Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmenin iptali DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ:12.01.2016 DURUŞMALI K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık miras taksim sözleşmesinin iptali isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.)...

    Dava; miras taksim, TMK 713/1-2 hükümleri ile haricen satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil davasıdır. 1)Dava konusu 350,529,533,857,1230,1346,1433,1446,2079,2177,2181,2199,3338, 706 ve 1450 parseller 11.05.1965 tarihinde tapulama yoluyla tespit ve tescil edilmiştir. Davacıların kadastro tespiti öncesine ilişkin iptal ve tescil istekleri yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanunu 12/3 maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle red kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Anılan parsellere ve paylara ilişkin kadastro sonrası TMK 713/2 maddesindeki ölüm, aynı Kanunun 676 ve 677 maddesindeki harici taksim ve pay satışına ilişkin iptal tescil isteğine gelince; iptal ve tescili istenen ¼ 'er pay malikleri ... davacıların miras bırakanı olup, davalı ... da aynı miras bırakanın mirasçısıdır....

      Davacı ..., çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği, mirasçılar arasında terekenin taksim edildiği ve her taşınmazda 1/6 yasal miras payı bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır....

        Davacı, taksim ve satışa dayanarak taşınmazlardaki davalıların paylarının iptalini ve adına tescilini istemiş, davalılar taksim ve satışın söz konusu olmadığını bildirmişlerdir. Taşınmazın ortak miras bırakandan kaldığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığına göre taksim ve satın alma olgusunun davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Yapılan keşifte dinlenen tanıkların beyanları, davacının paylaşıma yönelik açıklamaları birlikte değerlendirildiğinde miras bırakanın ölümünden sonra tüm mirasçıların katılımı suretiyle yöntemine uygun biçimde yapılan bir paylaşımın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Miras bırakanın terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Elbirliği ile mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda mirasçıların birbirleri aleyhine tek başına miras payının iptaline ilişkin dava açmaları mümkündür. Davacı, mirasçılardan kızkardeşi olan ve 7.4.1999 tarihinde ölen ...’nin payını 12.3.1985 tarihli senetle satın ve devraldığını ileri sürmüştür....

          a ait taşınmazların parsel numaraları yazılı değil ise de mevkiileri açıkça belirlenmiş, ne şekilde taksim edileceği yazılmıştır. Bu durumda tüm mirasçılar tarafından imzalanan yazılı taksim sözleşmesi M.K.'nun 676.maddesi uyarınca geçerlidir.Mahkemece miras bırakan ...'ın malik ve paydaş olduğu mevkiileri belirtilen taşınmazların hangilerinin dava konusu yerler olduğu belirlenerek, taksim sözleşmesinde yazılı mevkiilerdeki taşınmazlarla ilgili davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı taksim sözleşmesinin geçerli olmadığı gerekçesiyle satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda 1.bentte yazılı nedenle ... ve ... parsellere ilişkin hüküm kısmının ONANMASINA, 2.bentte yazılı nedenle ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... parsellere ilişkin hüküm kısmının BOZULMASINA ve onanan kısım için taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %09.9 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 15.60....

            Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/312 esas sayılı dosyasında verilen veraset ilamına göre murisin mirasçılarının davacı ile davalılar olduğu, her ne kadar davacı taksim iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil davası açmış ise de; taksim sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil davasının dinlenebilmesi için tüm taraflar arasında imzalanan bir taksim sözleşmesinin bulunması gerektiği, halbuki davacı tarafından dava dilekçesine ekli bulunan taksim sözleşmesinin muris ile taşınmazın diğer malikleri arasında yapılan bir taksim sözleşmesi olduğu, murisin mirasçıları arasında bir taksim sözleşmesinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak davalıların bir kısmı yargılama sırasında davayı kabul ettiklerini beyan ettiklerinden kabul beyanları dikkate alınarak davayı kabul edenler yönünden tapu iptal ve tescil kararı vermek gerekmiştir....

            Mahkemece, 12/03/1997 tarihli belgede tüm mirasçıların imzasının bulunmadığı, bu itibarla miras taksim sözleşmesinin hüküm ve sonuçlarını doğurmayacağı gerekçesiyle protokole itibar edilmemiştir. Ne var ki; sunulan protokol her ne kadar geçerli bir miras taksim sözleşmesi hükmünde sayılmasa da, davacının mirasbırakana ait birtakım taşınmazları temlik alması halinde, mirastan başkaca bir alacağı olmadığına ilişkin protokolde imzasının bulunduğu, bu itibarla protokolün aslında tarafların karşılıklı olarak birbirlerini ibra ettikleri bir belge niteliğini taşıdığı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; mahkemece protokol yönünden araştırma ve inceleme yapılması, tarafların beyanlarının alınarak, protokol hükümlerinin yerine getirilip getirilmediğinin saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir....

              Geriye davacı ile davalıların yakın miras bırakanları anneleri 2003 yılında ölen Fikret Hanım Sakarya ve diğer mirasçılar kalmıştır. Taraflar, ... mirasçılarındandır. Dava, mirasçılar arasında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, dava konusu taşınmazın ...’dan kaldığı ve taksim edilmediğini bildirmektedir. Bu durumda, elbirliği ile mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda mirasçıların birbiri aleyhine tek başına miras payının iptaline ilişkin dava açmaları mümkün olup, oybirliği aranmaz. (HGK.23.10.1996 tarih, 1996/7-522 Esas, 1996/713 Karar). Dava konusu taşınmazın ortak miras bırakan ...’den kaldığı hususu taraflar arasında tartışmasız bulunmaktadır. Ne var ki, davacı nizalı taşınmazın taksim edilmediğini, davalılar ise dayıları olan davacının da rızası ile taşınmazın yakın miras bırakanları anneleri üzerine tespit edildiğini bildirmektedir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, miras hukukundan kaynaklanan miras taksim sözleşmesinin iptaline ilişkin olduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi uyarınca 8.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 03.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Dosya içerisinde bulunan 04.10.1986 tarihinde düzenlenen davacı ve davalının imzası bulunan "arazi taksim senedidir” başlıklı miras taksim sözleşmesinin 2 nolu bendinde miras bırakanlarından (anne-baba) taraflara intikal eden taşınmazlardan "ağalık” semtinde doğusu köy yolu, batısı ... bahçeleriyle çevrili bahçenin davacıya kaldığının belirtildiğine, keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıkların taksim senedinin yön ve mevkii itibariyle dava konusu taşınmaza uyduğu şeklindeki anlatımlarından taraflarca sözleşmede davacıya verilen “ağalık mevkiindeki bahçe” olarak adlandırılan taşınmazın dava konusu parsel olduğu belirlendiğine, daha önce aynı taraflar arasında dava dışı parseller hakkında Kadastro Mahkemesi'nin 22.05.2008 tarih 2007/326 Esas, 2008/252 Karar sayılı kadastro tespitine itiraz davasında yine davalı tarafında yer alan davalı ...’ın aynı taksim senedine dayanarak, davanın reddini savunması üzerine Mahkemece anılan sözleşmeye itibar edilerek, davanın reddine karar verildiği...

                    UYAP Entegrasyonu