ın 01/01/1971 tarihinde ölümü ile 106 ada 44 parsel sayılı taşınmazın miras olarak kaldığını, davalılardan ... ...'ın İstanbul 15. Noterliğinin 08/08/1977 tarih ve 027917 yevmiye sayılı feragatnamesi ile diğer davalı ...'ın ise Beyoğlu 1.Noterliğinin 10/08/1978 tarih ve 12884 yevmiye sayılı feragatnamesi ile kendilerine babalarından kalan " ... sınırı mevkiindeki" miras hisselerinden 5.000,00TL bedel karşılığında, (ablaları) ... lehine feragat ettiklerini, ancak 1984 tarihinde Dursunköy'ün tapulaması sırasında feragatlerin bildirilmediği gibi miras hissesinin üç çocuğuna eşit olarak paylaştırıldığını belirterek davalılar adına olan tapunun iptali ile vekil edenleri adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir....
ın veraset ilamında gösterilen davacıların miras hisseleri oranında adlarına tapuya kayıt ve tesciline, 141 ada 41 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ...'ın 1/2 hissesinin tapusunun iptali ile mirasbırakan ...'ın veraset ilamında gösterilen davacıların miras hisseleri oranında adlarına tapuya kayıt ve tesciline, 141 ada 41 parsel sayılı taşınmazda ...'in 1/2 hissesinin iptali ve tesciline ilişkin davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 101 ada 19 parsel sayılı taşınmaza yönelik açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ..., ... , ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur. B....
Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur. Somut olayda, davalıya temlik edilen çekişme konusu 743 parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanan 118.504,00 TL değeri üzerinden davacı ...'nın miras payına (5/20) 29.626,00 TL, diğer davacılar ...'un her birinin miras payına (3/20) ise ayrı ayrı 17.776,00 TL isabet etmekte olup, anılan değerlerin 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 72.070,00TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır....
ın öldüğü tarihe kadar TMK'nın 713 üncü maddede belirtilen şartların oluştuğunu, yargılama sırasında sözlü olarak taksim iddiasında bulunulduğundan bahisle davanın reddinin doğru olmadığını, ileri sürülen maddi olaylara karşı hangi hukuki sebeplere göre karar verileceğinin hâkimin tayin ve takdir yetkisinde olduğunu, tapu iptali ve tescil talebinin reddinin doğru olmadığını dile getirmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “Olağanüstü Zamanaşımı” başlıklı 713 ve devamı maddeleridir. 3. Değerlendirme Temyizen incelenen kararda ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü hususların kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı görüldüğünden hükmün onanması gerekmiştir. VI....
Davalı; kendisine miras kalan taşınmazın satışı nedeniyle elde edilen parayı vermesi nedeniyle davaya konu evin üzerine tescil ettirildiğini belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 18.40 TL. onama ilam harcının temyiz eden taraftan alınmasına, 26.12.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davalı; kendisine miras kalan taşınmazın satışı nedeniyle elde edilen parayı vermesi nedeniyle davaya konu evin üzerine tescil ettirildiğini belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 18.40 TL. onama ilam harcının temyiz eden taraftan alınmasına, 26.12.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....
TMK 606. maddesine göre; "Miras 3 ay içerisinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten itibaren işlemeye başlar." Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi, reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir. Somut olayda, mirasın gerçek reddinin tespitini isteyen ... kendi adına ve velayeti altında bulanan çocukları ..., ... ve ... adına mirasın gerçek reddinin tespitini talep etmesine rağmen mahkemece velayeti altında bulunan ..., ... ve ... Dağ yönünden bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesince murisin ölmeden önceki son yerleşim yeri adresinin ''...." olduğu, mirasın reddinin tescilinde kesin yetkili mahkemenin murisin son ikametgah adresi olması gerekçesi ile yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... Sulh Hukuk Mahkemesince muris ...'un sistem üzerinden alınan nüfus kayıt örneğine göre adresinin ".... " olduğu, mirasın reddinin tescilinde kesin yetkili mahkemenin murisin son ikametgah adresi olması gerekçesi ile yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.12.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, davacının ... İcra Dairesi'nin 2012/340 sayılı dosyasında davalıdan alacaklı olduğunu, davalının muris ...’den kalan mirası ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/288-386 E. K....
Bunun için; Miras açılmış olmalıdır, ödemeden aciz bir muris bulunmalıdır. Miras süresinde reddedilmelidir. Reddeden mirasçıya kazandırma yapılmış olmalıdır. Mirasın kayıtsız şartsız reddi kararının iptali davası tüm mirasçılara yöneltilmelidir. Bu konuda açılacak dava herhangi bir süreye tabi değildir. Mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli olabileceği gibi resmen tespit edilmiş olabilir. Borç mirasbırakana ait olmalıdır. Mirasbırakanın ödemeden aczi her türlü delille ispatlanabilir. İspat yükü davacıdadır. Miras, mirasbırakanın ölümüyle açılır. Mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmalar, terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir (TMK m 575). Somut olayda, talep hakkında karar verilebilmesi için mirasbırakanın ölüm anında ödemeden aczinin tespit edilmesi gerekir. Mirasbırakanın ödemeden aczi ölüm tarihi itibariyle terekesinin aktif ve pasifini belirlemek suretiyle olur....