"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacı, muris eşinin, 09.11.1962 tarihinde (1) gün süreyle davalı işveren nezdinde geçen çalışmalarının tespiti ile ölüm aylığı tahsisini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulü ile muris eşin, 09.11.1962 tarihinde 1 gün süreyle çalıştığının tespiti, fazlaya ilişkin talebin reddi ile konusu bulunmayan aylık bağlanmasına dair talebin esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Hükmün, tüm taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor ile dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemenin sigortalılık başlangıcının tespitine yönelik kabulü isabetli ise de, ölüm aylığı tahsisi ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İSTİNAF NEDENLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Uyuşmazlık, davacın mahkeme kararı ile düzeltilen doğum tarihinin, yaşlılık aylığı bağlanması sırasında dikkate alınıp alınamayacağına ilişkindir. 506 sayılı Kanunun 120. maddesinin 2. fıkrası; "Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının, sigortalının yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri, sigortalının sigortaya tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonra doğan çocuklarının da nüfus kütüğüne ilk olarak yazılan doğum tarihleri esas tutulur.", 24.06.2004 tarih ve 5198 sayılı Kanunun 16. maddesi ile eklenen 3. fıkrası ise; "İş kazalarıyla meslek hastalıkları, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından gelir ve aylık tahsisleri ile sermaye değerinin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının...
Taraflar arasındaki meslek hastalığının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
Dava, iş göremezlik oranının tespiti taleplerine ilişkindir....
Yönetmeliğe göre, yükümlülük süresi, sigortalının meslek hastalığına sebep olan işinden fiilen ayrıldığı tarih ile meslek hastalığının meydana çıktığı tarih arasında geçen en uzun süreyi ifade eder. Ancak meslek hastalığının klinik ve laboratuvar bulgularıyla kesinleştiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin, işyeri incelemesi ile kanıtlandığı hallerde, yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir. Burada önemli olan hastalığı belirleyen rapor tarihi değil, tıbbi verilere göre hastalığın ortaya çıktığı tarihtir....
GEREKÇE : Dava, davacıya, sürekli iş göremezlik geliri almakta iken 30/09/1997 tarihinde vefat eden eşinden dolayı Kuruma talepte bulunduğu 30/01/2018 tarihinden geriye doğru 5 yıl gidilerek 01/02/2013 tarihinden itibaren ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Yasanın 'Eş ve Çocuklara Gelir Bağlanması' başlığını taşıyan 23. maddesinde, "İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde aşağıdaki hükümler uygulanır : VIII- (Ek: 29/06/1978- 2167/2 md.) İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün % 50 veya daha fazlasını kaybederek sürekli iş göremezlik geliri almakta iken ölenlerin de ölümün maluliyete esas olan iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olup olmadığına bakılmaksızın hak sahiplerine gelir bağlanır." denilmektedir....
Davacı 06.05.2016 tarihli dilekçesi ile verilen karara karşı Yüksek Sağlık Kurulu'na itiraz etmiştir. Yapmış olduğu itiraza karşı T3 Düzce Sosyal Güvenlik il Müdürlüğü'nün 28.06.2016 tarih ve 3673767 sayılı yazısı ile davacının dosyasının Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'na intikal ettirilmiş olduğu, adı geçen kurulun 01.06.2016 tarih ve 43- 7951 sayılı kararı ile tutulmuş olduğu sağ omuz darbe sendromu (impingment sendromu) opere hastalığının meslek hastalığı olmadığı yönünde karar verilmiş olduğu bildirilmiştir. " şeklindeki gerekçeyle davacının başvurusunun haksız olarak reddedilmesi nedeni ile davacının hastalığının meslek hastalığı olduğunun tespitini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle: " Davacı tarafça açılan dava usul ve yasaya aykırı olup reddi gerekmektedir....
Davacının, meslek hastalığının 23/02/2016 tarihinde tespit edildiği, meslek hastalığından kaynaklanan tazminat davalarında zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu ve bu sürenin meslek hastalığının tespit edildiği tarihten itibaren işlemeye başladığı, işbu davanın ise 07/12/2016 tarihinde açıldığı, bu durum karşısında somut olayda maddi ve manevi tazminat talebinin zamanaşımına uğramadığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir....
Davalı taraflar cevap dilekçelerinde davaya konu meslek hastalığının oluşumundan kusurlarının bulunmadığını ve meslek hastalığının sigortalının kusurlu eylemi sonucu meydana geldiğini beyanla davanın reddini talep etmişlerdir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece".....Davalıların işyerinde toz solunmasına karşı ne toplu ne de kişisel korumaya yönelik tedbirleri almada yetersiz olduğu, çalışanların daha az süreyle toza maruziyetlerini önlemek adına çalışma süresinin kısaltılması veya tozlu ortamlarda dönüşümlü olarak çalışılması şeklinde idari tedbirleri almadıkları, çalışma ortamındaki tozlar ve bu tozlardan kaynaklanabilecek sağlık ve güvenlik riskleri ve meslek hastalıkları gibi konularda gerekli bilinçlendirmeyi ve davranış değişikliğine yol açacak yeterli eğitimleri işçilere vermedikleri, iş güvenliği çalışanın insiyatifine terk ettikleri için dava konusu meslek hastalığının meydana gelmesinde kusurlu oldukları anlaşılmıştır..........
Davanın yasal dayağı olan 506 sayılı Kanunun, 06.08.2003 günü yürürlüğe giren 4958 sayılı Kanunun 35. maddesiyle değişik “Ana ve babaya aylık bağlanması” başlıklı 69. maddesinde, sigortalının ölümü tarihinde eşine ve çocuklarına bağlanması gereken aylıkların toplamı, sigortalıya ait aylıktan aşağı olursa, artanının, eşit paylar halinde, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan ana ve babasına aylık olarak verileceği belirtilmiş, “Aylığın başlangıcı” başlığını taşıyan 70. maddesinde, sigortalının ölümünde ölüm sigortasından hak sahibi kimselerine bağlanacak aylıkların, ölümle aylığa hak kazandıkları tarihten sonraki ay başından başlayacağı açıklanmıştır....