Sigortalının davalı TTK'ya ait işyerinde çalıştığı ve sonrasında meslek hastalığına yakalandığı, meslek hastalığı maluliyet oranının % 26,2 olduğu, sigortalının işten ayrılmış olduğu tarihindeki maluliyet oranının % 10,92 olduğu, meslek hastalığı dolayısı ile sigortalıya davalı SGK tarafından gelir bağlandığı ve tedavi sürecinde masraf yapıldığı, meslek hastalığının meydana gelmesinde davalı TTK'nın % 39,47 oranında kusurlu olduğu ve kurum tarafından yapılan masraflardan kaynaklı alacağının hesaplanmasında hata bulunmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince taleple bağlı kalınarak kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Yeniden kurulan hükümde davacıların murisinin yaşı, sosyal ve ekonomik durumu, davalının kusur oranı, fark maluliyet oranı ve tespit tarihi nazara alınarak manevi tazminat miktarı takdiren 5.000,00- TL olarak belirlenmiştir. Yerinde görülmeyen davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Davacı tarafça kusur raporuna itiraz edilmişse de; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Madde 20 ye göre usulune uygun şekilde işten ayrıldığı tarihteki maluliyet oranı belirlenerek, ölen sigortalının yer altında geçen fiili 9 yıllık çalışması, yeraltı işinde yaptığı iş, işe başlama yaşı, ,maluliyetin 2014 yılında belirlenmiş olması,, SGK tarafından belirlenen maluliyet oranı ve dosya kapsamındaki tüm kayıt ve belgeler doğru şekilde değerlendirilerek yargıtay 10. Hukuk Dairesinin içtihatları doğrultusunda 32 yıl formülü uygulanarak kaçınılmazlık oranı ve kusur oranı belirlenmiş olmakla davacının bu yöne ilişkin itirazları haklı değildir....
Somut olayda yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davacı sigortalının maluliyet derecesinin %10,20 olduğu açık bir şekilde ortaya konulmuşsa da davacının bu orandaki maluliyetiyle, iddiası olan meslek hastalığı arasındaki illiyet noktasında aynı açıklıktan söz etme imkanı bulunmamaktadır. Zira yukarıda değinildiği üzere ATK 3.İhtisas Dairesi davacının %10,20 oranındaki maluliyeti ile meslek hastalığı arasında illiyet kurulamadığı değerlendirmesinde bulunmuş, ATK Genel Kurulu ise bu hususa düzenlediği raporda hiç yer vermemiştir. Halin böyle olmasına göre davacının belirlenen %10,20 oranındaki maluliyeti ile iddiası olan “meslek hastalığı” arasındaki illiyet noktasında tereddüt oluştuğu ve Mahkemece bu tereddüt giderilmeden karar verildiği açıktır. O halde, davalı ve feri müdahil vekillerinin bu yönleri de amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır....
GEREKÇE: İşbu dava meslek hastalığı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Davacı taraf, davalıya ait işyerinde çalışırken meslek hastalığına yakalandığını, % 60 oranında malul kaldığını ve bu sebeple de manevi olarak zarara uğradığı belirterek, davalı aleyhine manevi tazminat istemli dava açmıştır. Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin ve Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun kararlarında, sigortalı da meslek hastalığı olduğu ( q/t 2/2 düzeyinde B ağır opasite pnömokonyoz), maluliyet oranının % 60 olarak belirlendiği ve kontrol muayenesinin gerekmediği tespit edilmiştir....
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacının davalı şirkette döküm işçisi olarak çalışırken 21/06/2011 tespit tarihi itibariyle SGK Kocatepe Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından pnomokonyoz meslek hastalığına yakalandığının tespit edildiği ve maluliyet oranının %20 olarak belirlendiği, itiraz üzerine Yüksek Sağlık Kurulu tarafından maluliyet oranının %20 olarak belirlendiği, iş bu maluliyet oranına davalı tarafca itiraz edilirken davacı tarafca herhangi bir itirazda bulunulmadığı, davalı itirazı üzerine adli Tıp 3.İhtisas Kurulu ve Genel Kurul tarafından davacının maluliyet oranının %25,2 olarak tespit edildiği, meslek haslağının gelişmesinde davalı şirket %90 oranında kusurlu bulunurken, davacının %10 oranında müterafik kusurunun bulunduğunun heyet raporuyla tespit edildiği, hükme esas hesap raporunda %25,2 maluliyet oranı dikkate alınarak maddi tazminat alacağının tespit edildiği anlaşılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının kusur oranı, maluliyet oranı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, dosyada bulunan tüm bilgi ve belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; olayın 5510 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesine göre meslek hastalığı olduğu, davacının aylık brüt ücretinin 2.134,29 TL olduğunun belirtildiği, dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalar ve açıklamalar doğrultusunda davacının 112.734,43 TL alacağa hak kazandığı, manevi tazminat yönünden davacının kusur oranı, maluliyet oranı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, meslek hastalığının meydana geldiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar geçen süre, davacının duyduğu acı ve ıstırap, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı değerlendirildiği gerekçesiyle maddi tazminat yönünden açılan davanın kabulü ile, 112.734,43 TL maddi tazminatın meslek hastalığı (tam teşhis tarihinden 29.04.2015...
Maluliyet raporları arasında çelişki olmaması, taraflarca gerekçeli ve somut itiraz ileri sürülmemesi nedeniyle ATK dan rapor aldırılmamıştır. Dava konusu fark meslek hastalığı nedeniyle davacıya gelir bağlandığı tespit edilmiş, PSD istenmiş ve zarar hesabında dikkate alınmıştır....
İşyeri çalışma koşulları sebebiyle meslek hastalığına yakalanma iddialarında, işçinin iddia ettiği sağlık sorununun meslek hastalığı teşkil edip etmediği (rahatsızlığın mesleki çalışma koşullarından kaynaklanıp kaynaklanmadığı) ve meslek hastalığı sonucu oluşan maluliyet oranının tespiti hususunda izlenecek yol, öncelikle meslek hastalıkları hastanesinden rapor alınması, akabinde itiraz olursa ATK raporunun alınması; şayet alınan iki rapor arasında meslek hastalığı bulunup bulunmadığı veya maluliyet oranı yönünden çelişki bulunur ve taraflarca itirazda bulunulur ise, ATK 2. Üst Kurulu'ndan rapor alınarak çelişkinin giderilmesi suretiyle bir sonuca ulaşılmasıdır....
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden, davaya konu zararlandırıcı eylem nedeniyle oluşan maluliyet oranı noktasında SGK Başkanlığı Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü Tedavi Hizmetleri ve Maluliyet Dairesi Başkanlığının 16/02/2009 tarih ve 1181526 sayılı raporunda maluliyet oranının %13.1 olduğunun belirtildiği,buna karşılılık ATK 3.İhtisas Kurulunun 11.06.2010 tarihli raporunda davacının maluliyet oranının %36 olduğunun açıklandığı,davacının maluliyet oranına ilişkin çelişkinin usulüne uygun olarak giderilmeden,maluliyet oranı hakkında bir karar verilmeden yazılı şekilde SGK Başkanlığı Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü Maluliyet ve Sağlık Kurumları Daire Başkanlığının 16/02/2009 tarih ve 1181526 sayılı raporunun iptali ile yetinilerek hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır. Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa'nın 95. maddesidir....