den intikal eden miras hissesinin satışına yönelik yetki alındığını, alınan yetki doğrultusunda ... Sulh Hukuk Mahkemesiyle ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, yargılama sırasında davalının ... Sulh Hukuk Mahkemesinde babası ...'den intikal eden miras hissesini kayıtsız ve şartsız reddettiğine dair mahkeme ilamını ibraz ettiğini belirterek davalının murisinden kalan mirası reddinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı davacıya borcu olmadığını, bu nedenle davacının dava açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığını belirterek açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Dava ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2003/1391 Esas ve 1546 Karar sayılı ilamı ile davalının murisi ...'nin mirasının reddine dair verilen kararın iptali istemine ilşkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TESCİL VE TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakan ...'nin 7020 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazları muvazaalı olarak davalıya temlik ettiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteminde bulunmuşlardır. Davalı, davacıların miras bırakanın kardeşleri ve yeğenleri olduğu için tenkis talep etmeye hakları olmadığını, taşınmazların ölünceye kadar bakım karşılığında devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
Davalı .... vekili, mahkememize verdiği 07/06/2013 tarihli cevap dilekçesinde; Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, tazminat hakkının var ise bunun poliçe üzerine dain-i mürtehin kaydı koymuş ....Şubesi' ne ait olduğunu, bu sebeple davanın aktif husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, davacıların miras bırakanı ... ile müvekkili şirket arasında ... numaralı ... müşteri kredi sigortası akdedildiğini, poliçe ile kaza ile ölüm, sakatlık ve ecel ile ölüm teminatları verildiğini, kaza ile ölüm ve sakatlık için ferdi kaza sigortası genel şartları, ecel ile ölüm için ise hayat sigortası genel şartlarının uygulandığını,poliçe akdinden 7 ay gibi kısa bir süre sonra 29/12/2011 tarihinde miras bırakanın vefat ettiğini, poliçe akdinden önce miras bırakana myeloprolifratif tanısı konduğunu, oysa poliçe üzerinde hiç bir rahatsızlığının bulunmadığı beyanında bulunan mütevaffa için poliçe akdinden önce myeloprolifratif tanısı konulmuş olduğunu, mütevaffanın bu rahatsızlığı...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki bir kısım beyanlarını tekrarla, müvekkilinin borçlunun mirası reddetmesi dolayısıyla zarara uğradığını, miras reddedilmemiş olsaydı miras paylaşımı sonucu mirasçının payına düşen mal varlığından alacağının tamamının veya bir kısmını alabilecekken bu alacağından mahrum kaldığını, bu sebeplerle mirasın reddinin iptali için işbu davanın açıldığını ve miras paylaşımı sonucu mirasçının payına düşen mal varlığı müvekkilinin alacağını alabileceği tek yol olduğundan davalının reddetmiş olduğu mirastaki paylarının üçüncü kişilere devrini engellemek amacıyla dava konusu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasının talep edildiğini, 6100 sayılı kanunun 389. maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elden edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu...
Miras bırakan ... 04.04.2014 tarihinde ölmüş, davalı 14.04.2014 tarihinde ... Sulh Hukuk Mahkeme’sine müracaat ederek "mirası kayıtsız şartsız reddettiğine" dair beyanda bulunmuş, anılan mahkemece bu beyanın 16.04.2014 tarihinde tesciline karar verilmiştir. Mirasın reddi kararının iptali davası 16.10.2014 tarihinde açılmıştır. Mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin beyanı tutanakla tespit edilmiş olması (TMK.md. 609/3) koşuluyla sulh hakimine ulaştığı andan itibaren sonuç doğurur ve miras bu tarihten itibaren reddedilmiş sayılır. Reddeden mirasçı bu tarihten itibaren mirasçı sıfatını kaybeder. Şu halde ret tarihi buna ilişkin beyanın sulh hakimine ulaştığı tarihtir. Türk Medeni Kanununun 617/1. maddesinin açık hükmü karşısında ret tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 6 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Uyuşmazlık çözümünde; TMK’nun 610/2 maddesine maddesi esas alınmıştır. 3. Değerlendirme 3.1.Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesi gereğince "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez." Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabilir. 3.2.Mirasın reddinin iptalinin istenebilmesi için mirasçılardan tamamının mirası reddetmiş olması gerekir. 3.3.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi kararlarıyla karşılanmış olduğu görülmekle temyiz itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. VI....
Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse alacaklıları veya iflas idaresi kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. (4721 s. TMK m. 617/1) Mirasın reddinin iptali davasının koşulları; 1- miras açılmış olmalı, 2- miras süresinde reddedilmiş olmalı, 3- davanın mirasın reddedildiği günden itibaren 6 (altı) aylık hak düşürücü süre içinde açılması, 4- borçlu mirasçının alacaklıları zararlandırma kastı ile hareket ettiğinin alacaklı tarafından kanıtlanması, 5- borçlunun alacaklıya teminat göstermemesi, 6- borçlunun mevcut mallarının borçlarını ödemeye yetmemesi ve borcunu ödemekten imtina etmesidir. (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2016/4832 Esas - 2016/8675 Karar ) Somut olayda, miras bırakan C.......
Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabileceği belirtilmiş olup davacı tarafça mirasın reddinin iptaline ilişkin herhangi bir dava açıldığı belirtilmemiştir. Bu halde davalı tarafça mirasın reddedildiği anlaşılmakla mirası reddeden mirasçının miras bırakana ait borç ve yükümlülüklerden sorumlu tutulması mümkün değildir. (Aynı yönde Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2016/14320 E. Ve 2017/4134 K. Sayılı kararı) Davacı da mirasın reddinin iptaline ilişkin dava açtığını bildirmediğine göre artık söz konusu mirasın reddinin eldeki dava bakımından geçerli olduğunun kabulü gerekir. Davacının reddi miras kararının geçerli olmadığına ilişkin istinaf istemleri yerinde görülmemiştir. Buna göre ilk derece mahkemesince reddi miras kararı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yön bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Asıl ve birleştirilen dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan ...’nin maliki olduğu 543 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını aslında dava dışı kızı ...ye hibe etiğini ancak bunu gizlemek amacıyla davalı damadı ...’ya verdiği vekaletname ile taşınmazın diğer davalı ...’e satış suretiyle temlik edildiğini, işlemin muvazaalı olduğunu, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, ıslahla olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemişlerdir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.05.2011 gününde birleştirilen davacılar tarafından davalı aleyhine 13.06.2011 tarihinde verilen dilekçeler ile asıl davada mirasın reddinin iptali, birleştirilen davada mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; birleştirilen davada mirasın hükmen reddi davasının reddine, mirasın reddinin iptali konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 13.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar-birleştirilen davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava, mirasın hükmen reddinin iptali; birleştirilen dava, mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir....