Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, miras bırakanın tapulu taşınmazlarının temliklerinde yaptığı muvazaalı işlemlere ilişkindir....

Asliye Hukuk Mahkemesince davacıların murisinin hayat sigortasından kaynaklı alacak talebiyle davayı açtıklarını, sigorta poliçesinden doğan davaların TTK'da düzenlendiği sabit olduğu, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi'nin kurulması ile birlikte mahkemenin dava konusu somut uyuşmazlık bakımdan görevsiz hale geldiği gerekçesiyle görevsizlik/ kararı verilmiştir. Dosyanın gönderildiği Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi ise, dava konusunun hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğunu, buna göre davacıların murisinin ......

    in 02.10.2007 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacılar ve davalılarla dava dışı ... ve ... isimli çocuklarının kaldığı, miras bırakan ...'in kayden maliki olduğu davaya konu 11 parsel sayılı taşınmazdaki 96/1152 payını 1998 yılında satış suretiyle davalı ...'ye temlik ettiği, davacıların yapılan temlikin muvazaalı ve mirastan mal kaçırma amacı ile yapıldığı iddiası ile eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....

      HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortak mirasbırakan babaları ...’ın 1686 ada 4, 5, 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlarını dava dışı ...’i ara malik olarak kullanmak suretiyle davalıya satış yoluyla temlik ettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, vize alımında kolaylık olması ve yurt dışına gidebilmesi için mirasbırakan tarafından devredilen taşınmazların, daha sonra diğer kardeşlerinin istemesi ve mirasbırakanın muvafakati ile mirasbırakan baba ve annesine bakması amacıyla kendi üzerinde kaldığını, anne ve babasına ölünceye dek baktığını, davacının miras hakkından fazlasını aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL,TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakan babaanneleri ... ...'in 07.04.1999 tarihli vasiyetnamesi ile tüm mal varlığını davalı kızı Gülgün'e bıraktığını, ayrıca muris ile davalı oğlu ... arasında ve davalı ... lehine 30.04.1999 tarihinde ivazlı mirastan feragat sözleşmesi yapıldığını ve vasiyetnamenin açılmasıyla davaya konu taşınmazların davalı ... adına tescil edildiğini, yapılan işlemlerin kendilerini miras hakkından yoksun bırakmak amacıya, muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan adına tescili isteminde bulunmuşlardır. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....

          ın maliki olduğu 634 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan 9 no'lu bağımsız bölümü satış suretiyle davalı oğluna temlik ettiğini, asıl amacının bağışlamak olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, aksi takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir. Asıl davada davalı ..., davacının miras hakkından feragat ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Birleştirilen davada davacı ..., mirasbırakan ... 05.11.1997 tarihli vasiyetname ile çekişmeli taşınmazı kendisine vasiyet ettiğini ileri sürerek vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini istemiş, birleştirilen dosya davalısı Timsal, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı ...'in mirastan feragat sözleşmesi ile çekişmeli 9 no'lu bağımsız bölümden davalı ... lehine feragat ettiği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen davanın, taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

            -TL bedelle yükleniciden inşaat halinde iken satın aldığını, sözleşme sırasındaki satış bedelini anne ve babasının miras hakkından abisi ... lehine vazgeçmesi karşılığında ... tarafından kendisine verilen 20.000,00.-TL ile ödediğini, taksitleri ise emekli olan annesi ...'in ödediğini belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının taşınmazları 3. kişilerden bedelini ödeyerek satın aldığı, iddianın ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.10.2013 gününde verilen dilekçe ile miras hakkından doğan istihkak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin yetkisizliğine dair verilen 08.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve katılma yollu davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, miras sebebiyle istihkak istemine ilişkindir. Davalı vekili, TMK'nun 639. maddesi uyarınca 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davalının muristen alacaklı olduğunu, davacı ...'ın 10.08.2010 tarihli vasiyetname ile babası Mevlüt Okay'ın mirasçılığından çıkarıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın murisin son ikametgahı mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir....

                Tüm bu açıklamalara göre, davacı mirasçıların mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacılar dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar. Buna göre, hüküm altına alınan tereke borcundan davacıların miras payı oranı da gözönünde bulundurularak davalının sorumlu olduğu miktar dikkate alınarak hüküm fıkrasında .//.. gösterilmesi gerekirken, borcun tamamının davalı mirasçıdan tahsiline karar verilmesi de doğru olmamıştır. Kabule göre de; hüküm altına alınan katılma alacağının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesi gerekirken sehven davalıdan tahsili ile davalılara verilmesi şeklinde karar verilmesi düzeltilmesi gereken yanlıklıştır....

                  Bu bakımdan boşanma dava dosyasındaki tarafların karşılıklı olarak eşya, tazminat ve nafaka ile ilgili beyanları ve anlaşmalarının boşanmanın feri (eki) niteliğindeki konulara ilişkin olduğu, ayrıca eldeki davada yargılama sırasında kadının karşı tarafla ev alınması konusunda anlaştıklarına ilişkin beyanının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak taleplerinden vazgeçtiği anlamına gelemeyeceği,mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir anlaşma yapılmadığı, davacının boşanma dava dosyasında mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkından feragat ettiğine ilişkin açık bir beyanı olmadığı gibi, mal rejiminin tasfiyesine yönelik, hükme esas alınan bir protokol (anlaşma belgesi) de bulunmadığına göre, davacı tarafından eldeki davanın açılmasına engel bir durum yoktur....

                    UYAP Entegrasyonu