in önceki eşi ... öldükten sonra evlendiklerini, dava konusu taşınmazın satış ve devir işlemlerinden haberdar olmadığını, eğer ...'in ölümünden sonra bu taşınmaz ...'e devredilmiş gibi gösterilmiş ise bu işlemin hukuken yok hükmünde olduğunu, bu konuda bir tereddüt olmadığını, davacı tarafın davasında haklı olduğunu, bu durumda kendisinin de eşi ...'e ...'den düşecek miras payı nedeniyle hissedar olacağını ve payının korunması gerektiğini, şayet ...'nin ölümünden önce bir devir varsa, yine taşınmazda eşi olan ...'den dolayı 1/4 miras payına sahip olduğunu, kendisinin miras payı korunarak her iki halde de davayı kabul ettiğini beyan etmiş, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafça, cevap dilekçesi ile davanın kabul edildiği, lehine tescil işlemi gerçekleştirilen ...'...
İlçesi Pınarbaşı Köyü çalışma alanında bulunan 120 ada 4, 127 ada 1, 158 ada 1, 2, 3, 4 ve 5 parsel sayılı muhtelif yüzölçümlü taşınmazlardan; 120 ada 4 parsel ..., ... ve ... adına, 127 ada 1 parsel ... ve ... adına, 158 ada 1 parsel ... adına, 158 ada 2 parsel ... adına, 158 ada 3 parsel ... adına, 158 ada 4 parsel ... adına ve 158 ada 5 parsel ise ..., ... ve ... adına irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak, tespitin iptali ve çekişmeli 127 ada 1, 158 ada 1, 2, 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların miras payı oranında adına tescili istemiyle, davacı ... ise miras yoluyla gelen hakka dayanarak, tespitin iptali ve çekişmeli 120 ada 4, 127 ada 1, 158 ada 1, 2, 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların miras payı oranında babası ...'ın mirasçıları adına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır....
Sözleşme muhdeviyatından, taraflar arasında imzalanan işbu sözleşmenin yolcu taşıma hat ortaklık sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, taraflar arasında düzenlenen işbu sözleşme, az yukarıda açıklanan ilkeler ışığında değerlendirildiğinde, sermaye payı, ortak amaç ve işbirliği unsurları taşımadığından adi ortaklık olarak; tüm mirasçıların paylaşımda anlaşmaması ve sadece bir kısım mirasçıların (davacı ve davalının) sözleşmenin tarafı olması nedeniyle de miras taksim sözleşmesi olarak değerlendirilemeyeceği halde, mahkemece sözleşmenin miras taksim sözleşmesi olarak yorumlanması suretiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Bu halde mahkemece temyize konu taşınmazda davacıların murisi Durmuş ... payı ile mirasçı ... miras payı oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup, davacı ... vekili ile davacı ... ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 31.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
a ait miras hissesi taksim sözleşmesi gereğince tüm ...mirasçılarına miras hisseleri oranında devredilmesi gerekirken tamamının ...'a devredildiğini, davalı ... adına kayıtlı olan 18/40 hissenin, 12/40 hissesinin iptali ile davacılar adına miras hissesi oranında tesciline, dava konusu 337 parselde ...'a ait miras hissesi taksim sözleşmesi gereğince tüm ...mirasçılarına miras hisseleri oranında devredilmesi gerekirken tamamı ...'a devredildiği, ...’ın taşınmazı 3. kişiye satılmış bulunduğundan ...'dan haksız bir şekilde ...'a geçen 15/40 hissenin içerisinde müvekkiline ait bulunan 12/40 hissenin dava tarihindeki değerine karşılık 7.000,00 TL'nin ...'dan tahsili ile davacılara miras hisseleri oranında ödenmesine, 85 ada 3 parsel üzerindeki ... mirasçılarına ait hisselerin ......
nun tüm hisselerini 15/05/2013 tarihinde devrettiğini, devrettiği kişinin 02/12/2013 tarihinde hisselerini tarafına devrederek şirket ortaklığından ayrıldığını, taraflar arasında 11/02/2009 tarihinde hisse devir sözleşmesi imzalanarak davacıların şirketle ilişiğinin tamamen kesildiğini, sözleşmenin 1/b maddesinde tapusu ... A.Ş. adına kayıtlı Konya ... Mah. ... Pafta, ... ada 1 no'lu parseldeki 9850,92 metrekarelik arsa ile Ankara ...İmar Mevki ... ada 8 ve 9 no'lu parsellerin Konya şubelerinin devir sözleşmelerinde belirtilen esaslar çerçevesinde risk payı olarak ayrıldığının belirtildiğini, Konya şube ile tarafları arasında 21/04/2008 tarihinde işletme hakkı devir sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin atıf yapılan b/3 maddesinde şirketin gelecekte karşılaşabileceği beklenmedik riskler için ...mevkiindeki villa arsası ile Konya ...'...
