Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, borçlunun meskeniyet iddiası ile hacizlerin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklının istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

    Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu...le ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra...in gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, borçlunun meskeniyet iddiası ile haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kısmen kabulü ile taşınmazın borçlunun haline münasip evi alması için gerekli olan 180.000 TL'den aşağı olmamak üzere satılmasına, elde edilecek paranın 180.000 TL'sinin haline münasip evi alması için borçluya verilmesine, bakiye kısmın alacaklıya ödenmesine karar verildiği, alacaklı tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince...

      Somut olayda; tapu kaydında görülen 27.11.2008 tarihli haczin düşmesinden sonra 21.01.2011, 23.07.2012 ve 29.07.2013 tarihlerinde yeniden taşınmazın tapu kaydına haciz konulduğu anlaşılmaktadır. İcra dosyasında haczin son olarak 29.07.2013 tarihinde yenilenmesinden sonra borçluya haczin bildirildiğine ilişkin 103 davet kağıdının tebliğine rastlanmadığı gibi borçlunun anılan hacizden haberdar olduğuna dair herhangi bir bilgi de bulunmamaktadır. Düşen hacizlerle ilgili 103 tebligatları sonradan yapılan hacze yönelik meskeniyet şikayetinin incelenmesinde esas alınamaz. Yine düşen hacizler nedeniyle önceden haczedilmezlik şikayetinde bulunulmaması, haczin yenilenmesi üzerine haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının kullanılmasına da engel değildir....

        YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, mahkemenin yetkisinin sınırlı olduğunu, ipoteğin kaldırılması davasında genel yetkili olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduunu, meskeniyet şikayetinin süresinde olmadığını, ayrıca davacı yanın icra dosyasında taraf sıfatınını bulunmadığını, husumet yokluğu nedeni ile de davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir....

        Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; haczedilen evin aile konutu olduğunu, haczedilen evin aile konutu olduğu hâllerde hâline münasip ev kavramı sadece borçlunun değil borçlunun ve ailesinin sosyal ve ekonomik durumuna uygun olan konut biçiminde anlaşılmalı ve sadece borçluya değil, borçlunun aile fertlerine de meskeniyet iddiasına dayanarak yasal yollara başvurma imkanı sağlanması gerektiğini, AYM'nin konuya ilişkin hak ihlali kararı nazara alındığında, somut olayda "borçlunun ve ailesinin haline münasip aile konutu vasfındaki taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek davacının aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceğini" kabul etmek gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, taşınmazdaki haczin meskeniyet iddiasına istinaden kaldırılması istemine ilişkindir....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayeti ile takibe konu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 16, 17, 18 ve 82/1-12. maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup alacaklı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Şikayet, davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki haczin İİK. 'nun 82/1- 12. Bendi uyarınca kaldırılması (meskeniyet iddiası) istemine ilişkindir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller....

          İİK'nun 82. ve devamı maddelerinde düzenlenen meskeniyet şikayetinin, haczin tebliği veya öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda ; borçlu dava dilekçesinde kıymet takdirinin yapıldığı gün (24.07.2018 tarihinde) haczi öğrendiğini kabul ettiği anlaşılmakla; davacının yasal süre aşıldıktan sonra 16.08.2018 tarihinde yapmış olduğu " gerekçesiyle "Şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine" şeklinde karar verilmiştir....

          Kabule göre de, davacı tarafından, meskeniyet iddiasında bulunularak haczin kaldırılması istenmiş ise de, mahkemece, İİK'nın 82/3 maddesi uyarınca hüküm tesis edildiği anlaşıldığından, kararın, şikayetin kısmen kabulü niteliğinde olduğu açıktır. Meskeniyet şikayeti kısmen kabul edilip, kısmen reddedildiğine göre, mahkemece, yargılama giderlerinin tarafların haklılık durumuna göre belirlenmemesi ve kısmen kabul kısmen reddine şeklinde karar verilmemesi yerinde görülmemiştir. Yine, mahkemece şikayete konu karar ile hakları etkilenecek davalı bankaya dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmeksizin karar verildiği anlaşılmıştır. Bu halde, mahkemece dava dilekçesinin davalıya tebliği ile taraf teşkili sağlanıp, gerekirse delilleri de toplandıktan sonra, dava konusu hakkında karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun biçimde taraf teşkili sağlanmadan verilen karar, usul ve yasaya uygun değildir....

          Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp bildirici nitelik taşır. Ne var ki 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında, İİK’nun 106- 110.maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır. Somut olayda, şikayete konu haczin 15/11/2021 tarihli olduğu, haczin konulduğu tarih itibariyle İİK'nun 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, şikayet tarihi olan 22/11/2021 tarihi itibarı ile haczin ayakta ve geçerli olduğu, mahkemece kararın 01/03/2022 tarihinde tesis edildiği, alacaklı vekilince davaya konu taşınmaz üzerindeki hacze ilişkin satış talebinde bulunulmadığı ve satış avansının yatırılmadığı görülmüştür....

          UYAP Entegrasyonu