Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; asıl dava davacıları ile davalıların akdetmiş oldukları miras taksim sözleşmesinin tarihinin 17.03.2008 olduğu ve tapuya şerh edilmediği, birleşen dosya davalıların haciz şerhinin 05.06.2008 tarihli olduğu anlaşılmaktadır. O halde; her ne kadar mahkemece asıl davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlar hakkında tapu iptali ve tescil kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de miras taksim sözleşmesinin tapuya şerh verilmediği gözönüne alındığında, birleşen dosya davalılarının iyiniyetli 3. kişi oldukları ve TMK’nın 1023. maddesi uyarınca dava konusu taşınmazlardaki haciz şerhlerinin terkininin davalıların teminat hakkını ortadan kaldıracağı gözetilerek karar verilmesi gerekirken birleşen dava hakkında yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

    beyanı doğrultusunda işlem yapılması, ayrıca 30 parselle ilgili tarafların ortak iradesini yansıtan miras taksim sözleşmesi bulunmadığından dolayı davacının miras bırakanından kendisine gelen 1/5 hissenin de gözetilmesi, davacıya verilecek hissenin 1/5 hisseden az olamayacağının gözetilmesi gerektiğinin ve miras taksim sözleşmesi ile ilgili ispat yükünün davacı tarafta olduğunun düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir....

    Davacı vekili, müvekkili T1 ile davalıların murisi Şahin Can'ın kardeş olduklarını, 2012 yılında aralarında yaptıkları adi yazılı taksim sözleşmesi uyarınca 107 ada 68 parsel sayılı taşınmazın dilekçe ekinde örneği sunulan kısmı ile 108 ada 56 parsel sayılı taşınmazın tamamının davacıya düştüğünü, taksim tarihinden bu yana çekişmeli taşınmazların taksime uygun şeklide kullanıldıklarını beyanla; tapu iptali ve tescil istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalılar vekili, taksim sözleşmesinin yapıldığı tarihte çekişmeli taşınmazların paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğunu, dolayısıyla tereke malı olmaktan çıktığını, taşınmazlar tereke malı olmuş olsa idi tüm mirasçıların katılımı ve yazılı şekilde yapılması kaydıyla taksim edilebileceklerini ancak taksim sözleşmesinin yapıldığı 2012 yılında taşınmazların paylı mülkiyete geçtiğini, dolayısıyla yapılan taksim sözleşmesinin geçerli olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Sözleşmenin içeriğinden miras taksiminin amaçlandığı anlaşılmaktadır. Miras taksim sözleşmesi de tüm mirasçılar bir araya gelerek yapılması gerektiğinden ve bu sözleşmede birtakım mirasçıların imzası bulunduğundan yazılı sözleşmenin miras taksim sözleşmesi sayılması da mümkün değildir. Ezcümle sözleşmede davalılar yer almadığından taraflar arasında yapılmış yazılı bir sözleşme yoktur. Buna karşılık inanç sözleşmesi için yazılı şekilde yapılması ispat şartıdır. Miras taksim sözleşmesinin ise tüm mirasçıların katılımıyla ve adi yazılı şekilde yapılması geçerlilik şartıdır. Ancak edimler ifa edilmeye başlandıysa şekle aykırılığın öne sürülmesi hakkın kötüye kullanılması yasağına gireceğinden artık şekle aykırılık iddiası dinlenemez....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, miras taksim sözleşmesinin iptali ve miraspayları oranında tescil istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 8.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 04.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı, kadastroda dava konusu parsellerin ortak miras bırakan ... adına tespit ve tescil edildiğini, ........... ölümünden sonra 10.04.2002 tarihli haricen düzenlenen senetle kök muristen kalan yerlerin taksim edildiğini, taksim sonucu kendisine isabet ettiğini belirterek iptal ve tescil istemiştir. Taşınmazların dip muristen kaldığı tartışmasızdır. Mirasçılar arasındaki taksim sözleşmesinin geçerli olması için tüm mirasçıların bizzat veya yetkili vekilleri tarafından taksim sözleşmesini imzalamaları icapeder. Somut olayda, ortak miras bırakan ...'nun mirasçılarını gösterir ve dosya arasında bulunan ............ Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/123 Esas-2011/137 Karar sayılı veraset belgesi bulunmaktadır. Taksim sözleşmesindeki kişiler dışında başkaca mirasçılarında olduğu görülmüştür. Bu durumda, söz konusu taksim sözleşmesi geçerli değildir....

