Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada zamanaşımı olduğunu, maluliyet tespitinin SGK tarafından tek taraflı yapıldığını, meslek hastalığı tespitlerinin 506 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olmadığı gibi müvekkili kurum açısından da bağlayıcı olmadığını, meslek hastalığı oluşumunda müvekkili kurumun herhangi bir kusuru bulunmadığını, maddi tazminat hesabında PMF cetvelinin esas alınmaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; "...Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalıya ait işyerinde çalışırken meslek hastalığına yakalandığı, her ne kadar meslek hastalığı maluliyeti % 13,2'den % 26,2'ye yükselmiş ise de talebin davacının % 13,2 oranındaki meslek hastalığı maluliyetine ilişkin olduğu, bu maluliyet oranının ise konsey raporu ile sabit olduğu anlaşılmaktadır....

Öte yandan kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olup olmadığının tespiti ön sorundur. Ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olup olmadığı ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olduğuna ilişkin bir mahkeme kararı olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca hak sahibine gelir bağlanamayacağından bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı olmadığından ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olduğunun tespitine ilişkin davanın maddi tazminat istemli dava ile bir arada görülüp sonuçlandırılmasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır. HGK’ nun 7.2.2007 tarihli, 2007/21-69 Esas, 2007/ 55 Karar sayılı kararı da bu yöndedir....

    Öte yandan kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olup olmadığının tespiti ön sorundur. Ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olup olmadığı ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olduğuna ilişkin bir mahkeme kararı olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca hak sahiBine gelir bağlanamayacağından bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı olmadığından ölüm olayının meslek hastalığına bağlı olduğunun tespitine ilişkin davanın maddi tazminat istemli dava ile bir arada görülüp sonuçlandırılmasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır. HGK’ nun 7.2.2007 tarihli, 2007/21-69 Esas, 2007/ 55 Karar sayılı kararı da bu yöndedir....

      Gerçekten temyiz incelemesi sonunda yerel mahkeme kararı, ölüm olayının meslek hastalığı sonucu olup olmadığının usulünce araştırılması gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Ne varki aynı olay nedeniyle sigortalının eşinin açtığı davada, meslek hastalığından ölüm nedeniyle manevi tazminata karar verilerek bu kararın kesinleştiği dosya içerisine celb edilen Zonguldak 1.İş mahkemesinin 2006/1020E ve 2007/315K sayılı dosyasının incelenmesinden anlaşılmaktadır. Bu duruma göre: Sigortalının ölümünün meslek hastalığı sonucu meydana geldiğinin kesinleşmiş yargı kararı ile belirlendiği ortadadır. Hal böyle olunca da başkaca bir noksanlık bulunmamasına göre yerel mahkeme kararının onanması gerekirken, ölümünün meslek hastalığından kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılmadığı nedeniyle bozulmasının maddi yanılgıya dayalı olduğu anlaşılmakla Dairemizin 10.06.2008 gün 2008/8504E, 2008/8921K....

        nün yer altı maden işçisi olarak 20 yıldan fazla süre ile çalışmış ve meslek hastalığına yakalanmış olduğunu, şahsın ölümünden önceki şikayetlerinin dosya kapsamında mevcut olan ölümden öncesine ait tüm tedavilerinin meslek hastalığı olan akciğer hastalıklarına bağlı olduğunu, bu durumda meslek hastalığının ilerleme göstermediğine dair görüş ve ölümün mesleki olmadığına dair kanaat ve kabulün dosya kapsamına uygun olmadığını, ölüm anına ilişkin ve ölüm sebebine ilişkin otopsi yapılmamış olmasından dolayı tıbbi belgelerin davacı aleyhine yorumlanamayacağını, meslek hastalığının ilerleyici özelliği olmadığı yönündeki görüşün doğru olmadığını, dosya kapsamında sigortalının meslek hastalığı ve komplikasyonları dışında tedavi gördüğüne dair bir delil bulunmadığını, sigortalıda tespit edilen Koah ve Pnömoni'nin mesleki çalışma şartlarına bağlı olduğunu, kurulda görevli tek göğüs hastalıkları uzmanının uzmanlık alanının tüberküloz olup, meslek hastalıkları ve Pnömokonyoz konusunda hiçbir uzmanlığı...

