Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; 103 davet kağıdının 01/02/2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, davacının dava dilekçesinde de 103 davet kağıdı tebliği ile haczi öğrendiğini bildirdiği, 103 davetiyesi tebliğinin usulsüz olduğuna yönelik bir iddianın bulunmadığı, meskeniyet şikayetinin 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 29/03/2019 tarihinde ileri sürüldüğü, meskeniyet şikayetinin icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerektiği, icra müdürlüğüne yapılan itirazların hukuki sonuç doğurmayacağı, Mahkemenin şikayetin süreden reddine ilişkin kararının isabetli olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

Yine davacının meskeniyet şikayeti bakımından yapılan incelemede; meskeniyet şikayetine konu olan Gemlik ilçesi Orhaniye mah. 888 ada, 2 parsel, B blok, zemin kat 3 nolu bağ. Bölm. Taşınmazın tapu kaydı üzerinde QNB Finansbank AŞ . lehine 03/04/2015 tarihli 4305 yev. Nolu 400.000,00 TL bedelli ipotek kaydı mevcuttur. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller....

Maddesinden kaynaklı meskeniyet şikayetine ilişkindir. İzmir 28. İcra Müdürlüğünün 2016/12667 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde borçlu Özen Ayakkabıcılık İth. İhr. San. Ve Tic.Ltd. Şti....

Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, taşınmazın tapu kaydında ipotek bulunmasına rağmen haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenmiş olması halinde, tapu kaydındaki mevcut ipotek şerhi, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkını ortadan kaldırmaz. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar. Somut olayda; dava konusu taşınmaz üzerinde, haciz tarihinden önce, 3. Kişi lehine tesis edilmiş ipoteğin bulunduğu, ancak mahkemece bu hususta gerekli araştırmaların yapılmadığı görülmektedir....

Canan Kaynar tarafından satış ilanının tebliğinden itibaren takibe, meskeniyet ve istihkak iddiasında bulunduğuna dair herhangi bir şikayetinin bulunmadığı, kıymet takdirine borçlu vekili sıfatıyla Av. T2 tarafından itiraz edildiği, belirlenen bedel üzerinden ihale edildiği, davacı vekili Av. T2'e 14/12/2021 tarihinde yapılan satış ilanı tebligatının fuzuli olduğu, davacı vekilince dava dilekçesinde kıymet takdirinin düşük olduğuna ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığı görülmüştür. Kamu düzeni yönünden yapılan incelemede; İcra dosyasında ödeme emrinin takip talebine uygun olduğu, İcra müdürlüğünce açık artırma ilanının kesinleşen kıymet takdir raporuna uygun olarak hazırlandığı, satış ilanında taşınmaza ait tüm niteliklerin açıkça belirtildiği, taraf teşkilinin tam olarak sağlandığı, satış ilanında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, İİK.'...

Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, ihalenin feshi ve meskeniyet şikayetlerinin süre aşımından reddine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. Buna göre, Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nın 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nın 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352.maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. ......

    Kat 26 nolu taşınmazla ilgili açılan meskeniyet şikayeti davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Aksaray İcra Dairesi'nin 2018/36967 Esas sayılı dosyasıyla alacaklı T3 Turizm İnşaat İthalat İhracat San. ve Tic. Ltd. Şti vekili tarafından borçlu T1 hakkında icra takibi başlatıldığını, davacıya ait taşınmaza haciz konulduğunu, meskeniyet şikayeti davası açıldığını, şikayetçinin, 2019/131 Esas sayılı dosyasıyla da aynı icra dosyasındaki hacizle ilgili ayını taşınmaz için meskeniyet şikayeti davası açtığını bu davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiğini, bu kararın Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin 2019/750 Esas 2019/747 Karar sayılı kararı ile meskeniyet şikayeti yönünden 14/05/2019 tarihinde kesin olarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğinden bahisle şikayetin kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir....

    Davacı - borçlunun taşınmaz üzerine konulan 12/10/2015 tarihli hacze yönelik de meskeniyet şikayetinde bulunulduğu, Gaziosmanpaşa İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1073- 2016/523 E.ve K.sayılı ilamı ile meskeniyet şikayetinin kısmen kabulüne karar verildiği, Bu durumda her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz ve bu hacze yönelik açılan meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunulmuş ve karara bağlanmış ise de, yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, son hacze yönelik meskeniyet şikayeti İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup, mahkemece şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, istemin kesin hüküm nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    tarafın kötü niyetli olduğunu, meskeniyet iddiasıyla açılan davanın ihaleden 2 gün önce açılmış olduğunu, mahkemece satışın durdurulması talebinin reddine karar verildiğini, Emsal Yargıtay içtihatları ile belirtildiği üzere bir kimse ipotek ettiği taşınmaz malı başka bir borcundan dolayı haczedilmiş olsa bile artık meskeniyet iddiasında bulunamayacağını, borçlu davacının ipotek tesisine rıza göstermiş olmakla o taşınmazın satılmasını göze aldığını, bu nedenle meskeniyet iddiasından vazgeçmiş sayılması gerektiğini, ihalenin usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    Davalı borçlular vekili daha sonra 26.07.2021 tarihli ek beyanında, dava dilekçesinde taşınmazın sehven 8 parsel olarak belirtildiğini, müvekkillerinin 7 nolu parselde oturduklarını, meskeniyet şikayetine konu taşınmazın 7 parselde kayıtlı taşınmaz olduğunu belirtmiştir. Davalı alacaklılar vekili cevap dilekçesinde özetle, şikayetin süresinde olmadığını, davacıların haczi en geç kıymet takdirine gidildiğinde öğrendiklerini, 7 günlük şikayet süresinin geçtiğini, haczedilen taşınmazın meskeniyet iddiasına konu edilebilecek bir yer olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    UYAP Entegrasyonu