ye isabet ettiğini ve taşınmazların taksim edildiği tarihten bu yana taksim edildiği şekilde kullanıldığını, taksim hususunun mahalli bilirkişilerin beyanlarıyla da doğrulandığını, insan ömrünü aşan fiili kullanımın taksime karine teşkil ettiğini, dava konusu taşınmazların malik sıfatıyla nizasız fasılasız ..., ... ve ... mirasçılarının kullanımlarında olduğunu, tespite esas alınan tapu kayıtlarının kapsamında kalan taşınmazlar ile ...’den intikal eden taşınmazların taraflar arasında düzenlenen taksim sözleşmesi uyarınca ..., ... ve ... mirasçılarına intikal ettiği” gerekçesiyle asli müdahiller ... ve ... mirasçıları, ..., ..., ..., ., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın davalarının reddine, çekişmeli 28, 29 (ifrazen 87 ve 88 parseller), 30, 31 (ifrazen 89 ve 90 parseller), 32 (ifrazen 91, 92 ve 93 parseller ), 34 (ifrazen 94 ve 95 parseller), 35 (ifrazen 96 ve 97 parseller), 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 47, 48, 49, 50, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59 (ifrazen 104 ve 105 parseller...
Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir....
HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Miras Taksim Sözleşmesi ve Miras Payının Devri Sözleşmesine Dayalı Tapu İptali ve Tescil, Olmazsa Tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda, davacı tarafça miras taksim sözleşmesi ve miras payının devri sözleşmesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat talebinde bulunulmaktadır. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 6. Hukuk Dairesi iş bölümünün 7. maddesinde; "4721 sayılı TMK'nın 676, 677 ve 678 maddelerinden kaynaklanan miras taksim sözleşmesi ve miras payının devri sözleşmesine dayanan tapu iptal ve tescil davaları ile aynı yasanın 527 ve 528. maddelerinde yer alan miras sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'ne aittir....
Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nın müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir....
Mahkemece, davacıların çekişmesiz olarak kullanabilecekleri yer bulunduğu gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin reddine, maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine, yıkılan zeytin ağaçları ile eski ev bedeli isteklerinin kısmen kabulüne dair verilen karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, yıkım, maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli 85 parsel sayılı bahçeli kerpiç ev niteliğindeki taşınmazda davacıların 1/4'er paylarla davalının ise 1/2 pay ile paydaş oldukları kayden sabittir. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir....
Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Somut olaya gelince; mahkemece hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki; paydaşlar arasında fiili kullanım biçiminin oluşup oluşmadığı ya da davacının kullanabileceği bir bölüm olup olmadığı üzerinde durulmamıştır....
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13/05/2013 gününde verilen dilekçe ile paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, yıkım, maddi ve manevi tazminat talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03/12/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, yıkım, maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir....
Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O hâlde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, Medeni Yasanın müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir....
Dava, miras taksim sözleşmesi ve harici satışa dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu 1 ada 49 parsel sayılı taşınmaz tapuya, tahsis suretiyle 322 m2 yüzölçümlü bahçeli kargir ev niteliğinde 6.12.1968 tarihinde davalıların miras bırakanı ... adına tescil edilmiştir. Davacı, miras bırakan Muharrem’in ölümü üzerine mirasçılarının yaptıkları taksim sonucu dava konusu taşınmazın mirasçılardan davalı ...’a bırakıldığını, onun da 4.12.2004 tarihli harici senetle kendisine satıp zilyetliğini devrettiğini ileri sürerek iptal ve tescil istemiş, davalı ... ile davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... usule uygun alınan imzalı beyanları ile davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir. Mahkemece, tapulu taşınmazların harici satışının geçersiz olduğu, TMK. nun 713/2 maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b koşullarının oluşmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/10/2013 NUMARASI : 2012/1116-2013/488 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, yıkım ya da tazminat isteklerine ilişkindir. Davacı, kayden paydaşı olduğu 85 parsel sayılı taşınmazdaki payına davalının yapılanmak suretiyle tecavüz ettiğini ileri sürerek payına yönelik elatmanın önlenmesi ve yıkım ya da tecavüz edilen taşınmaz bedelin kendisine ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, iddiaların yerinde olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, elatmanın imar uygulamasından kaynaklandığı ve davalının iyiniyetli olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....