Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Dava, miras hukukundan kaynaklı alacağın tereke defterine kaydı istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 8.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 8.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 07.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Somut olayda, davacı taraf, ticari plaka satış sözleşmesinin iptali ile trafik sicil kaydının miras payı oranında adına tescilini, olmadığı takdirde araç ve ticari plaka hat bedelinin tespiti ile miras payına isabet eden bedelin faizi ile birlikte tahsilini ayrıca, dava konusu aracın temlik tarihinden itibaren davalı tarafça işletilmesinden kaynaklı kazanç kaybı nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL’nin devir tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep ederek davayı açmıştır. Dava konusu aracın ve ticari plaka hat bedelinin dava tarihindeki değeri mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesine bağlı olabileceğine göre, dava değerinin dava açarken tam ve kesin olarak davacı tarafından belirlenmesi mümkün bulunmadığından, davanın belirsiz alacak davası olduğunda tereddüt bulunmamaktadır. Ne var ki mahkemece bu yönde bir işlem yapılarak dava değeri belirlenmediği gibi harçta ikmal edilmeden sonuca gidilmiştir....

      Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 250 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 1825 parsel sayılı taşınmazın ½ payının miras bırakan ... tarafından 17.06.1980 tarihli akitle ölünceye kadar bakma suretiyle davalıya temlik edildiği, 1825 nolu parselin ifrazı ile 2014 nolu parselin oluştuğu ve 2014 parsel sayılı taşınmazın ½ payının davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....

        Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237....

          Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Hemen belirtilmelidir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması ve sağ kalan eşe özgülenmesi istemine ilişkin olarak açılan davada Bozdoğan Asliye Hukuk ve Bozdoğan Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevşizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R – Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 652. maddesi uyarınca aile konutu üzerinde sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması ve evin sağ kalan eşe özgülenmesi istemine ilişkindir....

              Dava dilekçesinde, davacı vekili, aynı ----- iptali için miras yoluyla şirket ortağı olan başka davacıların --------- sayılı dosyasından bahsetmek suretiyle dosyalarında birleştirilmesini istemiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanları Mehmet Üçgöz'ün maliki olduğu 6 parça taşınmazını, kız çocuklarını miras hakkından yoksun bırakmak ve mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalılara temlik ettiğini ileri sürerek , miras payı oranında tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalılar, çekişme konusu taşınmazları, parasını ödeyerek satın aldıklarını belirterek , davanın reddini savunmuşlardır....

                  Bilindiği ve 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İBK ile düzenlendiği üzere “Bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmesi halinde,saklı pay sahibi olsun ya da olmasın, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar görünürdeki satış sözleşmesinin danışıklı(muvazaalı) olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de biçim koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilirler. Somut olaya gelince; dinlenen tanıklar murisin diğer çocuklarıyla bir problemi olmadığını bildirmişlerdir. Yine tanıklar mirasbırakanın diğer çocuklarından mal kaçırmasını gerektirir somut bir bilgi ortaya koyamamışlardır. Taşınmazın davalıya bedelsiz temlik edildiği sabit ise de murisin amacının çocuklarından mal kaçırmak olmayıp davalının polis olan eşinin İstanbul'a tayin edilebilmesi için oturacakları ev olması amacıyla temlik ettiği sonuca varılmaktadır....

                    Davalı ..., yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği tüm mirasçıların miras paylarının adına tescil edildiğini, annesine ait taşınmazdaki miras hakkından feragati ve davacıya ödediği bir kısım bedel karşılığı 23 nolu bağımsız bölümün tamamının adına tescil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., ailenin tüm geçimini ...’in sağladığını, davacının çocuklarını bakıp okuttuğunu, 23 nolu bağımsız bölümdeki paylarını davalı ... ile birlikte davalı ...’ye kendi isteği ile verdiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., ağabey ...’nın davacı ve kendi hakkını vereceğini beyan etmesine rağmen vermediği için mağdur edildiğini, davayı kabul ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, davacının 19 nolu bağımsız bölümde 129/106 paya sahip olduğu ve taşınmazda davalı kardeşlerinin payı kadar hakkını elde ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu