a bağışladığı halde satış gibi göstererek devrettiği iddiası ile açılmış hisse devirlerinin iptali ve hisselerin davacı adına tescili davasıdır. Davacı tarafın hukuki nitelendirmesi ile dava muris muvazaasına dayalı şirket hisse devirlerinin iptali ve miras hissesi oranında davacı adına tescili davasıdır. Dava konusu olan hisseler davalı anonim şirkete ait hisseler olup, anonim şirketlerde TTK'da düzenlenmiş olmakla mutlak ticari davalardan olup, şirket merkezi itibariyle mahkememiz davaya bakmaya yetkili ve görevlidir. Her ne kadar davacı tarafça muris muvazaasına dayanılmış ise de, dava esas niteliği itibari ile TBK 19.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı şirket hisselerinin devrine ilişkin işlemlerin iptali ve davacının miras payı oranında adına tescili istemine ilişkindir....
Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, taşınmazın miras yoluyla kaldığını, davacının katkısı bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, taşınmaz üzerinden davalının miras payı düşülmek suretiyle satın alınan paylar üzerinden belirlenen 20.625 TL değer artış payı alacağının 10.000 TL'sinin dava tarihinden, 10.625 TL'sinin ıslah tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına, aracın yaşı nedeniyle ekonomik ömrünü tamamlamış olduğundan araca yönelik davanın reddine, karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Noterliği’nin 20.6.1967 tarih ve 5952 yevmiye numaralı re’sen zilyetlik devir senedinin geçersiz olduğunu belirterek, miras payı oranında tapu iptali ve adına tescil kararı verilmesi için dava açmıştır. Davalı ... ve arkadaşları ise, müşterek muris ...’ın çekişmeli taşınmazları Karadeniz Ereğli 1. Noterliği’nin 20.06.1967 tarih ve 5952 yevmiye numaralı re’sen zilyetlik devir senedi ile kendi murisleri ... oğlu ...’e sattığını ve taşınmazlarda kendilerinin zilyet olduğunu savunmuşlardır. Mahkemece, davacının iddialarının araştırılması yönünden mahallinde keşif yapılmadığı gibi, davalı tarafın dayandığı re’sen zilyetlik devir senedi de uygulanmadan davanın reddine karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir....
Davalı gerçek kişiler miras bırakanı ... ile diğer davalı arasındaki 5.1.1995 günlü sözleşmede sözleşmenin üçüncü bir kişiye devrini engelleyen hüküm yoktur. Aksine anılan sözleşmenin 5.maddesinde alıcının sözleşme tarihinden itibaren 1 yıl geçtikten sonra hak ve yükümlülüklerini üçüncü kişilere devir ve temlik edebileceği hükme bağlanmış, yine bu maddede alıcının devir hakkını kullanmaması halinde devralan üçüncü kişinin hak ve yükümlülüklerinin neler olacağı yazılmıştır. Davacının dayandığı 9.7.2001 günlü devir sözleşmesi ile davalılar arasındaki 5.1.1995 günlü sözleşmenin birbirinden bağımsız olarak değerlendirme olanağı yoktur. Davacı davalı gerçek kişileri miras bırakanının sadece haklarını değil yükümlülüklerini de devraldığından sözleşmenin 5.maddesindeki davacının haklarıyla borçlarının neler olduğu banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp saptanmadan sözleşmenin devrolunduğu kabul edilemez....
Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237....
Davalı velilinin cevap dilekçesindeki Murisin davalıya iş kurmak ve iş hayatına katılmasını sağlamak amacıyla muris oğluna şirket hisselerinin bir bölümünü devrettiği yönündeki beyanı, tanıkların da bu kapsamdaki beyanları ve payın gerçek değeri ile devir değeri arasındaki farktan anlaşıldığı üzere muris davalıya payı karşılıksız olarak devretmiştir....
, dava konusu taşınmazın taraflarca devir işlemleri yapılması beklenir iken davacı tarafından kötü niyetli olarak huzurdaki dava açıldığını, pay sahibi mirasçılar aralarında imzalanan miras taksim sözleşmesi niteliğindeki anlaşma kapsamında taşınmazlar bölüşüldüğünü, davacı bizzat miras takimine ilişkin sözleşmeyi imzalamış olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme davacının da kabulünde olduğunu, paydaş olan mirasçılar arasında davacının katılımı ile tüm mirasçılar tarafından imzalanan Miras Taksim Sözleşmesi mevcut olduğunu, taşınmazların bölüşümü ve aynen taksimi de bu sözleşme kapsamında olduğunu. bu sebeple, ortaklığın giderilmesi davası açmakta hukuki yarar bulunmadığını, taraflar arasında yazılı olarak düzenlenerek imzalanan Miras Taksim Sözleşmesi mevcut olduğunu, iyiniyetten uzak olarak ortaklığın giderilmesi davası açılmasında hiçbir hukuki yarar bulunmadığını, davacının açmış olduğu haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir....
tespit görmediğini, muvazaalı bir şekilde mirasçı adına tespit gördüğünü ve bunun sonucunda da davalıların üzerine geçtiğini, davalıların da aynı ailenin fertleri olup bu taşınmazın miras bırakan Hüseyin Türk'e ait olduğunu bildiklerini, bunu bildikleri halde taşınmazı iktisap ettiklerini, bunun muvazaalı tespitin parçası olduğunu, müvekkilinin bu haksız işlemler nedeniyle mağdur edildiğini, bu taşınmaza yönelik olarak alması gereken miras payını alamadığını, öncelikle dava sonuçlanıncaya kadar dava konusu Akkuş İlçesi, Karaçal Mahallesi 406 ada 14 parsel numaralı taşınmazın üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi bakımından taşınmazın tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, gerekli araştırma ve incelemenin yapılarak açmış oldukları davanın kabul edilerek dava konusu Akkuş İlçesi, Karaçal Mahallesi 406 ada 14 parsel numaralı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının müvekkilemin miras payı oranında iptali ile adına tapuya tesciline, ücreti vekalet ve tüm yargılama...
tarafından ödenmek suretiyle muvazaalı olarak davalı oğulları üzerine alındığını ileri sürerek muris muvazaasına dayalı satış işleminin iptalini, olmadığı taktirde tenkisini istemiş; aşamalarda, miras payına isabet eden değerin 215.625,00 TL olduğunu beyan ederek harcı ikmal etmiş; 23.06.2015 tarihli duruşmada, miras payı yönünden talepte bulunduğunu, terekeye döndürülme isteği olmadığını beyan etmiştir....
in miras yolu ile eşinden kalan dava konusu gayrımenkul ile ilgili alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik olarak mirası reddettiği, yapılan bu tasarrufun iyiniyete dayalı olmadığını iddia etmiştir. İİK'nun 277 ve mütaakip maddeleri borçlunun alacaklısına zarar vermek amacıyla yaptığı tüm tasarrufların iptale tabi olduğunu düzenlemiştir. Dava bu amaca yönelik olarak açılmıştır. TMK'nın 605. maddesi “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmüne, TMK'nın 611/1. maddesi ise “Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer.” hükmüne haizdir. Somut olayda; Borçlu ..., eşinin vefatı üzerine miras payı kapsamında kendisine intikal eden dava konusu gayrımenkuldeki miras hissesini red ederek dava konusu gayrımenkulün tüm hisseleri davalı kızı Hande'ye geçirmiştir....