 tarihinde vefat ettiğini, İİK gereği mirasın gerçek reddi için gereken hak düşürücü süreyi bekledikten sonra İcra Dairesinden aldığı yetki ile borçlunun veraset ilamını çıkarttığını ve mirasçıları aleyhine icra takibine devam ettiğini, mirasçıların mirası reddetme süresi geçtiğinden borçlu sıfatını kazandıklarını, mirasın reddi davasının kabul etmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

Bu haliyle talebin mirasın gerçek reddi olduğu görülmektedir. Ancak ilk derece mahkemesi, asli müdahillik talebini kabul ederek, muristen alacaklı olan tarafı da yanlış şekilde davaya dahil etmiştir. Mahkemece asli müdahil olarak davaya katılımı sağlanan Süleyman Karagöz'ün muris Kenan Yazıcı'dan alacaklı olan taraf olduğu anlaşılmaktadır. Mirasın gerçek reddi davalarında mirasın kayıtsız şartsız reddi söz konusudur ve dava hasımsız olarak açılır. Dava bu şekilde açılmasına rağmen, dava dilekçesinde de mirasın kayıtsız şartsız reddedilmesi söz konusu iken, mahkemece bu davada verilmesi mümkün olmayan asli müdahillik talebinin kabul edilmesi yerinde olmamıştır. Dolayısı ile davada taraf sıfatı olmayan Süleyman'ın mirasın gerçek reddi davasına katılması mümkün olmadığından, buna ilişkin müdahillik talebinin kabulü kararı hükümsüzdür. Bu itibarla; ortada usulüne uygun bir istinaf dilekçesi de mevcut değildir....

Buğra ve annesinin aynı anda öldükleri kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit olduğundan davanın reddi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabule karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 14.04.2003...

    Buğra ve annesinin aynı anda öldükleri kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit olduğundan davanın reddi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabule karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 14.04.2003...

      MİRASÇILIK-MİRASIN İNTİKALİVATANDAŞLIK 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 517 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 519 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 522 ] 403 S. TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU(MÜLGA) [ Madde 39 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 4722 sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca davaya 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekir. Miras ölümle açılır. (TKM. md. 517) Mirasçı olabilmek için, miras bırakanın ölümünde, mirasçılığa ehil ve sağ olmak gerekir. (TKM. md. 519, 522) Miras bırakan Süleyman'ın ölüm tarihi olan 9.10.1995 tarihinde oğlu Faruk'un mirasçılığa ehil olup olmadığının belirlenmesi zorunludur. Bu şahsın, ölüm tarihinden sonra 1998 yılında Türk vatandaşlığına alınmış olması sonuca etkili değildir....

        MİRASÇILIK-MİRASIN İNTİKALİVATANDAŞLIK 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 517 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 519 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 522 ] 403 S. TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU(MÜLGA) [ Madde 39 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 4722 sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca davaya 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekir. Miras ölümle açılır. (TKM. md. 517) Mirasçı olabilmek için, miras bırakanın ölümünde, mirasçılığa ehil ve sağ olmak gerekir. (TKM. md. 519, 522) Miras bırakan Süleyman'ın ölüm tarihi olan 9.10.1995 tarihinde oğlu Faruk'un mirasçılığa ehil olup olmadığının belirlenmesi zorunludur. Bu şahsın, ölüm tarihinden sonra 1998 yılında Türk vatandaşlığına alınmış olması sonuca etkili değildir....

          Dava, Mirasın Hükmen Reddi talebine ilişkindir. Mahkememizce murise ait tapu kayıtları ve banka kayıtları istenilmiş ve gelen cevabi yazılar dosyamız arasına alınmıştır. Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 22/06/2021 tarihli raporunda dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler uyarınca terekenin aktif değerinin pasif değerini karşılamadığı, murisin terekesinin ölüm tarihinde borca batık olduğunu belirtmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 605.maddesi İkinci fıkrası "Ölümü halinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır." hükmünü amirdir. Bu hüküm bir karinedir. Bu hükme göre terekenin ödemeden aczi açıkça belli olması ile resmen tespit edilmiş olmasını ayrı ayrı düzenlemiştir. Açıkça belli olmasından kasıt mirasın gerçek reddi olmayıp mirasın gerçek reddi aynı kanun maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiştir....

          İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF ve İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davalı T2 vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesi hmk 119. maddeye uygun olarak hazırlanmadığını, dava dilekçesi müvekkil şirkete dahili davalı sıfatı ile tebliğ edilmiştir. gerekçeli kararda ise müvekkil davalı sıfatı ile gözüktüğünü, terekenin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddi konulu huzurdaki davada dava açılmasına sebep müvekkili şirket olmadığını, bu nedenle müvekkili şirket aleyhine yargılama giderine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, 3 aylık zamanaşımı süresi dolduğunu, mirasın hükmen reddi davaları hasımsız olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur....

          Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca, mirasın gerçek reddi isteminde görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesidir. Somut olayda, talep eden vekili dilekçesinde açıkça talebin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/1. maddesi uyarınca açılan muris Orhan Öztürk’ün mirasının kayıtsız şartsız reddinin tespit ve tescili olduğunu belirtmiş ve alacaklılar hasım gösterilmemiştir. Talep eden vekili tarafından temyiz dilekçesinde de talebin, mirasın gerçek reddine ilişkin olduğu beyan edilmiştir. Mirasın gerçek reddinde, mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı yeterli olup, talep edenler herhangi bir alacaklıya husumet yöneltmeden mirası kayıtsız şartsız hak düşürücü süre içinde reddederler. Terekenin borca batık olduğunu belirtmek mirasın hükmen reddi istemi olarak anlaşılamaz....

          UYAP Entegrasyonu