          Mahkemece Adli Tıp Kurumu raporu dikkate alınarak sigortalının ölümü ile iş kazası arasında illiyet bağı bulunmadığından hak sahiplerinin “ölüm” nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteyemeceği yönündeki kararı yerindedir. Davacı ... vekilinin dava dilekçesinde ölüm nedeniyle birlikte murisin sürekli iş göremez duruma gelmesi nedeniyle de maddi tazminat istediği görülmektedir.Murisin ölümü ile mirasçılara geçen haklar kapsamında iş kazası tarihi ile ölüm tarihi arasındaki süre için maddi zararın tazminini istemesi mümkündür. Bu durumda murise sağlığında iş kazası nedeniyle gelir bağlanıp bağlanmadığını araştırmak, bu tarihler arasında bağlanması gereken gelirleri Kurumdan sormak, bağlanmaması durumunda bu yönde dava açmak için davacı ...'a süre vermek, bu davayı bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre kusur incelemesi yapılarak sigortalının 10.7.1997-16.6.1999 tarihleri arasındaki maddi zararını belirleyerek davacı ...'...

            Anılan madde hükmü, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşullarını düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı rücûan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır....

              Meslek hastalığı sonucu davacının çalışma gücünü % 32,2 oranında kaybetmesi nedeniyle; 26/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki esaslar da dikkate alınarak davacı lehine manevi tazminat takdir edilmesi gerekmekle birlikte davacı tarafından açılan Zonguldak 4.İş Mahkemesinin 2002/560 Esas 2003/141 Karar sayılı dosyasında davacıya %38,98 meslek hastalığı maluliyeti nedeniyle manevi tazminat ödenmesine karar verilmiş olması ve bu kararın da kesinleşmesi nedeniyle davacının %32,2 maluliyete ilişkin manevi tazminata dair ek davasının reddine karar verilmiştir. " gerekçesiyle; -Davanın KABULÜNE, işbu dava dosyası ile birleştirilen Zonguldak 2....

              UYUŞMAZLIK KONUSU HUSUSLAR: 1- Davalının, kusur oranının tespitinde hata bulunup bulunmadığı, 2- Yerel mahkemece iddianın genişletilmesi yasağına aykırı davranılıp davranılmadığı, 3- Davacının, eldeki davada meslek hastalığı nedeniyle maddi ve manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı, 4- Davacının, önceki çalıştığı işyerlerinin tespit edilen meslek hastalığında kusurlu olup olmadığı hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. DELİLLER: 1- SGK tarafından olayın meslek hastalığı olduğu belirlendi. 2- İşgöremezlik oranının tespiti yönünde: A-İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi'nin 31/01/2014 ve 07/11/2014 tarihli sağlık kurulu raporları B-Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu Raporu: 11/11/2016 tarihli kararla; işitme kaybının mesleki olduğuna, maluliyet oranının düzeltme kaydıyla % 19 olduğuna; pnömokonyoz meslek hastalığı olduğuna, maluliyet oranının % 10,1 olduğuna; birleşme kaydıyla maluliyet oranının E cetveline göre % 27,18 olduğuna karar verildi....

              Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. 5510 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde meslek hastalığının, 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, (b) bendi kapsamındaki sigortalı bakımından ise kendisi tarafından öğrenmeden sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi Kurum'a bildirilmesinin zorunlu olduğu, meslek hastalığı ile ilgili bildirimler üzerine gerekli soruşturmaların, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla yaptırılabileceği, hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esasların, Kurum...

                UYAP Entegrasyonu