Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde tanımlandığını ve güvence altına alınmış olan mülkiyet hakkından kaynaklanan tasarruf hakkını etkilediğini, ayrıca TMK’nın 638....

nın 652/1. maddesi uyarınca miras haklarına mahsuben mülkiyet hakkının tanınmasını istediği aile konutunun tespitine ilişkin bir talebi bulunmadığı anlaşılmakla, aynı Yasanın 658. maddesi uyarınca uyuşmazlığa aile mahkemesinde bakılamaz. O halde; davaya bakmakla görevli mahkeme Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 04/12/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.03.2014 gününde verilen dilekçe ile aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi isteğine ilişkindir. Davacı vekili müvekkilinin, 29.12.2005 tarihinde vefat eden ... ...'nın eşi olduğunu, davacının ve iki çocuğunun muris ile beraber yaşadığı konutu, eşinin vefatından sonra, murisin önceki evliliğinden olan mirasçısı ...'...

      in davasının reddine dair verilen 18.06.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi karşı davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Davalı ve karşı davacı ..., aynı taşınmazda annesi Döndü’den intikal eden miras payı bulunduğunu, çekişme konusu taşınmazı bu paya karşılık kullandığını, açılan davanın reddini, davacı ve karşı davalının elatmasının önlenmesini istemiştir. Mahkemece, asıl dava yönünden hüküm kurulmamış, davalı ve karşı davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ve karşı davacı ... temyiz etmiştir. Görülüyor ki asıl ve karşı dava, paylı mülkiyet rejimine tabi taşınmazda oluşan yararlanma hakkına öteki paydaşın elatmasının önlenmesi istemleriyle açılmıştır....

        Dava, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin paydaşı olduğu ... ada ... parsel No’lu taşınmazın diğer paydaşlarının paylarını davalılara sattıklarını, davalılar adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir. Davalılar taşınmazın fiilen taksim edildiği savunmuştur. Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisini veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur....

          Anayasanın “Mülkiyet Hakkı” başlığını taşıyan 35.maddesi; “Herkes, mülkiyet ve miras hakkına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz” hükmünü içermekte olup, anılan madde hükmüyle “mülkiyet hakkı” Anayasal bir kurum olarak; diğer temel haklar gibi ve onlar derecesinde düzenlenmiş ve Anayasa güvencesine bağlanmıştır. Malik sıfatını taşıyan gerçek ve tüzel kişiler, bu Anayasal güvenceden yararlanırlar ve onu her zaman ileri sürebilirler. Bu teminat, hukuk devletinin gereğidir. Ancak bu teminat, mülkiyetin kamu yararı amacıyla sınırlandırılmasına engel değildir. Öte yandan, iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne Ek 1 sayılı Protokolün (Paris, 20.03.1952) “mülkiyetin korunması” başlığını taşıyan 1. maddesinde; “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır....

            Anılan düzenlemede, önalım hakkının açık bir tarifi yapılmamakla birlikte temel prensibin mülkiyet serbestisi ve tasarruf yetkisi olduğu gözetilerek paydaşın temlik hakkı sınırlandırılırken bu sınırlandırma sınırlı tutularak sadece satım akitleri için önalım hakkı öngörülmüştür. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir....

              Sulh Hukuk Mahkemesi, yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazda davacının miras bırakanının 1/8 hissesine düşen taşınmaz bölümünün değerinin 9.000,00 TL olarak tespit edildiğini bildirerek görevsizlik kararı vermiştir. ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, dava konusu taşınmazda davacının miras bırakanı Recep Şanlı'nın 1/8 pay sahibi olduğunu, davacının ise murisin eşi olmasından dolayı 2/8 pay sahibi olduğunu bildirip, taşınmazdan davacıya düşen hisse değerinin 2.250, 00 TL olduğunu bildirerek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, davacının murisi dava konusu taşınmazda taşınmazda 1/8 pay sahibi olup, davacı taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmayan davalıya karşı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesi hükmü doğrultusunda kayıttan kaynaklanan mülkiyet hakkına dayalı olarak el atmanın önlenmesini istemektedir. Açılmış bulunan davaya murisin diğer mirasçıları da muvafakat etmişlerdir....

                Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Somut olayda; önalım hakkına konu 883 ada 33 sayılı parseldeki 23/1564 pay 137.000,00.- TL bedelle taşınmazın diğer paydaşı tarafından davalı ...'a satılmıştır. Davacı, tapuda satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini, mahkemece tespit edilecek gerçek değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

                  Dosyada bulunan nüfus kayıtlarından satıcı ... ile alıcı arasında anne-oğul ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır. 27.03.1957 tarih ve 12 / 2 sayılı İçtihadı Birleştirme kararına göre paylı mülkiyette paydaş, payını, eş veya çocuklarına ya da akrabaya temlik ederse görünüşte satış sözleşmesi yapılsa bile gerçekte miras hukuku ile ilgili amaçların ya da bağışlama gibi düşüncelerin hakim olduğu durumlarda önalım hakkı kullanılamayacaktır. Davaya konu olayda davalının savunması da bu doğrultuda olup payını devreden ...’nın söz konusu payı karşılığında herhangi bir bedel almadığını, payını aslında oğlu olan davalıya bağışladığını belirtmiştir. Ne var ki, satış sözleşmesinin tarafları arasında miras ilişkisi bulunması tek başına hibe savunmasını kanıtlamaya yeterli değildir....

                    UYAP Entegrasyonu