nın 28.07.2010 tarihinde vefat ettiğini, murisin mirasını kayıtsız şartsız tamamen reddettiğini belirterek mirasın reddinin tescilini istemiştir. Mahkemece, zabıta araştırmasına göre adres kaydının bulunmadığı ve davacının beyanı gözönünde bulundurularak murisin vefat etmeden önceki ikamet adresinin...Mahallesi.... Konutları ... olduğundan TMK 589. maddesine göre mahkememizin yetkisizliğine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2013/23086 Esas sayılı mahalline iade ilamı üzerine...Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğünün 06.04.2015 tarihli ve 1411 sayılı cevabi yazısında murisin MERNİS sisteminde adresinin bulunmadığı ancak 2010/... tescil no'lu ölüm belgesindeki son adresinin... Sokak No: 32..." olduğu bildirilmiştir. TMK'nın 576. maddesi gereğince "Miras, malvarlığının tamamı için miras bırakanın yerleşim yerinde açılır....
Dava, TMK 618. maddesinde düzenlenen mirasçının mirası reddinin murisin borcundan dolayı iptali talebine ilişkin olup herhangi bir süreye tabi değildir. Dairemizin 08.10.2015 tarihli, 2015/9616 Esas, 2015/8686 Karar sayılı ilamında bu husus açıkça belirtilmiş, mahkemece de bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmasına rağmen davanın TMK 617. maddesi kapsamında kaldığı ve hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi açık bir yanılgıya dayalıdır. Davacı, davalının murisinin alacaklısıdır. Ödemeden aciz bir murisin mirasını reddeden mirasçılar, onun alacaklarına karşı ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar (TMK m. 618. F.l). Murisin alacaklılarının korunması bazı koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. Bunun için; miras açılmış olmalıdır ödemeden aciz bir muris bulunmalıdır. Miras süresinde reddedilmelidir. Reddeden mirasçıya kazandırma yapılmış olmalıdır....
Göğüs vekili mirasın reddinin iptaline yönelik açılan bu davanın M.K 617. madde gereğince hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, borçluların miras hisselerine karar hacizlerin kesinleşmiş mahkeme kararıyla kaldırıldığını, davacının teminat almayarak kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı ..., dava konusu taşınmazı davalı borçlular dışındaki mirasçılardan aldığını, mirasın reddi kararını bilmediğini 63 parselle ilgili davanın İİK 280. maddedeki 5 yıllık hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.06.2013 gününde verilen dilekçe ile miras reddinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.04.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
nün kayden maliki olduğu 1090, 1276, 2403 ve 4274 parsel sayılı taşınmazları tek oğlu olan davalıya satış suretiyle devrettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescile, aksi takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, dava konusu taşınmazların mirasbırakanın hac masraflarının ve düğün masraflarının karşılanması nedeniyle devredildiğini ileri sürerek davanın reddinin savunmuştur.Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen 13/06/2011 tarihli karar Dairece; “...taraf delillerinin eksiksiz toplanması, birlikte değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, olayla ilgisi bulunmayan ehliyetsizlik hukuksal nedeninden söz edilerek davanın reddinin doğru olmadığı ...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekilince süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mirasın reddinin iptali kararının tespit davası olmadığını, bu kararın mirasın reddine ilişkin kararı ortadan kaldıran iptal davası niteliğinde olduğunu ve dosya borçlularının avalist Muhammet Kurtul'un yasal mirasçıları olduğunu gösterdiğini, kesinleşmeden icraya konulamayacak olan ilamların HMK.nun 367. maddesinde sınırlı sayıda gösterildiğini, mirasın reddinin iptaline ilişkin davanın tespit davası olmayıp bir inşai dava olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığı iddiasının da doğru olmadığını, davacı- borçlulara ödeme emri tebliğ edilmemesi sebebinin mirasın reddinin iptali davası sonucunun beklenilmesi olduğunu, mirasın reddinin iptali davasının zamanaşımı sürelerini kestiğini ve zamanaşımı sürelerinin işlemesini durdurduğunu, davanın kabul edilmesi ile takibin yenilenmek suretiyle ödeme emrinin tebliğ edildiğini, tebligat zarfları üzerinde yazılı olduğu gibi, çek suretlerinin de tebliğ edildiğini, davacı taleplerinin yerinde olmadığını savunarak...
DAVA TÜRÜ : Mirası Reddinin İptali DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ:28.12.2015 K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, TMK'nın 510.maddesine göre açılan miras hukuk hükümlerinden kaynaklanan mirasçılıktan çıkarma işleminin iptali isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.)...
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/239 Esas, 2014/278 Karar sayılı dosyada reddettiğini, davalının murisinin terekesinin borca batık olmadığını, davalının alacaklılarını zarara uğratmak kastıyla mirasın reddettiğini bu nedenle mirasın reddinin iptali ile, davacıya cebri icra ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, hak düşürücü sürenin geçtiği, davalının murisin sağlığından miras payı aldığı gerekçesiyle mirası reddettiğinden bahisle davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın hukuki niteliği bakımından TMK'nin 617. maddesine dayalı mirası reddin iptali isteği olduğu, iptali istenen ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/239 Esas sayılı dosyada davalının 28.03.2014 mirasın reddi talebinde bulunduğu, mirasın reddinin iptali davasının ise 20.05.2015 tarihinde açıldığı ve 6 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
Talebin reddine ilişkin kararın mirasçı Muzaffer tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırıldığı, kaldırma kararı sonrası dava konusu iptali istenen Ardahan Sulh Hukuk Mahkemesi 16.02.2022 tarih ve 2022/1 Esas, 2022/105 Karar sayılı kararı ile ...'un mirasbırakan ...'tan intikal eden mirası reddettiğinin tespiti ile özel kütüğe tesciline karar verilmiştir. Mirasın reddinin iptaline ilişkin eldeki dava ise 25.03.2022 tarihinde açılmıştır. 2.21/7/2003 tarih ve 2003/5960 sayılı Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük'ün 39 uncu maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasına göre süresi içerisinde yapılan mirasın reddi beyanın Mahkemece tutanakla belirlenerek özel kütüğe tescili gerekmektedir....
ın miras hakkından bir çok malvarlığını elden çıkardığını, sözleşmenin usul ve yasaya uygun olduğunu, muvazaa kastı bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, iptali istenen sözleşmenin murislerin izni yahut katılımı olmadan yapıldığı, bu nedenle geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ... ile ... temyiz etmiştir. Mirasçılar, miras yoluyla kendilerine intikal eden hakları ister diğer mirasçılara isterse mirasçı olmayan kişilere bedelli ya da bedelsiz olarak devredebilirler. Miras payının devri, açılmış miras payının devri şeklinde gerçekleşebileceği gibi açılmamış miras payının devri şeklinde de gerçekleşebilir. Açılmamış miras payını devralan mirasçının sadece kendisine devredilen haklara yönelik bir alacak hakkı söz konusudur. Açılmamış miras payının devri sözleşmesi mirasçılar arasında yapılmış ise adi yazılı şekilde yapılması yeterli olup, resmi şekil koşulu aranmaz....