Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır" düzenlemesi yer almaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere, davalıların yargılamanın 5. celsesinde, harici satın alma savunmasına dayandığı gözetildiğinde süresinde ileri sürülmeyen bu savunmaya itibar edilmeden davalıların davaya konu taşınmazların kendileri tarafından yapıldığına dair beyanları da dikkate alınarak, davacı lehine elatmanın önlenmesi, kal ve hesaplanacak ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

    Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil ve/veya elatmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı ya da kullanılabileceği bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil ve/veya elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir....

      Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terkedildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, Medeni Kanunu'nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi ve Ecrimisil ... ve ... ve ... aralarındaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 11.11.2013 gün ve 189/363 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, tapuda Hazine adına kayıtlı bulunan 292 ada 22 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın tarafların ortak murisinden kaldığını, mirasçılar arasında yapılan taksim sonucunda dava dışı ... ve ...'...

          Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Somut olayda; yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur....

            Ancak toplanan tüm deliller yukarıdaki ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde ..........’in taşınmazı temellük ettiği tarihte 19 yaşında olduğu ve alım gücünün bulunmadığı, mirasbırakanın yaptığı temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Esasen bu yön mahkemenin de kabulündedir. Hâl böyle olunca, birleştirilen tapu iptal tescil davasında tapunun iptali ile .........’in miras payı oranında tescile karar verilmesi, elatmanın önlenmesi konusunda da tarafların paydaş duruma geldikleri, TMK 683 ve devamı maddeleri gözetildiğinde, ..........’in krokide B ile, .........’in de krokide A ile gösterilen bölümleri kullandıkları saptandığından elatmadan söz edilemeyeceği gözetilerek elatmanın önlenmesi ve yıkım istemli asıl davanın bu gerekçe ile reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacı (birleşen davanın davalısının) temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir....

              Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketini temsilci atamadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yolu ile giderilmesi davası açmak sureti ile çözümlemesi gerekmektedir....

              adlarına tespit ve tescil edilmiş, 127 ada 58 parsel sayılı taşınmazdan hükmen ifrazen oluşan 127 ada 111 parsel sayılı taşınmaz ile 169 ada 25 parsel sayılı taşınmazdan hükmen ifrazen oluşan 169 ada 42 parsel sayılı taşınmaz hükmen ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak, miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespit gününden önceki sebebe dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların murisleri ... intikal ettiği iddiasıyla miras payı oranında adına tescil istemi ile murisleri ... terekesine karşı üçüncü kişi durumunda bulunan kayıt malikleri ..., ... ve ... aleyhine dava açmıştır....

                Hukuk Dairesi 08.10.2018 tarihli ve 2018/2245 Esas, 2018/16931 Karar sayılı ilamıyla; paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planı olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise aykırı bir kullanım olup olmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur. B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesi, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel parselasyon planının olduğu veya fiili kullanma biçiminin oluştuğu davacı tarafça kanıtlanamamış olduğundan ve davacının taşınmazda kullandığı bir alan bulunduğu anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

                  O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Ne varki; mahkemece işin esası bakımından yapılan araştırma ve incelemenin de hükme elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı olmadığı gibi hüküm de infazda tereddüt oluşturacak şekilde kurulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu