Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, mirasta denkleştirme istemine ilişkin olup, olayda TMK'nın miras hukukuna ait hükümleri uygulanacağından 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 31.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    herhangi bir bedel ödenmemiş olup davalılara miras hisselerine mahsuben karşılıksız kazandırıldığını, daha sonra murisin, intifa hakkını kendisinde tutarak, müvekkili T3 hariç diğer çocuklarına aynı adreste yer alan 5 adet dairesini daha devrettiğini, yine müvekkili T3'ye de İstanbul İli, Bahçelievler İlçesi, Kocasinan Mah, 10549 parselde mukim taşınmazı devrettiğini, bu işlemlerin de tapuda satış gösterilmek suretiyle yapılmışsa da murisin gerçek iradesinin miras hissesine mahsuben karşılıksız kazandırmadan ibaret olduğunu, intifa hakkını kendisinde tutmasından da bu hususun açıkça anlaşıldığını, ancak murisin çocuklarına kazandırdığı dairelerin fiili olarak özellikleri ve değerleri eşit olmadığı gibi erkek çocuklarına işyeri olarak kullanılabilecek dükkanlar da vermiş olmasının mirasçıların nihai olarak elde ettikleri kazanımlar arasında eşitsizliğe neden olduğunu, bu surette müvekkillerinin miras hakkı ihlal edilmekte olup davalıların denkleştirme yükümlülüğü doğduğunu, miras payından...

    ya yapılan karşılıksız kazandırmaların davacı tarafından ispatlandığı, davacı tarafından iadesi talep edilen kazandırmaların güncellenmesi talebi doğrultusunda yapılan hesaplamada davalıya yapılan kazandırmaların toplamının 3.076.709,00 TL olduğu bu miktardan davacının 3/16 miras payına düşen kısmın 576.882,93 TL olduğu, sonucuna varılarak davanın kabulüne, bu bedelin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davanın kabulüne dair verilen hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mirasta denkleştirme mirasçıların murisin sağlığında muristen karşılıksız olarak aldığı mal ve kıymetlerin geri alınarak miras taksiminde tereke içerisinde yer almasıdır. TMK’nın 669. maddesi gereğince “Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortak miras bırakanları Asiye Köylü’nün, 4 parça taşınmazını, hukuki ehliyetinin olmadığı bir dönemde mirastan mal kaçırma amacıyla torunu olan davalıya satış yoluyla temlik ettiğini, işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....

        -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle miras bırakanın çekişme konusu taşınmazı diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olarak davalıya temlik ettiği saptanarak davalının denkleştirme savunmasını kanıtlayamadığı da gözönüne alınarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davalı ...'in temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 6.465,55 TL. bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          ile birlikte kaldığını, bu evlilikten sonra 12 sene inşaatlarda çalıştığını, emekli olamadığını, annelerinin birikimlerini birleştirerek taşınmazın alınmasını sağladığını, davacıların mirasbırakanı hastalığı sırasında dahi ziyaret etmediklerini, mirasbırakanın sağlığında malvarlığını paylaştırdığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar Dairece ''... davalı ... ve İlhan denkleştirme savunmasında bulunmalarına rağmen mahkemece bu yönde gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan sonuca gidilmiştir. Hâl böyle olunca, muris muvazaasında belirtilen ilkeler de gözetilmek suretiyle mirasbırakanın tüm mirasçıları kapsar biçimde denkleştirme yapıp yapmadığının duraksamaya yer vermeyecek biçimde açıklığa kavuşturulması, denkleştirme iradesi ve olgusunun varlığının saptanamaması halinde davalı ... ve İlhan'ın diğer davalı ... ve ... birbirleri ile yakın akraba oldukları davalı ... ve ......

            Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanununun 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 237 (818 s. Borçlar Kanunun 213) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....

              İlk Derece Mahkemesince; davalı ...’in davayı kabul etmesi nedeniyle onun yönünden davanın kabulü ile davalı ... adına kayıtlı pay yönünden davacının 1/6 miras payı oranında iptal tescile, diğer davalılar ... ve ... yönünden ise mirasbırakanın paylaştırma amacıyla hareket ettiği, mal kaçırma amacı ya da saklı payı ihlal kastı bulunmadığı gerekçesiyle iptal tescil ve terditli tenkis talebinin reddine, takipsiz bırakılan terditli terekeye iade talepli denkleştirme istemi yönünden davalılar ..., ... ve ... yönünden davanın taraf ehliyeti yokluğundan usulden reddine, terditli miras payı oranında denkleştirme talebi yönünden davalılar ... ve ... yönünden taraf ehliyeti yokluğundan davanın reddine, davalı ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; karar tarihinden sonra davacı vekili 16/04/2021 tarihli dilekçe ile davalı ... yönünden davadan feragat ettiğini bildirmiş; Mahkemece 05/05/2021 tarihli ek karar ile davalı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş...

                Bu alacak zaman aşımına uğramayacak ise de en geç miras bırakanın terekesinin taksimi anına kadar istenebilecektir (TMK m. 370, 371). Somut olayda, miras bırakanın 29.08.2004 tarihinde ölümünden sonra terekesinin paylaşıldığı, miras bırakana ait taşınmazın 18.11.2011 tarihinde taksim yolu ile mirasçılar adına tescilinin yapıldığı davanın ise bundan sonra 07.02.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece davanın bu sebeple reddi gerekirken kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddi isabetsiz ise de davanın reddi sonucu itibariyle doğru olduğundan hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK 438/son). SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple gerekçesi düzeltilmek suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.24.03.2016(Prş.)...

                  Davacının öteki temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere 4721 sayılı TMK’nın 669. maddesinde; "Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler." düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda; mirasbırakan tarafından temlik, bağış suretiyle yapıldığına göre bu kazandırmaların miras payına mahsuben verilmediği ve mirasbırakanın kendisini iadeden muaf tuttuğunu ispat yükü davalı tarafa aittir. Ne var ki, mahkemece anılan husus gözardı edilerek ispat yükü davacıda sayılmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Hal böyle olunca; davacının terditli talebi olan mirasta denkleştirme isteği hususunda TMK'nın 669 vd. maddeleri uyarınca gerekli araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....

                    UYAP Entegrasyonu