Bu bakımdan; verilen mirasçılık belgesinde yasal mirasçılar ile bunların miras paylarının gösterilmesi yerinde ise de; mirası reddin hukuki sonuçlarının mirasın tasfiyesi sırasında dikkate alınması şeklindeki kabul hatalı olmuştur. Dosya içerisindeki nüfus kayıtlarına göre, muris ... 08.09.2012 tarihinde vefat etmiş, geriye çoçukları ..davacı ... kalmıştır. Murisin çocuklarından .. Sulh Hukuk Mahkemesinin 04.06.2013 tarihli 2012/987 Esas, 2013/579 sayılı Kararı ile muris ...'un mirasını reddettikleri görülmüştür. TMK'nın 611/1 maddesi gereğince yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer. Bu nedenle mirası reddedenlerin miras paylarının diğer mirasçılara intikal şeklinin kararda gösterilmesi gerekir....
taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkilin hak sahibi olduğu 1/2 hissesinin tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davacılar T1 ve T1'ın miras bırakan T3'un kendisinden evvel 23/01/2017 tarihinde vefat eden kızı Nazmiye Kayalar'ın çocukları oldukları ve bu itibarla davacıların mirasbırakan T3'un yasal mirasçısı oldukları, reddi miras isteminin süresinde, kayıtsız ve şartsız olarak yapılması ve reddi miras talebine ilişkin dava dilekçesinin mahkememize ulaşmasından sonra davacıların duruşmadaki beyanlarında açmış oldukları reddi miras davasından geri döndükleri ve feragat ettiklerini ifade ettikleri, ancak mirasın reddi isteminin hukuken tek taraflı olarak kullanılabilen ve bozucu yenilik doğuran bir hak niteliğinde olması nedeni ile bu özelliği gereği ret beyanının sulh hukuk hakimine ulaşması ile sonuç doğuracağı ve daha sonra bu beyandan geri dönülemeyeceğine ilişkin Yargıtay 7....
Dava konusu taşınmazın miras bırakan ... ... adına tescil edilmediğini, davacılar tarafından bedelin miras bırakan tarafından ödenmek suretiyle davalı ... üzerine alındığı iddia edildiğinden dava konusu taşınmazın muris muvazaasına dayanılarak tapu iptali ve tescil talebine konu edilemeyeceğini, 2. Miras bırakan ... ...'in 18.02.2012 tarihinde vefat ettiğini, eldeki davanın ise 27.04.2012 tarihinde açıldığı; ancak davacının tenkise yönelik talebinin 04.04.2019 tarihinde yaptığı, miras bırakanın ölüm tarihi ile ıslah tarihi arasında tenkis davası açılabilmesi için 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın ... (...) yönünden hak düşürücü süre nedeni ile reddine, tenkis talebinde husumet yöneltilemeyecek olan diğer davalılar ..., ... ve ... mirasçıları yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Madde 605;Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebileceğini, ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise , miras reddedilmiş sayılır, hükmünü düzenlediğini, mahkemenin miras bırakan T9 ölüm tarihinde ödemeden aczi olup olmadığının ve miras bırakanın herhangi bir malvarlığını intikali yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, miras bırakanın ölüm tarihinden sonra herhangi bir malvarlığı intikali yapılmış ise mirası kabul etmiş sayılacağını, bu durumda mirasın hükmen reddi talebinde bulunulamayacağını, bu nedenle davacılar tarafından muristen herhangi bir malvarlığı alacak v.s. intikali yapılıp yapılmadığının mahkeme tarafından araştırılması gerekirken yeterli araştırma yapılmadan davanın kabulü ile muris T9 ölüm tarihi olan 21.07.2021 tarihinde terekesinin borca batık olduğunun tespitine , ve mirasçıları davacılar T1 T2 ve T3 yönünden mirasın hükmen reddinin tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle kararın...
İlk derece mahkemesince; davanın mirasın reddinin iptaline ilişkin olduğu, TMK 'nın 617/1. maddesinde belirtilen 6 aylık hak düşürücü süre dolduktan sonra davanın açıldığı gerekçesiyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, davanın miras hukukundan kaynaklanan dava olmadığını, İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğünün 2014/15635 esas sayılı icra dosyasındaki alacağın tahsili için İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davası olduğunu, bu nedenle 6 aylık hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava İİK’nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Kural olarak mirasın reddi bağışlama sayılmaz....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/1426 Esas 2017/1157 Karar sayılı dosyası ile tespit ve tescil edilen mirasın reddinin iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçelerinde özetle; Gaziantep 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/1426 Esas 2017/1157 Karar sayılı dosyasının 22.09.2017 tarihinde karara çıktığını, davacının ise 13.08.2018 tarihinde mirasın reddinin iptali için dava açtığını aradan 11 ay gibi bir zamanın olduğunu, TMK.617 maddesinde mirasın reddi tarihinden itibaren 6 ay içinde reddin iptali için dava açılabileceğinin düzenlendiğini belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir. tespit edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesine her ne kadar müdahale dilekçesi göndermiş iseler de bu dilekçeyi UYAP sisteminden görememiş olması ve bu sebeple davalı T3 yönünden reddi miras talebinin kabulü yönünde karar verilmiş olması sebebiyle taraflarınca mahkemede süresi içerisinde iş bu reddi miras beyanının iptali yönünde dava açılmak zorunda kalındığını, reddi miras beyanına dayalı olarak davalının muristen kalan menkul ve gayrimenkulleri kaçırma ihtimalinin yüksek olduğunu ve davalının kötüniyetli olarak bu uğraş içerisinde olduğunu bildirerek İstanbul 34. İcra Müdürlüğü 2019/32 Esas sayılı icra dosyasına müzekkere yazılarak davalı borçlu hakkında mirasın reddi beyanının iptali yönünde dava açıldığı bilgisinin verilmesine, davalının mirasın reddine ilişkin beyanının iptaline, mirasın resmen tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı duruşmadaki beyanında özetle; kanuni hakkını kullandığını, kötü bir niyeti olmadığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TENKİS Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu: GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı, kendisini evlat edinen miras bırakanı ...'in 03.09.2006 tarihinde vefat ettiğini, yıllarca tüm ihtiyaçları ile kendisi ilgilendiği halde sahip olduğu taşınmazlarını kendisinden miras kaçırmak amacıyla akrabası, davalı ...'ye ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini, bu işlem nedeniyle saklı payının zedelendiğini belirterek, hesaplanacak tenkis bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı; tarafların ortak miras bırakanları olan ... Temelkuran'ın ölüm tarihinin 25.11.1993 olduğunu, murisin 21.08.1986 tarihinde yaptığı vasiyetname ile sahibi olduğu taşınmazların büyük bir bölümünü davalılara bıraktığını, kendilerinin miras haklarından mahrum bırakılmak amacıyla vasiyetnamenin yapıldığını belirterek, davacının saklı payına yapılan tecavüzün tenkisini, saklı payının ayni olarak verilmesini, olmadığı taktirde bedel olarak verilip, yasal faiz yürütülmesini talep etmiştir. Davalılar; murisin özgür iradesi ile vasiyetnameyi yaptığını, bu nedenle tenkise tabi olmadığını belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalılar ... ve ... aleyhinde açılan davaların kabulüne, davalılar ... ve ... aleyhinde açılan davaların ise reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar Nadire, Seyfettin ve Sebahattin tarafından temyiz edilmiştir....