Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Paylı mülkiyet halindeki taşınmazın paydaşı, payını karı kocaya, evlada veya akrabaya temlik ederse, şeklen satış şeklinde gösterilen bu akdin gerçekte satış olmayıp miras hakkına bağlı veya hibe gibi bir maksada yönelik işlem olduğu iddia ve ispat edilirse önalım hakkının ileri sürülemeyeceği 27.03.1957 gün ve 12/2 sayılıYargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda açıkça belirtilmiştir. Bu yöndeki savunmanın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı sözleşmede taraf olan kişinin işlemde muvazaa savunmasında bulunamayacağı kuralının bir istisnasıdır. Önalım hakkına konu 260 ada1 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payı, davalıya 09.09.2016 tarihinde 7.000 TL bedelle Naciye Köşker'e vekaleten Arif Köşker tarafından satılmıştır....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taleplerinin muhdesat tespiti olmadığını, muris tarafından bırakılan miras muhdesat olarak değerlendirilemeyeceğini, kaldi ki murisin bir vasiyetname ile bıraktığı varlığın sadece mal varlığı olarak değerlendirilerek işten el çekmesinin hukuka aykırı olduğunu, vasiyetname hukuki bir belge olup niteliği itibari ile hukuken yerine getirilmesi, sonuca ulaştırılması zorunlu belge olduğunu, mahkemece vasiyetname ile murisin niyet ve amacı tespit edilerek yerine getirilmesinin vasiyetname kurumu sebebi ile hukuken zorunluluk olduğunu, muhdesat tespitinde davacı açısından tescili gerçekleştiricek hukuki dayanak olmadığını, tescili sağlayacak hukuki dayanak olmaması sebebi ile muhdesat tespiti davası açıldığını, oysa ki olayımız muhtesat tespiti olarak bakılamayacağı gibi taraflar mülkiyet hakkı sahibi olup mülkiyet hakkına da vasiyetname yoluyla sahip olduklarını, vasiyetname ile murisin miraçılara eşit değer ve miktarlarda gayrımenkul bırakmadığını,...
Taraflar arasındaki asıl dava ortaklığın giderilmesi, birleştirilen dava 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 652 ve 240 ıncı maddeleri uyarınca miras payına ve katılma alacağına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması talep edilen davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince birleştirilen dava yönünden davanın kabulüne, asıl dava yönünden ise 2 No.lu bağımsız bölümün ortaklığının giderilmesi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 3 No.lu bağımsız bölüm üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir....
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Ayni hakların doğumu için tescil zorunludur. Yenilik doğurucu bir mahiyeti bulunan tescil yapılmadıkça ayni hak, tasarruf edilebilir nitelik taşımayacağı gibi aleniyet de kazanamaz. TMK'nın 705/1 maddesi gereğince "Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur." TMK'nın 705/2 maddesi gereğince de; miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır." TMK'nın 1022/2 maddesinde tescilin etkisinin yevmiye defterine kayıt tarihinde başlayacağı açıklanmıştır....
Sağ kalan eş aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir. Sağ kalan, eş miras bırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin Miras Hukuku hükümleri saklıdır." hükmü düzenlenmiştir....
Hükmü davalıVakıflar idaresi temyiz etmiştir. 561 ada 8 parsel sayılı taşınmaz tapuda paylı mülkiyet rejimine tabi olarak 30/40 pay davacı ..., 1/4 pay olarak da davaya dahil edilenler miras bırakanı ... adına kayıtlıdır. Dava maliklerden ... tarafından açılmış, kayıt maliklerinden ... mirasçıları davaya dahil edilmiştir. Vakıf şerhi ise davaya dahil edilen miras bırakanı ... payında bulunmaktadır. Kısaca kaydında vakıf şerhi bulunan ... mirasçıları tarafından açılan bir dava mevcut değildir. Türk Medeni Kanunu m.688’de paylı mülkiyet “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla olmaları “ şeklinde ifade edilmiştir. Bu tanıma göre paylı mülkiyetin söz konusu olabilmesi için; birden fazla kişinin bir mala paylı malik bulunması ve bu malın malikleri arasında maddi olarak paylaşılmış olunmaması gerekir. Paylı mülkiyette, mülkiyet hakkına sahip birden ziyade kişi olmasına rağmen, eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı mevcut bulunur....
müvekkili lehine mülkiyet hakkı, mahkemenin aksi kanaat olması halinde intifa veya oturma hakkı tanınmasını talep etmiştir....
Davalı, davacının taşınmazda malik bulunmadığını, iyiniyetle tapu kaydına güvenerek edindiği pay nedeniyle önalım hakkının kullanılamayacağını belirterek davanın reddini; aksi halde dava tarihindeki rayiç değeri üzerinden önalım hakkı kullanılabileceğini savunmuştur. Mahkemece, davalının muvazaalı olarak pay edindiği ve kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir....
Eşlerin birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa, sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. (TMK. m. 652/1) Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayanan isteklerde görevli mahkeme, paylaşma isteklerindeki görev kurallarına göre belirlenmelidir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh hukuk mahkemesinden isteyebilir. Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ait davalarda sulh hukuk mahkemesi görevlidir. Dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun belirlenmesi görevi aile mahkemesine ait ise de özgülenme istemine ilişkin talep yönünden Türk Medeni Kanununun 652. ve devamı maddeleri dikkate alındığında görev sulh hukuk mahkemesine ait bulunmaktadır....
Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların ortak miras bırakanı ...ten intikal eden ... No’lu parseldeki bağımsız bölümlerin ortaklığın giderilmesini talep etmiştir. Celp edilen tapu kaydından anılan taşınmazda 2 ve 3 bağımsız bölüm No’lu meskenlerin miras bırakan adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Söz konusu 3 No’lu mesken hakkında davalı ... tarafından açılan davada ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesi 2007/ 1313 esas 2008 / 718 karar sayılı kararı ile 3 No’lu meskende ...’e miras hakkına mahsuben intifa hakkı tanımıştır....