Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Kararın hüküm kısmında meslek hastalığının tespiti tarihi açıkça belirtilmemiş olduğunu, hükmün eksik kurulduğunu, -Hüküm fıkrasının açık, net ve hiçbir tereddüte mahal vermeyecek biçimde düzenlenmesi gerektiğini, bu nedenle meslek hastalığı tespit tarihinin açıkça belirtilerek faiz başlangıç tarihi hususunda tereddüte mahal verilmemesi gerektiğinden hükmün tarih olmaması nedeniyle kararın kaldırılması veya hüküm fıkrasının düzeltilmesi gerektiğini, -Meslek hastalığının meydana gelmesinde kusur durumunun tespiti yönünden düzenlenen kusur bilirkişi raporundaki kusur oranlarını kabul etmediklerini, hatalı kusur tespitine ilişkin raporlara istinaden düzenlenen hesap bilirkişi raporunu da kabul etmediklerini, -Davacının müvekkili şirkette çalışmasının herhangi bir etkisi olmaksızın işyeri hekimi tarafından Tüberküloz teşhisi ile meslek hastalıkları hastanesine sevk edildiğini, çalışanın hastalığının aktif türberküloz olduğu tespit edildiğini,...
ile “ Kaçınılmazlık” durumunun zarar hesabında dikkate alınması gerektiğini, meslek hastalığı ile ilgili bilimsel verilere göre işyerlerinde meslek hastalığı ile ilgili bütün önlemler alınsa bile tozlu ortamda çalışan işçilerin bir miktar meslek hastalığına yakalanmaları kaçınılmaz olduğunu, bu itibarla Borçlar Yasasının 51 ve 52....
Ancak, meslek hastalığının klinik ve laboratuar bulgularıyla kesinleştiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin, işyeri incelemesi ile kanıtlandığı hallerde, yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir. Anılan maddeler uyarınca; işverenlerin meslek hastalığından sorumlu tutulabilmesi için, sigortalının bu işverenlerin hizmetinde çalışırken meslek hastalığına tutulduğunun ve meslekte kazanma güç kaybının bu hastalıktan kaynaklandığının tespiti, eski işinden fiilen ayrılma zamanı ile hastalığın meydana çıkması arasında, hastalık için Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’nde (Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği) belirlenen süreçten (yükümlülük süresinden) daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır....
CEVAP Davalı cevap dilekçesinde özetle; meslek hastalığının tespit tarihini açıklayacak bilgiler verilmek suretiyle dava dilekçesine açıklık getirilmesini talep ettiklerini, meslek hastalığı nedeniyle belirlenen meslekte güç kayıp oranının tespiti ve dayanağı tıbbi belgeler ile idari kararın dayandığı evraklarını özellikle aylık bağlama kayıtlarının aslına uygun örneklerinin davacı tarafından dosyaya sunulmasını sunulmadığı takdirde Kurumdan celbini talep ettiklerini, dosyaya sunulan ve okunması güç olan aylık bağlama kayıtlarından maluliyet oranının %13,80 olduğu tespit edilmiş olup, iş göremezlik oranına itiraz ettiklerini, dosyanın Yüksek Sağlık Kurulu’na gönderilmesini talep ettiklerini, meslek hastalığına ilişikin kararın müvekkile tebliğ edilmeden ve hukuksal tartışmaya açılmadan bağlanan sigortalı maaşının işverenden talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde işverenin kusurundan söz edilmesinin doğru olmadığını, Sosyal Sigorta Kurumunun işverene...
Meslek hastalığının zaman içinde artma gösteren karakteri olduğu tıbben kabul edilmektedir. Kurumumuz 5510 sayılı yasada öngörüldüğü şekilde yükümlülük süresi içinde meydana gelen meslek hastalıkları maluliyetleri nedeni ile sigortalılara gelir bağlamakta ve bu gelirler ile yaptığı masrafları dava konusu yapmaktadır. Dolayısıyla rücu davamızda kusurun işten ayrılma tarihindeki maluliyete göre belirlenmesinin, ne hukuki ne bilimsel ne de ilgili iş kolunda çalışanların yaşam gerçekleri ile bağdaşır yanı vardır....
Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. 5510 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde meslek hastalığının, 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, (b) bendi kapsamındaki sigortalı bakımından ise kendisi tarafından öğrenmeden sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi Kurum'a bildirilmesinin zorunlu olduğu, meslek hastalığı ile ilgili bildirimler üzerine gerekli soruşturmaların, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla yaptırılabileceği, hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esasların, Kurum...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "........Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, kurum kayıtları, alınan kusura dair bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sigortalı Murat Okur'un davalı TTK'ya ait işyerinde çalıştığı ve sonrasında meslek hastalığına yakalandığı, meslek hastalığı maluliyet oranının % 13,20 olduğu ancak meslek hastalığının zaman içerisinde ilerleme göstermesi nedeni ile sigortalının işten ayrılmış olduğu 1999 tarihindeki maluliyet oranının %6,42 olduğu, meslek hastalığı dolayısı ile sigortalıya davalı SGK tarafından gelir bağlandığı ve tedavi sürecinde masraf yapıldığı, meslek hastalığının meydana gelmesinde davalı TTK nın % 5,45 kusurlu olduğu ve sigortalının 1953 tarih doğumlu olması, maluliyet almış olduğu rapor tarihinin 2018 yılı olması nedeni ile meslek hastalığı sürekli iş göremezlik tarihinin tespit tarihinde ve gelir başlangıç tarihinde 60 yaşını tamamlamış olduğu, maluliyet oranının % 60 ın altında...
İş Kazası ve Meslek Hastalığı arasındaki temel fark iş Kazasının ani bir olay sonucu meydana gelirken Meslek hastalığının çalışılan ortam ve koşullar neticesindeki süreç neticesinde meydana gelmesidir 5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde İş kazasının 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde iş kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabileceği bildirilmiştir....
İş Kazası ve Meslek Hastalığı arasındaki temel fark iş Kazasının ani bir olay sonucu meydana gelirken Meslek hastalığının çalışılan ortam ve koşullar neticesindeki süreç neticesinde meydana gelmesidir 5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde İş kazasının 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde iş kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabileceği bildirilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, iş kazası ve meslek hastalığı sigortası kolundan aylık bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 05.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....