Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mirasta denkleştirme istemine ilişkin davadan dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 21.01.2016 gün ve 2015/11870 Esas, 2016/763 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasta denkleştirme istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalının temyizi üzerine hükmün Dairemizce, "mahkemece öncelikle ispat yükünün altsoy olan ...'ın üzerinde olduğu gözetilerek karşılıksız kazandırmanın miras payına mahsuben olmaksızın ve iade edilmemek koşuluyla kendisine verilip verilmediğinin araştırılması, miras payına mahsuben verilmediğinin tespit edilmesi halinde bu kez 29.187,21 TL'nin ... Bankası ......

    Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanununun 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 237 (818 s. Borçlar Kanunun 213) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....

      Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanunu' nun (TMK) 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 (818 s....

        TTK m. 122 uyarınca acentenin denkleştirme tazminatı talep edilebilmesi için aranan koşullar; sözleşmenin sona ermesi, yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da "önemli menfaatler" elde edilmesi, acentenin ücret kaybına uğraması, denkleştirme ödenmesinin hakkaniyete uygun olmasıdır. Ancak sigortacılık kanununda acentenin ücret kaybına uğraması koşulu yer almamaktadır. Sigortacılık kanununda denkleştirme için aranan kıstaslar, müvekkilin önemli menfaat elde etmesi ve hakkaniyettir. Denkleştirme talebi için kanunun aradığı şartlar kümülatiftir. Bu bağlamda, öncelikle yeni müşteri çevresinin yaratıldığını, var olan müşterilerle ilişkinin geliştirilip genişletildiğini ve bu müşteriler sebebiyle müvekkilinin önemli menfaatler elde ettiğini ispat yükü acente üzerindedir....

          Yargıtay İBK'nin 01/04/1974 tarih ve 1/2 sayılı inançları/İçtihatları Birleştirme Kararında; "Bir kimsenin; mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği tapu sicillinde kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmiş bulunması halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olsun miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılarının, görünürdeki satış sözleşmesinin 818 s. BK' nun 18. (6098 s. TBK' nun 19.) maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabileceklerine ve bu dava hakkının geçerli sözleşmeler için söz konusu olan 743 s. MK' nun 507. ve 603. maddelerinin sağladığı haklara etkili olmayacağına, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1/4/1974 günlü ikinci toplantısında oyçokluğuyla karar verildi....

          Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....

            Davalı taraf, Müteveffa Hurşut'un vefat etmeden önce kanser tedavisi sebebi ile miras hakkını diğer kardeşlerinin de rızası ile maddi desteğe ihtiyacı olduğundan; annesinin maddi destek olması karşılığında miras hakkından vazgeçtiği bir kısım parayı elden verdiği savunması yapmıştır. Öncelikle davalı tarafın taraflarca davacıların babasının miras hakkından vazgeçtiğine ilişkin ortada yazılı bir sözleşme sunulmamıştır. Yalnızca taraflarca sözlü anlaşma olduğu bildirilmiştir. Emsal Yargıtay Kararlarında muris muvazaası davalarında genellikle müteveffanın yanında kalan veya onun bakımı üstlenen kişinin bu görevinin ahlaki görev olduğu vurgulanmaktadır. Davamıza konu olayda genel muris muvazaalarının tersi olarak hasta olan kardeşe annenin desteği olduğu görülmekle bu durumunda esasında ahlaki görev olduğunun kabulü gerekmektedir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortak miras bırakanları babası...ın maliki olduğu 66 ada 801 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 13 nolu bağımsız bölümü diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazalı olarak ikinci eşinden olma kızı davalı ...'e satış göstererek devir ve temlik ettiğini ileri sürüp, tapu kaydının iptali ile muris adına tescilini, olmazsa tenkis istemiştir. Davalı, iştirak halinde mülkiyet esasından hareketle tüm mirasçıların davaya dahil edilmeleri gerektiğini, miras bırakanın çocukları arasında denkleştirme yaptığını, alım gücü bulunduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, işlemin danışıklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanın mal kaçırmak amacıyla 1 nolu bağımsız bölümü oğlu davalıya satış yoluyla temlik ettiğini, satışın gerçek olmadığını ileri sürüp muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, iddiaların doğru olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın davalıya temlikinin muvazaalı olmadığı, murisin davacıya da para ve altın vererek denkleştirme yapmayı amaçladığı, temlikten sonra noterde dava açmayacağı yolundaki beyanıyla davacının bağlı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....

                in dava konusu 875 ve 895 parsellerdeki paylarını oğlu davalıya mirastan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, miras bırakanın mirasçıları arasında denkleştirme ve paylaştırma yaptığını, aradan geçen zamanla taşınmaz rayiç değerinin artması sebebiyle eldeki davanın açıldığını, muvazaa ve mal kaçırma söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mirasbırakanın yaptığı temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

                  UYAP Entegrasyonu