Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

den konut kredisi kullanarak 30/01/2020 tarihinde satın aldığını, borcunun bulunduğunu, taşınmaz dışında başka bir evinin bulunmadığını beyan ederek, taşınmaz üzerinde bulunan haczin, taşınmaz mesken olarak kullanıldığından kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı/Alacaklı T3 A.Ş. Kırıkhan Şubesi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu taşınmaza konulan haczi 23.08.2020 tarihinde haricen öğrendiği iddiasının doğru olmadığını, 14/08/2020 tarihinde Yapı Kredi Bankası'ndaki maaş hesabına konulan haczin kaldırılması talebinde bulunarak aynı gün taşınmaz haczinden haberdar olduğunu, meskeniyet iddiasının yerinde olmadığını, Tapu Kaydı incelendiğinde, dairenin ve şikâyetçinin 1/2 Payının tapu kaydına Muratpaşa Tapu Müd.nün 31.01.2020 tarih ve 5290 y. numarasıyla Yapı Ve Kredi Bankası A.Ş lehine, 340.000,00 TL.lık, % 11,88 Faizli, F.B.k. Süreli 1....

Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin "sosyal amaçlı" olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyct iddiasında bulunmaktan önceden vazgeçtiği anlamını taşıdığından meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunmasını engeller. Somut olayda, borçlu hakkında yapılan takipler sebebiyle Balıkesir İcra Daireleri ile Karesi Vergi Dairesi tarafından farklı takip dosyalarında taşınmazı üzerine, muhtelif tarihlerde haciz konulduğu, taşınmaz üzerinde 27.03.2012 tarihli... Bankası A.Ş. lehine tesis edilmiş ipoteğin mevcut olduğu, ancak meskeniyet şikayetinden önce, Balıkesir 2.Aile Mahkemesi'nin 2015/791 E. –2016/343 K. sayılı kararı ile 12.04.2016 tarihinde ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir....

    Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar....

      Yapılan bu açıklamalara göre yargılama devam ettiği sırada haczin kalkmış olduğu ve bu hususun meskeniyet şikayetinde taraflarca ileri sürülmese bile resen gözetilmesi gerektiği gözetilerek haczin düşmesiyle davacının korunmaya değer bir hukuki yararı kalmadığından, konusu kalmayan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Alınan usul ve yasaya uygun ek bilirkişi raporunda hacizli malın değerinden davacının hissesine düşen değerin 275.000 TL, davacının haline münasip bir ev alması için gerekli değerin 195.000 TL olduğu, bu itibarla meskeniyet şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasının mümkün olmadığı, kısmen haklılık halinin söz konusu olduğu anlaşılmakla yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına," karar verildiği görülmüştür....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İİK'nın 82/1-12. maddesine göre borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceği, İİK'da haczin yenilenmesi diye bir müessese olmadığı, aynı takip dosyasında konulan her haczin, borçluya şikayet hakkı vereceği, 15.09.2020 tarihli haciz itibariyle borçlunun süresinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, ekonomik ve sosyal durum araştırmasına göre borçlunun kızı ve on iki yaşındaki torunu ile birlikte yaşadığı, taşınmazın haline münasip olup olmadığı ile ilgili olarak alınan bilirkişi raporuna göre hacizli taşınmaz değerinin 160.000,00 TL olduğu, 2+1 haline münasip ev değerinin 245.000,00 TL olduğu tespit edildiği, rapora göre hacizli taşınmaz borçlunun haline münasip evi olduğundan şikayetin kabulü ile meskeniyet iddiasına konu ... İli, ...İlçesi, ... Mahallesi, 610 ada, 18 Parselde kayıtlı... Blok 4....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/350 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığını beyanla meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Bunun dışında borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibari ile de ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir....

        Buna göre somut olayda meskeniyet şikayetine konu haciz tarihi 21/11/2017 dir. Alacaklı vekili ise 26/11/2018 tarihinde satış talebinde bulunmuş ve bu tarih itibariyle bir miktar satış avansı yatırmıştır. Şikayete konu işlemlerin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan İİK'nın 106/1 maddesine göre, taşınmaz mallarda satış talebinin haciz tarihinden itibaren bir yıllık süre içerisinde istenmesi gerekmektedir. Aksi halde İİK'nın 110/1 maddesine göre haciz hükümsüz kalacaktır. Yukarıda belirlenen haciz tarihi ve satış talep tarihine göre, süresi içerisinde satış talebinde bulunulmadığı, şikayet tarihi itibariyle meskeniyet şikayetine konu haczin hükümsüz kaldığı, bu haliyle geçerli bir haczin bulunmaması sebebiyle meskeniyet şikayetinde hukuki yararın olmadığı anlaşılmıştır. Hukuki yarar dava şartı olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan resen ele alınmalıdır....

        CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; meskeniyet davasının süresinde açılmadığını, davacının meskeniyet şikayetinde de bulunma hakkının olmadığı, davacının borçlu olmadığını, esasa ilişkin ise taşınmazın davacı tarafından kullanılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, icra takibi borçlularının Durdu Kılıç, Hava Kılıç ve Mustafa Kılıç olduğu, İİK.'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edildiği, anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takip borçlusu sıfatı taşımayan 3. kişilerin haczin kaldırılmasını istemesinin mümkün olmadığı, T1 takipte borçlu sıfatı olmayıp dolayısıyla da meskeniyet şikayetinde bulunamayacağı gerekçesiyle şikayetin aktif husumeti ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir....

        Somut olayda, borçlunun başvurusu, “satış işleminin iptali istemi”ne yönelik olup taşınmazının haline münasip olduğundan bahisle üzerindeki haczin kaldırılması gerektiği hususunda bir iddiası ve talebi yoktur. Bu nedenle mahkemece başvurunun haczedilmezlik şikayeti olarak vasıflandırılması doğru değildir. Ancak şikayetçi borçlunun ileri sürdüğü iddialar cebri satışa engel teşkil etmeyeceğinden satış işleminin iptaline dair şikayeti yerinde değildir. O halde mahkemece, istemin “meskeniyet şikayeti” olarak vasıflandırılması doğru değilse de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibari ile doğru olan mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu