Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/05/2022 NUMARASI : 2017/343 E, 2022/236 K DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Miras Taksim Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : EMİRDAĞ 2....

Ayrıca; davalıların durumdaki beyanlarından dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir hak iddia etmedikleri, aralarında yaptıkları miras taksim sözleşmesi ile dava konusu taşınmazın davacıya bırakıldığı, ancak davacının şehir dışında olması nedeniyle taşınmazı kendi adına tescil ettiremediğini beyan ettiklerinden dava konusu taşınmazda tapu iptal tescile ilişkin bir niza bulunmadığı, davacının düzenlenen miras taksim sözleşmesi uyarınca istediği zaman dava konusu taşınmazı kendi adına tescil ettirebileceği, bu nedenle de tapu iptali tescil isteğinde hukuki yararının bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır....” gereklerine dayandırmışsa da; davalılarca miras taksim sözleşmesine itiraz edilmemiş olması hukuki yarar yokluğundan davanın reddini gerektirmez. Davacı tapuya giderek taşınmazın adına tescilini istemeye zorunlu olmadığı gibi, tapu iptal ve tescil davası açabilmesi için iştirak halinde mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesi de gerekmemektedir....

    Miras bırakan ... dosya arasında bulunan mirasçılık belgesine göre 17.4.1970 tarihinde ölmüş, o tarihte geriye ..., ..., ..., ..., ... ..., ..., ... ve ...'ı mirasçı olarak bırakmıştır. Miras bırakanın ölüm tarihinde 1 ada 49 parsel sayılı taşınmaz tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Adı geçen tüm mirasçılar 16.6.1970 tarihinde yaptıkları taksim sözleşmesi ile miras bırakanın terekesindeki mallarını taksim etmişlerdir. TMK.nun 676. maddesi hükmü uyarınca; mirasçılar arasında taksimin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Bu bakımdan mirasçılar arasında düzenlenen 16.6.1970 tarihli senet, HUMK.nun 297. maddesinde yazılı koşullara uygun olarak parmak izleri tanıklarca doğrulanarak, köy ihtiyar heyeti tarafından da onaylanmış olduğundan geçerlidir. Tarihi belirtilen taksim sözleşmesinde dava konusu taşınmazın parsel numarası yazılmamış, iskan dairesince inşa edilen Sağlık Mahallesindeki evin tamamının ...’a bırakıldığı belirtilmiştir....

      Ayrıca miras taksim sözleşmesinin 03.08.2009 tarihinde tapuda uygulanarak taksim sözleşmesi gereği intikallerin yapıldığı anlaşılmaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil ... ve ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.04.2009 gün ve 163/128 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacılar vekili, tarafların miras bırakanları ...’dan intikal eden 146 ada 14, 15, 18, 21 ; 147 ada 1 ve 148 ada 1 parsel sayılı taşınmazların davalıların yakın miras bırakanları ...adına tespit edildiğini açıklayarak, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiş; bilahare 146 ada 14 parsel bakımından açılan davadan vazgeçildiğini bildirmiştir....

          Bu miras ve taksim sözleşmesinden sonra 7.8.1992 tarihinde tapuya giderek Tapu Sicil Müdürünün huzurunda resmi bir biçimde yeniden miras taksim sözleşmesi yapmışlar, iştirak halindeki mülkiyeti müşterek mülkiyete çevirdikten sonra miras taksim sözleşmesine konu edilen 89 ada 3 numaralı parselin, murisin eşi ... kızı Sevime İlter adına müstakilen verilmesini ve dava konusu 311 ada 15 numaralı parselin tamamının da eşit olarak diğer mirasçılara intikalini kabul etmişler ve birlikte akit tablosunu imzalamışlardır. Yapılan bu işlemle muris Gürel’in mirasçılarının noterde düzenlenen miras taksim sözleşmesinde döndükleri ve tapuda düzenlenen akit tablosundaki esaslara göre muristen intikal eden gayrimenkulleri paylaştıkları anlaşılmaktadır. Yani Tapu Sicil Müdürlüğünde resmi bir biçimde miras paylaşımı yapılmış olmakla, mirasçıların noterde düzenledikleri paylaşım sözleşmesinden döndüklerinin ve aynı gerekçeyle yapılan sözleşmenin bozulduğunun kabulü gerekir....

            ın 17.09.1996 tarihinde vefat ettiğini, muristen intikal eden taşınmazların 3.6.1999 tarihli miras taksim sözleşmesi ile mirasçıları arasında paylaşıldığını, davacının diğer mirasçılara isabet eden taşınmazlardaki hakkını devrettiğini ancak davacıya isabet eden 1055 parsel sayılı taşınmazın muristen satış vaadi sözleşmesi ile satın alan dava dışı kişi adına hükmen tesciline karar verildiğini, taşınmazın rayiç değerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir Davalılar, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının taksim sırasında taşınmazın davalı olduğunu bildiğini, taşınmazın baştan beri tereke dışında kalması nedeni ile taksim sözleşmesinin tarafları bağlamayacağını, her bir mirasçının zenginleştiği miktardan sorumlu tutulması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile 1055 parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedelinin davalılardan miras payları oranında tahsiline karar verilmiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 11.09.2012 gün ve 291/316 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahil davacılar ile davalı ... ve davalı ... taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davacı ... kardeşleri ve mirasçılardan ... ve ...’dan 12.07.1999 tarihli miras payının devri sözleşmesiyle miras paylarını devraldığına, TMK’nun 677/1. maddesi gereğince mirasçılar arasındaki miras payının devrinin geçerli olabilmesi için adı yazılı şekilde yapılmasının da yeterli görüldüğüne, bu nedenle hükmü temyiz eden davalı ...’ın kendi miras paylarına yönelik temyiz itirazları yerinde olmadığına, mirasçılardan ... ile ... arasında yapılmış bir miras payı devri sözleşmesinin olmadığı dosya kapsamıyla belirlendiğine ... ile ... arasında 04.04.1998 tarihli miras taksim sözleşmesi yapılmış...

                Mahkemece, davanın kabulü ile, İscehisar Noterliğinin 06.082004 tarihli ve 2054 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde miras taksim sözleşmesinde yer alan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras taksim sözleşmesinde belirtilen hisse oranlarına göre malikler adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş,karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. HMK’nin 297/2. maddesi gereğince; mahkemece verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu maddeye göre; hüküm fıkrasının açık olması, infazı sırasında tereddüt yaratmayacak şekilde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların tek tek belirtilmesi gerekir. Aksi halde, hükmün icrası sırasında şüphe ve tereddütlerin doğmasına ve ilamın infaz edilememesine neden olur....

                  Bu durumda, mahkemece, murisin terekesinin taksim edilip edilmediği hususunun davalılardan sorulması, TMK'nın 676/son madde hükmü uyarınca yazılı taksim sözleşmesi bulunuyorsa ve taksim sonucu bu yerler kararı temyiz eden davalılara kalmış ise diğer mirasçıların katılımı aranmaksızın, davalı mirasçılar tek başına hükmü temyiz edebileceğinden işlem yapılmaksızın dosyanın iadesi; taksim sonucu oluşan tapu kayıtlarının ve dayanaklarının ibraz ettirilerek ya da celbedilerek dosyaya eklenmesi; yazılı taksim sözleşmesinin bulunmaması durumunda ise, mirasçıların birlikte hareket etmedikleri anlaşıldığından TMK'nın 640. madde uyarınca miras ortaklığına temsilci atanması için süre verilmesi, gerekçeli karar, davacı vekilinin temyiz dilekçesi, bir kısım davalılar ve vekillerince sunulan temyiz dilekçelerinin ve işbu geri çevirme kararının temsilciye tebliği, temyiz süresi içinde bir kısım davalılarca sunulan temyiz dilekçelerini benimsediği yolunda dilekçe sunması halinde bu dilekçenin, tereke...

                    UYAP Entegrasyonu