Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _ K A R A R _ Dava, miras taksim sözleşmesinin iptali isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 12.02.2016 tarihli ve 2016/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Geçerli bir miras taksim sözleşmesinden bahsedebilmek için, taşınmazın tüm paydaşlarının katılımı ile yazılı bir belgenin düzenlenmesi gerekmektedir. 10. 12. 1952 gün ve 1950/2 E., 1952/4 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da aynı yöne işaret edilmiştir. Bu şekilde hazırlanmış geçerli bir miras taksim sözleşmesinin bulunması durumunda paydaşlar bu belgeye dayanarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunabileceklerinden ortaklığın giderilmesi davası açmalarında hukuki yararları olmayacaktır. Eldeki davadaki taksim sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin tüm mirasçıların katılımı ile düzenlenmediği ve tamamı tarafından imzalanmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda, yukarıda bahsedilen ilkelere göre, geçerli bir miras taksim sözleşmesinden söz edilemeyeceğinden mahkemece işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, taşınmazların fiilen taksim edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....

    Somut olayda; davalı ..., temyiz dilekçesiyle mirasçılar arasında Kadınhanı Noterliğinde 23.08.2007 tarihli miras taksim sözleşmesi düzenlendiğini bildirmiştir. Miras taksim sözleşmesinin yapılması halinde ortaklığın giderilmesi istenemez. Bahsi geçen sözleşmeye dayalı olarak tarafların birbirlerine tapuda rızai ferağ vermediği ve miras taksim sözleşmesine dayalı tescil davası da açılmadığı ancak miras taksim sözleşmesine dayanarak davaya itiraz edilmiş olduğu anlaşıldığından, mahkemece davalıya bu sözleşme nedeniyle tescil davası açmak üzere usulüne uygun olarak süre verilmesi, dava açıldığı takdirde bu dava bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenmesi, dava açılmaz ise şimdiki gibi ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      Mahkemece, taksim sözleşmesinin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava; 05.02.1989 tarihli taksim sözleşmesine dayalı TMK'nun 676 ve devamı maddeleri uyarınca iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilamında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, ... ada ... parsellerin 1987 yılında ölen ortak miras bırakan ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.03.2014 gününde verilen dilekçe ile miras taksim sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, miras taksim sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti isteğine ilişkindir. Mahkemece, sözleşmenin hata, hile, tehdit altında imzalanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. TMK'nun 676. maddesi uyarınca, paylaşma sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılmalıdır. Ayrıca, sözleşmeye bütün mirasçılar katılmalı ve sözleşme bütün mirasçılar tarafından imzalanmalıdır....

          Somut olayda; dava konusu taşınmazın, tarafların murisi Mehmet Kemer adına paylı olarak kayıtlı olduğu, Mehmet Kemer'in 1982 yılında vefat ettiği, mirasçılarının muristen intikal eden taşınmazların paylaşımı hususunda 14/06/1989 tarihli yazılı miras taksim sözleşmesini imzaladıkları, tüm mirasçılarının imzasını taşıyan ve geçerli olan taksim sözleşmesinin 5. Maddesinde düzenlenen taksim şekline aykırı olarak muristen intikal eden payın, 2017 yılında murisin yaşayan tüm mirasçıları adına intikal gördüğü, aynı anda mirasçılardan Sabiha Anbarcı, İsmail Kemer ve Güven Kemerin taşınmazdaki paylarını diğer mirasçı T5'e temlik ettikleri, bu itibarla taşınmazın intikali sırasında davalı tarafça dayanılan miras taksim sözleşmesinin dikkate alınmadığı, miras taksim sözleşmesine göre intikal yapılmadığı anlaşıldığından miras taksim sözleşmesinin geçerliğini koruduğundan söz edilemez....

          ın miras hissesini satın alarak dedesi Lütfi Dolap'dan mirasen intikal eden 5131 ada 286 parseli miras hisselerine göre halası ... adına 30/64, kendisi adına 34/64 hisse olarak intikal ederek adlarına tapuda tescil ettirdiğini, bu tescil işleminden sonra Noter tarafından düzenlenen miras taksim sözleşmesinin ortaya çıktığını, müvekkillerinin babalarının vefatı sırasında küçük olmaları ve halalarının da taksim sözleşmesini gizlemesi nedeniyle dava konusu taşınmazda miras taksim sözleşmesine göre hissedar olması gerekirken, veraset belgesine göre işlem yapılarak ... adına 30/64 hissenin tescil edildiğini, halbuki müvekkillerinin murisi ... Dolap, Hakkı Dolap ve davalı ... arasında Noter tarafından düzenlenen miras taksim sözleşmesine göre (...'e ait sözleşmenin 3. sayfasında yer alan) "Tapusuz Şarkan Çıkmaz Sk. Ga..., Şimalen Yol, Cenüben Süleyman Mangırcı verasetleri ile çevrili yerlerdeki hisselerimizin sari bulunduğu bağ ile içindeki bağ evinin davalı ...'...

            İddiaya dayanak yapılan miras taksim sözleşmesi yazılı olarak yapılmadığına göre, TMK'nin 676. maddesi gereğince sözlü miras taksim sözleşmesi geçerli değildir. O halde; ortada geçerli bir miras taksim sözleşmesi bulunadığına göre Mahkemece kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalılardan ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              , davalılar arasındaki işlemlerin miras taksim sözleşmesi olduğunun bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, babadan kalan 1055 ada 1 parsel 18 nolu bağımsız bölümü tüm mirasçılar olarak 18.03.2015 tarihinde 110.000 TL bedelle satıp parasını paylaştıklarını, dava konusu 725 ada 1 parsel 12 nolu bağımsız bölümü ipotekle aldıklarını ve üzerindeki ipoteği halen ödemeye devam ettiklerini, borçlunun banka kredisi ile aldığı evi taksim konusu yapmadıklarını, tasarruf tarihinde borçlunun adına kayıtlı 5- 6 araç ve bir evi olduğunu, aciz halinde olmadığını, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, kendisinin 23.10.2008- 31.12.2018 tarihleri arasında seyyar kuyumcu olması nedeniyle 20- 25 gün şehir dışında olduğunu, borçlunun borcunu bilmediğini iyiniyetle yapılan miras taksim sözleşmesinin dava konusu yapılmayacağını, miras taksim sözleşmesi yapıldığından ve para alışverişi olmadığından bedel farkından söz edilemeyeceğini, işlem sırasında zorunlu olarak belediye emlak değerinin gösterildiğini...

              İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Asıl davanın davacıları vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin 27.10.2000 tarihli taksim sözleşmesinin şeklen geçerli olduğu tespit edilmesine rağmen 30.9.2002 tarihinde taksim sözleşmesinden sonra intikal yaptırılarak paylı mülkiyete çevrilmesi nedeniyle taksim sözleşmesinden dönüldüğü ve taksim sözleşmesinin geçerli olmadığı gerekçesiyle davayı reddettiğini, tapuda intikal yaptırılmadan hiçbir işlem yapılamayacağından tapuda intikalin her halükarda zorunlu olarak yaptırılması gerektiğini, mirasçıların aralarında yaptığı taksim sözleşmesinin mirasçıları bağlayacağını, tarafların açık bir iradeleri olmadığı halde taksim sözleşmesinden dönüldüğü varsayımına dayanılarak karar verilemeyeceğini, geçerli bir taksim sözleşmesi de olduğuna göre mahkemenin tapu hisseleri oranında tapu iptaline, aksi halde terditli açılan tazminata karar vermesi gerektiğini, asli müdahiller yönünden asli müdahale davasının davacılara yöneltilmemiş...

              UYAP Entegrasyonu