K A R A R Davacı, davalı ile ortak murisinden kalan taşınmazlar hakkında, Erdek Noterliğinde 04/10/2000 tarihinde düzenleme şeklinde miras taksim sözleşmesi yapıldığını, sözleşme uyarınca davalının 68 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, davalı adına olan 1/4 hissesinin tarafına devredildiğini, miras taksim sözleşmesi uyarınca bir kısım edimlerin karşılıklı olarak yerine getirildiğini, ancak davalının dava konusu hisseyi tapudan devir ve temlik etmediğini belirterek miras taksim sözleşmesi uyarınca dava konusu 68 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı 1/4 hissesinin iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir Davalı vekili, davacının talebinin dayanağı olarak gösterdiği sözleşmenin miras taksim sözleşmesi olmadığını, taraflar arasında bazı taşınmazları birbirine devretme taahhütlerinin bulunduğunu, davacının talebinin zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Noterliği aracılığı ile davalıya gönderdiği fesih bildirimi ile miras taksim sözleşmesini tek taraflı olarak fesih ettiğini bildirmiş ise de sözü edilen miras taksim sözleşmesinde taraflar dışında mirasçı Elfiye Süber bulunduğu, miras taksim sözleşmesinin tek taraflı olarak feshi mümkün olmadığı, kaldı ki taraflar arasında yapılan miras taksim sözleşmesi uyarınca intikaller yapıldığını, bu kapsamda Bozdoğan ilçesi, Çarşı Mahallesi, 80 ada, 35 parselin 2/3 hissesi davacıya devredildiğini, böylece davacının miras taksim sözleşmesini tek taraflı feshetmesi hüküm doğurmayacağını ve davalıya karşı ileri sürülemeyeceğini davalının dava konusu taşınmazı kullanması haklı nedenlere dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
ün dairesini almadan vefat ettiğini, davalıların miras sözleşmesine uymadığını, müvekkilinin dairesini vermediğini, davalıların anlaşma uyarınca 4 ve 6 nolu daireleri hiç bir bedel ödemeden devir aldığını, bu durumdan dolayı sebepsiz zenginleştiklerini, öncelikle miras taksim sözleşmesinde kararlaştırılan 2 nolu taşınmazın tapusunun iptali ile, müvekkili ... adına tapuya tesciline; eğer mahkeme aksi kanatte ise, davalılara ait 4 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının miras taksim sözleşmesi ve sebepsiz zenginleşmeden dolayı iptaline ve mirasçıların hisseleri oranında tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili; rızai taksim sözleşmesinin bahsedilmesine rağmen böyle bir sözleşmenin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; davacının davasının 4 ve 6 nolu daireler yönünden kabulü ile, ... parsel sayılı taşınmazdaki 4 ve 6 nolu dairelerinin tapu kayıtlarının iptali ile ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: Mahkemece "davanın miras taksim sözleşmesi hukuki sebebine dayalı olarak TMK'nın 676. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, TMK.'...
Dava konusu taşınmazların kadastro tespitleri 1.6.1989 tarihinde tapu tescilleri ise 7.3.1990 tarihinde yapılmıştır. ... mirasçıları ..., ... ve ... arasındaki miras taksim sözleşmesi 12.9.1989 tarihinde yapılmış, sözleşmeye ... kendi adına asaleten ve ...’a noterden alınan vekaletnameye istinaden vekil olarak katılmıştır. Miras taksim sözleşmesinin yapıldığı tarihte muris ...'ın mirasçıları; ..., ... ve ...'dir. Bunların veraset belgesindeki miras payları ne olursa olsun yapacakları taksim miras payına göre değil, taksim konusundaki belirlenecek iradelerine göre yapılmalıdır. Taksimle artık miras payları ortadan kaldırılmıştır. Dolayısıyla davacıların muris ...’ın mirasçılarından olan anneleri ...’den gelen paylarının önemi kalmamaktadır. Miras taksim sözleşmesine değer verilerek davanın sonuçlandırılması gerekir. Bu durumda mahkemece verilen kararda 135 ada 4 ve 152 ada 30 numaralı parsel yönünden isabet bulunmaktadır....
Başka bir anlatımla, paylı mülkiyete tabi tapulu taşınmazlardaki paydaşlar arasındaki taksim TMK.nun 706, BK. 213 ve Tapu Kanununun 26. maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılması geçerlilik koşuludur. Bu açıklamalara göre, taksim sözleşmesinin düzenlendiği tarihte 1969 ve 1973 parseller paylı mülkiyet şeklinde olduğundan davacı tarafın dayanak, tarih ve yevmiye numarası verilen taksim sözleşmesi geçerli olmadığı gibi tarafların lehine ya da aleyhine hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz. Davacı ...’nin bu parsellere ilişkin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Her ne kadar tapu maliklerinden ...mirasçısı ... ile ... mirasçısı ... yargılama oturumunda davayı kabul etmişler ise de, az yukarıda da açıklandığı gibi taşınmazlar paylı mülkiyet esasına göre tescilli olup, pay malikleri olan yakın miras bırakanları ile davacı birbirlerine karşı üçüncü kişi durumundadırlar....
Mirasçılar arasında yazılı olarak yapılmayan miras taksim sözleşmelerine hukuki sonuç bağlanamaz. Taraflar arasında 118 ada 23 parselin taksimine ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığından şekil şartı eksikliği nedeniyle geçersiz olan sözleşmeye dayalı olarak açılan tapu iptali tescil davasının reddine karar verilmesi gerekirken, tanık delili esas alınarak taraflar arasında miras taksim sözleşmesinin yapıldığı benimsenerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenle davalıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde davalı ... ile ...'a ayrı ayrı iadesine 13.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan babası ...'in ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarının kamulaştırıldığını ancak 3083 sayılı yasa kapsamında iade edilerek 22.12.1989 tarihinde mirasbırakan adına tescil edildiğini, davalı ...'in 08.06.1988 tarihli miras taksim sözleşmesi gereği taşınmazları önce kendi adına tescil ettirdiğini, sonra ... parsel dışındaki taşınmazları oğulları olan diğer davalılara temlik ettiğini, miras taksim sözleşmesinin sonradan iade edilen taşınmazları kapsamadığını, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın haksız ve yersiz olduğunu belirterek reddini savunmuşlardır. Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Karapınar Belediyesi Başkanlığının cevabi yazısından anlaşıldığı üzere, miras taksim sözleşmesinden sonraki dönemde yapılan imar uygulaması ile, dava konusu taşımazların ada ve parsel numaraları ile yüz ölçümlerinde değişiklikler meydana geldiğinden bu hali ile miras taksim sözleşmesinin uygulanabilirliği ortadan kalkmıştır....
Davacının dayandığı 22.12.1953 tarihli "tereke taksim senedi" başlıklı adi yazılı sözleşmenin metninde "varislerden...., ..., ..., .... bizlere kalan hisselerimizi 1300 lira bedel mukabilinde diğer hissedarlar ... ve....'a satış ettik, paramızı aldık" açıklaması yer almaktadır. Anılan sözleşme TMK’nun 677 ve devamı maddeleri uyarınca miras taksim sözleşmesi olarak kabul edilemez. Bu nedenle mahkemece davanın niteliğinin miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak değerlendirilmesi doğru olmamıştır. Davacılarca dayanılan 22.12.1953 tarihli "tereke taksim senedi" başlıklı sözleşmenin; katılan mirasçılar bakımından miras payının devri niteliğinde olduğu ve TMK 677/1 maddesi uyarınca mirasçılar arasındaki devirler için yapılan sözleşmelerin adi yazılı olarak yapılması yeterli olduğundan, geçerli bir sözleşme olduğunun kabul edilmesi gereklidir. Senet üzerindeki imzaların sahibini bağlayıp bağlamadığı hususu bu geçerliliği etkilememektedir....