nin ortakları olan davacılar ile davalıların 10/02/2009 tarihli hisse devir sözleşmesi imzalayarak davacıların şirketteki hisselerinin davalılara devretmeyi ve bu devir karşılığında şirketin devir tarihindeki aktif değerler toplamında pasif değerler toplamının çıkarılmasında bulunan miktarın ortaklar arasında hisseleri oranında pay edilmesi ile bulunan bedellerin davacılara ödenmesinin kararlaştırıldığı, şirketin aktif değerleri arasında olan Gölbaşı Hacılar Mah. 432 ada 12 ve 13 nolu parsel sayılı taşınmazlar ile Konya ili Selçuklu İlçesi 20868 ada 1 parsel sayılı taşınmazın aktif değerler arasına dahil edilmeyerek bu taşınmazların toplam bedeli olan 190.000,00 TL (91.000,00 Euro)'nin şirketin devir sözleşmesinden önceki dönemlere ilişkin faaliyetleri sebebiyle karşılaşabileceği anlaşmazlıklardan doğabilecek riskler nedeniyle risk payı olarak ayrıldığı, risk payı olarak ayrılan söz konusu taşınmazların 5 yıllık bekleme süresinden sonra karar zamanındaki ortaklara hisseleri oranında bedellerinin...
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin kararın hüküm fıkrasıyla gerekçenin birbirinin tam tersi olduğunu, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, muris Ayşe Yamık ile Ahmet Yamık arasında taşınmaz payı devri karşılığında eser sözleşmesi düzenlendiğini, murisin taşınmaz hissesini mal kaçırmak için değil, sözleşmeden doğan devir borcunu yerine getirmek için devrettiğini, murisin mirasçıdan mal kaçırmak gibi bir amacı bulunmadığını, Ahmet Yamık'a yapılan devir esnasında gösterilen 6.500,00 TL satış bedelinin harç ödenebilmesi için tapuya bildirimi zorunlu olan emlak beyan değeri olduğunu, tapu devir işleminin sözleşmeye istinaden sözleşmesel borcun ifası kapsamında yapıldığının açık olduğunu, muris tarafından bu temlik yapılmasaydı dahi Ahmet Yamık'ın bu sözleşmeye istinaden devir talep edebileceğini, Ayşe Yamık'tan Ahmet Yamık'a yapılan devrin muvazaalı olduğu ispat edilmediği sürece davalıya yapılan devir işleminin...
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın doğru olduğunu ancak eksik vekalet ücreti tayininin doğru olmadığını, huzurdaki davada tapu iptaline karar verilen taşınmaz üzerindeki tüm muhdesatın tapuya dahil olacağı için bunlar üzerinde de tapu iptali ve tescili kararı verilmesi gerekeceğini, davacının mülkiyet iddiasının ise ayrı bir dava ile tespiti gereken, eldeki davadan bağımsız bir durum olduğunu, tapu iptali ve tescili kararıyla müvekkilinin hali hazırda üzerinde mevcut otel bulunan taşınmaza hissedar olduğunu, dava değerinin belirlendiği ilk rapor üzerinden taraflarınca da harç eksiksiz olarak yatırıldığını, bu aşamadan sonra davalının devir tarihinde taşınmazın üzerinde olmadığı iddiasının sadece devir tarihinde tapudaki görünürdeki satış bedeli ile gerçek taşınmaz değeri arasındaki farkı ortaya koyabilecek nitelikte olup harca esas dava değerini ise etkilemeyeceğini, mevcut tapunun iptal edilmiş olması nedeniyle mevcut güncel değer üzerinden harç alınması gerekmekte...
O halde mahkemece yapılacak iş; miras payının devrine ilişkin 1.9.1995 ve 16.10.1991 miras payının devri sözleşmeleri nedeniyle iştirakin çözümlenmesi halinde miras payını yazılı olarak devreden ... ve ...’e düşen miras paylarını isteme hakkına sahip olan davacının bu hakkı gözetilerek muris adına tapuda kayıtlı bulunan 34 sayılı parseldeki iştirakin çözümlenmesi halinde ... ve ... bakımından hukuki sonuç doğurmak üzere davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile iptal ve tescile karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır. Kabule göre de, mirasçılardan murisin eşi ...’ın veraset belgesine göre 4/16 payı olduğu halde, bu husus göz ardı edilerek fazla miktarda taşınmazın hüküm altına alınmış olması doğru olmadığı gibi verilen 2370 m2’lik yerin de taşınmazın hangi bölümünde yer aldığı kroki üzerinde işaretlenmemesi de yerinde değildir....