Mahkemece, dava miras bırakan ile davalı arasındaki gizli sözleşmenin menkul malın (traktörün) bağışlanmasına ilişkin olduğu, bu gibi sözleşmelerin şekil şartına bağlı olmadığından mal eden bağışlamakla mülkiyetin bağışlanana geçtiği, ortada geçerli bir bağışlama sözleşmesi olduğundan, doğrudan bu sözleşmenin geçersizliği nedeniyle miras payı oranında tazminat isteğinin temeli olmadığını, şartları varsa denkleştirme ve tenkis talibinde bulunabileceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
den ve murisi evvellerinden miras yolu ile kendisine intikal eden taşınmazlardaki miras hak ve hisselerini ... 2. Noterliğinin 14.11.2011 tarihli ve 10146 yevmiye sayılı düzenleme şeklindeki miras payı devir sözleşmesi ile davacıya devir ve temlik ettiği; Mahkemece, davalının muris ...'den miras yolu ile intikal eden dava konusu 106, 162 ve 801 parsel sayılı taşınmazlardaki 1/7 miras hissesini ... 2....
, aracın zilyetliği karşı tarafa devredilmiş ise de burada ancak harici bir devir olduğunu, muris Ali Rıza Mercan tarafından 29.01.2018 tarihinde sağlığında dava konusu araç satış sözleşmesini yaparak alt soyu T3 haksız bir kazanım sağladığını, söz konusu sözleşmenin tamamen bağış hükmünde olup denkleştirmeye tabi olduğunu, terekeye iadesi gerekeceğini, bu nedenlerle davalı ile muris arasında düzenlenen Piraziz Noterliği'nin 29/01/2018 tarihli 0122 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesinin muvazaalı olaması nedeniyle iptaline, 34 XX 217 Plakalı aracın mirasçılık belgesinde belirtilen miras payı oranında davacı adına tesciline, davaya konu araç satış sözleşmesinin iptali mümkün olmadığı takdirde davacının miras payı oranında bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
miras payının devri mümkün bulunduğu göz önünde bulundurularak anılan bu taşınmazlarda (1.bent ve 2.bentte sayılan) 22/09/1998 tarihli miras payı devir sözleşmesinin düzenlendiği sırada dava konusu bu taşınmazlarda Mustafa Öztürk ve Meryem Öztürk'ün sözleşme tarihi itibari ile vefat etmiş oldukları anlaşıldığından adı geçen Mustafa ve Meryem'in payları elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan Meryem ve Mustafa'dan davalıya intikal edecek miras payı oranında 22/09/1998 tarihli miras payı devir sözleşmesi uyarınca davacının davasının kabulü gerekirken bu husus göz önüne alınmadan davanın bir bütün şeklinde reddedilmesi hukuka aykırı görülmüştür....
TMK'nin 676. maddesi uyarınca miras paylaşımı (taksim) ancak taksim sözleşmesinin yapıldığı sırada miras ortaklığına dahil, paylaşılmamış olan miras mallar için söz konusudur. Paylı mülkiyete dönüştürülmüş ya da diğer mirasçıların oluruyla bir veya birkaç mirasçı adına tescil edilen durumlarda miras taksim sözleşmesi yapılması sonuç doğurmaz. Miras ortaklığına (terekeye) dahil taşınmazlara ilişkin miras taksim sözleşmesinin geçerliliği için tüm mirasçıların katılımı ile adi yazılı şekil yeterlidir. Somut uyuşmazlık incelendiğinde, dava konusu taşınmazların tapulama yoluyla 1972 yılında muris Osman adına tapuda tescil edildiği, Osman'ın 1985 yılında vefat ettiği ve geriye dört çocuğu davacılar ile eşi (davalıların murisi) Ayşe'nin mirasçı olarak kaldıkları anlaşılmaktadır. Davacılardan Hüseyin'in Ayşe ile miras payı devir sözleşmesi yaptığı 28.7.1987 ve diğer mirasçılarla taksim sözleşmesi yaptığı 04.11.2011 tarihleri itibariyle taşınmazlar tapuda muris adına kayıtlıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanı ...'in maliki olduğu 512 sayılı parseli mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla görünürde satış sözleşmesi ile davalı ...'e 04/02/1988 tarihinde devir ettiğini, temlikin muris muvazaası nedeniyle geçersiz olduğunu, davalı ...'in de muvazaalı temliki gizlemek amacıyla çekişmeli taşınmazı diğer davalı ...'ya 27/12/1993 tarihinde satış yoluyla devir ettiğini, bu devir işleminden sonra davalı ... ile diğer mirasçılar arasında çekişmeli taşınmazın kullanımı için taksim sözleşmesi yapılarak taşınmazın 2007 yılına kadar taksime uygun kullanıldığını, en son ...'nın çekişmeli taşınmazı ...'in eşi diğer davalı ...'e 16/03/2007 tarihinde satış yoluyla devir ettiğini, ...'...
Müvekkil T1 tarafından yaptırılan dolayısıyla ne Muris Kazım Kargacı'nın ne de murisin mirasçılarının bir hakkının bulunmadığı 3 nolu bağımsız bölüm üzerinde T7 lehine yapılmış olan miras payının satış suretiyle devri haksız ve hukuka aykırıdır. 3 nolu bağımsız bölümün T1 tarafından yapıldığını Saadet Kargacı, T7 ve diğer miras payı devir işlemi yapan davalılar da bilmektedir. Buna rağmen sanki hak sahibiymiş gibi T7'na miras payı devreden diğer davalıların da iyiniyetli olmadığı aşikardır. Dolayısıyla satış yoluyla yapılmış olan miras payı devir işleminin iptali gerekmektedir. 3 nolu bağımsız bölüm üzerindeki miras pay devrinin haksız ve hukuka aykırı olmasının yanı sıra Saadet Kargacının 1 ve 5 nolu bağımsız bölüm üzerindeki miras paylarını kendi hür iradesi devretmediği kanaatindeyiz....
Davalılar vekili, gerçek kişi davalıların şirketi temsilen hareket etmeleri nedeniyle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, anılan davalıların yüklenici şirketin temsilcisi gibi hareket etmediklerini, davalı şirketin davacıya ait aracın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında davalı şirkete devir edilmediğin, aracın satın alarak bedelinin ödendiğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacının da aralarında bulunduğu arsa sahipleri ile dava dışı Ö....
nasıl yapılacağı kime devir yapılacağı yazdığını, mahkemenin sözleşmeyi miras sözleşmesi olarak görerek davayı reddetmesinin kabul edilemez olduğunu, davaya konu sözleşmenin inanç sözleşmesi olduğunu, dava konusu taşınmazları davalı ...'...
Türk Medeni Kanunu 462/9. maddesine göre, mal rejimi sözleşmeleri, mirasın paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmeleri yapılması, vesayet makamının iznine tabi kılınmıştır. Somut olayda; vasinin kısıtlı adına miras sözleşmesi değil, miras taksim sözleşmesi ve miras payı devir sözleşmesi yapma izni istediği, TMK 462/9 maddesine göre, kısıtlı adına miras paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmesi yapılmasının, vesayet makamının iznine tabi olduğu anlaşılmış olmakla, uyuşmazlığın vesayet makamı olan Çardak Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK’nun 22. ve 23. maddeleri gereğince Çardak Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....