, ıslah dilekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 652 nci maddesine göre taşınmazda mülkiyet yahut intifa veya oturma hakkı tanınması ve aile konutunun özgülenmesi talepleri hakkında usulüne uygun şekilde açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle; Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacının 4721 sayılı Kanun'un 652 nci maddesine göre taşınmazda mülkiyet yahut intifa veya oturma hakkı tanınması ve aile konutunun özgülenmesi talepleri hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından dilekçenin reddi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Kural olarak; ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, tüm mirasçılarının, bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının, kendi payına düşeni aldıktan sonra, terekedeki diğer miras haklarından da vazgeçmesi gerekmektedir....
Her ne kadar Özel Daire bozma kararında, davacının taşınmazın murisi Ali Bayar’dan intikal ettiğini ileri sürerek önce miras payına ilişkin talepte bulunduğu, daha sonra yargılama sırasında talebini tereke adına değiştirdiği belirtilmiş ise de, davacının miras ortaklığı adına değil yalnızca kendi miras payı için tapu iptal ve tescil istemiyle dava açtığı tartışmasızdır. 25....
Mirasta denkleştirme (iade), murisin sağlararası bir karşılıksız kazandırma ile bir mirasçısına miras hissesine mahsuben mirasın açılması halinde bu tasarruftan yararlanan kişinin miras hakkı ile denkleştirmeye tabi olmak üzere yaptığı bir tasarruf için söz konusu olabilir. Muris karşılıksız bir sağlararası tasarrufta bulunmakta ancak bu tasarrufun ileride miras açıldığında bundan yararlanan kişinin miras hakkı yönünden nazara alınmasını öngörmektedir. Somut olayda muris alacağını tahsil etmek üzere oğlu davalıyı göndermiştir. Bu tasarrufundan oğlu davalı ... yararlandığından denkleştirmenin koşullarının bulunup bulunmadığı Türk Medeni Kanununun 669/2. maddesi hükmüne göre değerlendirilmelidir. Öte yandan dava dilekçesinde davacı kademeli olarak “mirasta iade” olmadığı takdirde “tenkis” isteğinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TESCİL VE AYNEN İADE Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanın miras payına mahsuben 3 nolu bağımsız bölümü satış suretiyle davalı ...’a temlik ettiğini, 14 parsel sayılı taşınmazı ise kooperatife üyelik bedellerini ödemek suretiyle oğulları davalılar adına tahsisen tescilini sağladığını ileri sürüp tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına miras payları oranında tesciline, olmadığı taktirde terekeye iadesine karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, 3 nolu bağımsız bölümü bedelini ödeyerek davalı ...’ın satın aldığını, 14 parsel sayılı taşınmazın murisle ilgisi olmayıp kooperatiften edinildiğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır....
Sağ kalan eş aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir. Sağ kalan, eş miras bırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin Miras Hukuku hükümleri saklıdır." hükmü düzenlenmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 27/03/2014 ESAS-KARAR NO : 2012/17-2014/1197 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Medeni Kanununun "miras hukuku" hükümlerinden kaynaklanan 652/2. madde uyarınca sağ kalan eşin miras hakkına mahsuben aile konutunda oturma hakkının tanınması istemine ilişkin olup, hüküm sulh hukuk mahkemesince verilmiştir. Buna göre, inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 tarihli 2015/8 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 14. Hukuk Dairesine aittir. Ancak, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 19.02.2015 tarihinde görevsizlik kararı verdiğinden Daireler arasında oluşan görev uyuşmazlığı giderilmek üzere dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Bu mülkiyet şeklinde paydaşların her birinin payları belirli olup, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamakta ve taraflar birbirlerine karşı üçüncü kişi konumunda bulunmaktadırlar. Davacının annesi ...'ın terekesi, ölüm tarihi itibariyle elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğundan, davacının ancak yakın mirasbırakanı olan annesi ...'ın terekesi adına tescil talebinde bulunabilmesi hukuken mümkündür. Ne var ki davacı, "... Terekesi" adına dava açmayıp kendi miras payına yönelik olarak dava açmıştır. İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ve 702. maddeleri gereğince, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte dava açılması gerekir....
TMK’nın 669. maddesinde; " Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler. Mirasbırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar, aksi mirasbırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça, denkleştirmeye tâbidir." düzenlemesine yer verilmiş, devam eden maddelerde de denkleştirmenin şekli düzenlenmiştir. Buna göre denkleştirmeye karar verilebilmesi için bazı şartların bir arada bulunması gerekmektedir. Bunlar; a) Karşılıksız ( ivazsız ) bir kazandırmanın varlığı, b) Sağlararası bir kazandırma olması, c) Mirasbırakanın malvarlığından bir kazandırma yapılması, d) Kazandırmanın yasal mirasçıya yapılması, e) Kazandırmanın mirasçının miras payına mahsuben yapılmış olmasıdır....
müvekkili lehine mülkiyet hakkı, mahkemenin aksi kanaat olması halinde intifa veya oturma hakkı tanınmasını talep etmiştir....