        Dava, miras taksim sözleşmesi nedeniyle itirazın iptali, karşı dava ise yine miras taksim sözleşmesinde belirtilen bedelin bir kısmından irade sakatlığı nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece uyuşmazlığın miras taksim sözleşmesinden kaynaklandığı, murisin yerleşim yeri Lüleburgaz olduğu bildirilerek HMK.nun 11. Maddesi gereğince mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, verilen karar davalı karşı davacı vekilince istinaf edilmiştir....

        Ayrıca, miras taksim sözleşmelerinde, sözleşme tarihinden sonra tüm mirasçıların ya da sözleşmede hak iddia eden tarafın katılımı ile elbirliği mülkiyetinin, müşterek mülkiyete çevrilmesi durumunda sözleşmeden dönüldüğünün kabulü gereklidir. Somut olayda, yukarıda bahsedildiği üzere, 595 ve 592 parsel sayılı taşınmazlar miras taksim sözleşmesinin yapıldığı tarihte elbirliği mülkiyet hükümlerine göre ortak muris ... adına kayıtlı olup, ... miras taksim sözleşmesini imzalayan taraflar dışında da mirasçıları olduğundan ve dava dışı diğer mirasçıları miras taksim sözleşmesine katılmadığından, sözleşmenin geçerli olduğunun kabulü mümkün değildir. Kaldi ki, sözleşme yapıldığı tarihte elbirliği hükümlerine tabi olan taşınmazlar, ... mirasçıları adına 03/09/2013 tarihli ve 15466 yevmiye numaralı akitle intikal görmüş olup, resmi akite sözleşmede hak talep eden davacılar ... ve ... vekil aracılığı ile katılmışlardır....

          Dava; miras taksim sözleşmesine dayalı TMK.nun 676.maddesi uyarınca iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Davacılar vekili, dava konusu taşınmazın 2004 yılında ölen ortak miras bırakan Hatice Turan’dan intikal ettiğini, tüm mirasçıların katılımı ile 12.05.2004 tarihinde yapılan taksim sonunda davacılara kaldığını ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuş,davalılardan Mükremin vekili ,taksim sözleşmesi altındaki imzanın vekil edenine ait olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.Dosya kapsamına,dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine,taşınmazın ortak miras bırakan Hatice’den kaldığı, 2004 yılında ölmesi üzerine tüm mirasçıların katılımı ile 12.05.2004 tarihinde taşınmazın taksim edildiği,grafolog incelemesi sonunda sözleşme altındaki imzanın davalı Mükremin’in eli ürünü olduğu ,taksim sözleşmesinin 9.maddesindeki taşınmazın dava konusu parsel olduğu, sözleşmenin TMK.nun 676.maddesindeki koşulları taşıdığı anlaşıldığına göre, davalı Mükremin vekilinin sair temyiz...

            Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır (TMK mad. 677/1). Mirasçılar arasındaki devirler için söz konusu olan bu yazılı şeklin adi yazılı olarak yapılması yeterlidir. Bölge Adliye Mahkemesince, davanın sözleşmenin miras taksim sözleşmesi niteliğinde olduğu, miras taksim sözleşmesinin tüm mirasçıların katılımı ile imzalanması gerektiği, tüm mirasçıların yer aldığı taksim sözleşmesi bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin gerekçesine katılma olanağı yoktur. Şöyle ki, 20.05.2000 tarihli sözleşmenin başlığı "Miras Taksim Sözleşmesi" ise de, sözleşme bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, sözleşmenin içeriğindeki düzenlemelere göre, mirasçı ...'nin miras hak ve hisselerini belli bedel karşılığında muris ...'...

              UYAP Entegrasyonu