Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda sigortalı yararına hükmedilecek maddi ve manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle işçide oluşan sürekli işgöremezlik oranının 5510 sayılı Yasa'daki düzenlemeye uygun olarak hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin saptanması gerekmektedir. Yapılacak iş; sigortalıda oluşan sürekli iş göremezlik oranını yukarıda açıklandığı şekilde yöntemince araştırıp sonucuna göre dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirilerek tazminat miktarını belirlemekten ibarettir. Öte yandan; iş kazası nedeniyle davacı tarafından yapılan sağlık harcamalarının, maddi tazminat olarak davalı işverenden tahsiline karar verilmesi de hatalı olmuştur. Gerçekten sarf tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası; iş kazası nedeniyle işverenin sigortalısına karşı, işe Kurumca el koyuncaya kadar sağlık yardımlarını yapma ve vizite kağıdı düzenleme dışında bir yükümlülüğünü hükme bağlamamıştır....

    Dava, 05.10.2010 tarihinde meydana gelen iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler nedeniyle oluşan Kurum zararının davalılardan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun'un 21. maddesidir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı ile Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlığını taşıyan 21. maddesinin birinci fıkrası, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşullarını düzenlemiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında...

      Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle 13.11.1990 tarihli iş kazasında ölen baba Mevlüt Erdoğdu’nun ölümü nedeniyle hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin, 08.07.2004 tarihinde oğul ...’nun ölümü nedeniyle hesaplanan tazminattan indirilerek yazılı şekilde maddi tazminatın reddine dair hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, tarafların sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 27.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; " İddia, savunma, SGK kayıtları, maluliyet raporları, celbedilen belgeler, alınan hesap ve kusur bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı kuruma ait yeraltı maden ocağında çalışması nedeniyle meslek hastalığına yakalandığı, % 13,20 olan maluliyeti zamanla artarak % 60'a yükseldiği ve % 46,80 oranında fark meslek hastalığı maluliyeti oluştuğu anlaşılmıştır. / Maddi tazminat yönünden yapılan irdelemede; Mahkememizce itibar olunan hesap raporuyla davacının dava konusu %46,80 fark maluliyeti nedeniyle maddi zararının bağlanan gelirlerle karşılandığı anlaşıldığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

        Davanın yasal dayanağı, olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunudur. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu” başlığını taşıyan 21. maddesinin birinci fıkrası, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşullarını düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir....

          nın 26/09/2017 tarih ve 74/13552 sayılı raporu ile ise davacının % 19,2 oranında mesleki maluliyetinin tespit edildiği görülmüş, maluliyet oranları arasında çelişki olması nedeniyle dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş olup, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu'nun 02/01/2019 tarih ve 143 karar sayılı raporu ile davacının 05/05/2016 tarihinden geçerli olmak üzere % 19,2 oranında meslek hastalığı maluliyetinin tespit edildiği anlaşılmıştır. YSK.raporu ile tam uyumlu olan bu rapor hükme esas alınmıştır. Davacının davasına delil olarak dayanak yapmış olduğu Zonguldak 2. İş Mahkemesi'nin 2014/797 Esas, 2015/564 Karar sayılı dosyası incelendiğinde; Davacının T1 Davalının T3 davanın konusunun davacının % 10 olan meslek hastalığı maluliyetinin % 12,3'e yükselmesi sonucu oluşan % 2,3 oranındaki meslek hastalığı fark maluliyeti nedeniyle manevi tazminat davası olduğu, kusur raporu aldırıldığı, davanın kısmen kabulüne kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır....

          İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 12/03/2020 NUMARASI : 2018/439 Esas - 2020/99 Karar DAVA KONUSU : Meslek Hastalığı Nedeniyle Maddi- Manevi Tazminat KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı işverene ait işyerinde çalışmakta iken meslek hastalığı nedeniyle % 20 oranında malul kaldığını, davalı işverenin işyeri maden ocağında işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili tedbirleri almadığını, hastalığın ortaya çıkmasını ve ilerlemesini önleyici teknolojik ve tıbbi koşulları gerçekleştirmediğini, periyodik muayeneleri zamanında yaptırmadığını, taş ve kömür tozu intişarını önleyici, yeraltı rutubet, gaz ve hava cereyanlarından koruyucu tedbirleri almadığını, davacının bu maluliyet nedeniyle maddi ve manevi zararlara uğradığını ileri sürerek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 1,00- TL maddi tazminatın maluliyetin tespit tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile...

          Mahkemece, davacı anne ve babanın maddi tazminat istemlerinin kabulüne; manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Manevi tazminatın tayin ve takrinde bir isabetsizlik yoktur. Uyuşmazlık davacıların destek tazminatı talep edip edemeyecekleri noktasında toplanmaktadır. İş kazası nedeniyle işçinin ölümü halinde ana ve baba yararına maddi tazminata karar verilebilmesi için ana ve babaya Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kısa vadeli sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması gerekmektedir. Kendilerine gelir bağlanan ana ve babanın destekten yararlandığı varsayılmaktadır. Bu nedenle mükerrer ödemeyi önlemek için tespit edilen tazminat miktarından bağlanan gelirlerin peşin sermaye değeri düşülmelidir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, meslek hastalığı nedeni ile sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının manevi tazminat istemine ilişkindir....

              İhtisas Kurulunun 27/10/2021 tarih ve 5556 sayılı raporunda da murisin ölümünün meslek hastalığına bağlı olmadığının belirtilidiği görülmüştür. Eldeki dava; desteğin meslek hastalığı nedeniyle öldüğü iddiasına dayalı 1,00 TL'lik maddi tazminat davasına ilişkindir. Bu nedenle öncelikle ölümün meslek hastalığından kaynaklandığının tespiti ve şartları varsa kurum tarafından gelir bağlanmasının sağlanması gerekmektedir. Eldeki davada murisinin ölümün meslek hastalığından kaynaklanmadığı tespit edildiğinden İlk Derece Mahkeme kararının doğru ve yerinde olduğu görülmüştür. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; murisin ölüm anına ve ölüm sebebine ilişkin tıbbi belgelere rağmen otopsi yapılmamış olmasından dolayı ölüm sebebinin meslek hastalığı sonucu meydana gelip gelmediğinin tespit edilememiş olduğunu ileri sürmüş ise de; davacının eşi sigortalı Fikri EFE'nin 12/01/2018 tarihinde hastanede vefat ettiği anlaşılmakla iş bu istinaf itirazınında haklı olmadığı görülmüştür....

              UYAP Entegrasyonu