Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

“Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklemek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır” (TMK.m.240/1). “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir” (TMK.m.240/3). “Eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir (TMK.m.652/1). “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir” (TMK.m.652/2)....

    Manavgat Aile Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; asıl dava için; davanın kısmen kabul kısmen reddine; dava konusu taşınmaz yönünden TMK'nin 240. maddesi kapsamındaki mülkiyet hakkı tanınması, aile konutu şerhi verilmesi, katılma alacağı, intifa hakkı tanınması, oturma hakkı tanınması, tapu iptal ve tescil taleplerinin reddine, taşınmaz üzerindeki muhdesat (binanın) davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine, teknik bilirkişinin 15.12.2013 tarihli ve 17.12.2013 hakim havaleli krokili raporunun kararın eki sayılmasına, TMK'nin 652 maddesi kapsamındaki talepler (Tapu iptali/tescil, Mülkiyet-İntifa-Oturma-Aile Konutu Şerhi verilmesi) yönünden mahkemenin görevsizliğine, dava dilekçesi/talebin (görev) sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, görevli ve yetkili mahkemenin Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, birleşen dava için dava konusu talep bakımından asıl davada karar...

      TMK'nın 701-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da bulunmamaktadır. Mülkiyet, bir bütün olarak ortakların hepsine aittir. Başka bir deyişle, ortaklık tasfiye ile sona erinceye kadar ortaklardan her birinin ayrı bir mal veya hakkı olmayıp, hak sahibi ortaklıktır. 3.2.4 Elbirliği (iştirak) hâlinde mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır....

        Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satınalma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Paylı mülkiyet halindeki bir taşınmazın paydaşı payını karı-kocaya, evlada veyahut akrabaya temlik ederse şeklen satış olarak gösterilen bu aktin gerçekte satış olmayıp miras hakkına bağlı veya hibe gibi maksada yönelik işlem olduğu iddia ve ispat edilirse önalım hakkı ileri sürülemez (27.03.1957 tarihli ve 12/2 sayılı Y.İ.B.K.)....

          edilerek eksik bedel üzerinden davalı lehine hapis hakkı tanınması doğru görülmemiştir....

            Eşya üzerindeki bu tek mülkiyet hakkı malikler arasında bir paylı mülkiyet birliği meydana getirir. Her paydaş mülkiyet hakkının belli bir payına sahip olur. Dolayısıyla taşınmazda paydaşların tamamını mülkiyet hakkı bulunduğundan 94 parselin her noktasında sadece davalının miras bırakanının değil bütün paydaşların mülkiyet hakkı vardır. Kanıtlanmış olsa dahi davalının miras bırakanının harici satışı davacıya hak sağlamaz. Bu nedenle davacının iyi niyetli olarak kabulü olanaksızdır. İyiniyetli malzeme sahibi olmayan kişi Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanamayacağından dava reddolunmalıdır....

              Mahkemece, taşınmazın miras hissesine mahsuben davacı adına TMK’nun 652/1. maddesi uyarınca aile konutu olarak özgülenmesine karar verilmiş, hüküm davalılardan ..., tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 652. maddesinde yeralan, tereke malları arasında bulunan eşlerin birlikte yaşadığı konutun veya ev eşyasının sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben özgülenmesi, paylaştırma niteliğinde olup, o mal üzerindeki mirasçıların "elbirliği" şeklindeki ortaklığının izalesi sonucunu hasıl eder. Davacı, dava açarken maktu harç yatırmıştır. Davanın kabulü halinde dava konusu taşınmaz üzerinde miras ortaklığının tasfiyesi ile davacı eş yararına ayni hak tanınacağından bu davalar nispi harca tabidir....

                Hakkın kapsamında yer alan ödevler, mülkiyet hakkına yabancı, ona dıştan ve sonradan yükletilen sınırlamalar olarak kabul edilmemeli, aksine bunları, kamu yararı amacıyla malike yükletilen ve mülkiyet hakkını oluşturan ödevler olarak düşünmelidir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz. Mülkiyet ancak kanunla ve kamu yararı amacı ile sınırlandırılabilir. Başka bir deyişle, kanun koyucunun malikin yetkilerini sınırlamak yetkisi, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 35. maddesinin 2. fıkrasında sınırlandırılmıştır. Bu sınırlandırmanın özü “kamu yararı”, şekli ise “kanun” dur. Kanun koyucunun mülkiyet üzerinde yaptığı sınırlamalar bu hakkın özüne dokunamaz. Anayasa’da modern mülkiyet anlayışı benimsenmiştir ve mülkiyet hakkına saygılı ve bu hakkı koruyan bir rejimi öngörmektedir. Anayasa’nın, “Mülkiyet hakkı” başlıklı 35. maddesi:“Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağını Mahsuben Mülkiyet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen 50 ada 4 parsel 6 nolu bağımsız bölüme katılma alacağını mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kısa kararda; ''Davanın Kabulüne''; hüküm fıkrasında ise "Davanın Kabulüne, Ankara İli Gölbaşı İlçesi, Şafak Mahallesi 50 ada 4 parselde bulunan 6 nolu bağımsız bölümün, davacı .... tarafından miras payları oranında davalılara ödenmek kaydı ile mahkememiz veznesine depo edilmek şartı ile, davacı ... kızı 1965 doğumlu Necla Yıldırım adına tapuya kayıt ve tesciline,'' şeklinde karar verilmiştir....

                  Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 652 maddesi; “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilir. Sağ kalan eş mirasçı ise; miras paylaşımında, aralarındaki mal rejimi ister edinilmiş mallara katılma rejimi, ister mal ayrılığı, ister paylaşımlı mal ayrılığı, ister mal ortaklığı olsun, katılma olanağı bulunsun veya bulunmasın mal rejimindeki hakları dışında, mirasın paylaşımında aile konutu ve ev eşyalarının kendisine özgülenmesini isteyebilecektir. Ancak bu özgüleme ve alım hakkı bedelsiz değildir....

                  UYAP Entegrasyonu