Şikayet, kıymet takdirine ilişkin olup, buna ilişkin kararlar İİK'nın 128/a-son ve 363 maddeleri uyarınca kesin nitelikte bulunduğundan, istinaf dilekçesinin esastan incelemeye geçilmeksin HMK 341/2, 346 ve 352 maddeleri gereğince usulden ve İİK 365/3 maddesi uyarınca kesin olarak reddi gerektiği, Meskeniyet şikayeti yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde; İlk derece mahkemesince de belirtildiği üzere, davacı borçluya şikayete konu taşınmaza ilişkin icra dosyasında düzenlenen kıymet taktir raporunun 05.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği halde, davacı tarafından 7 günlük hak düşürücü süre geçirildikten sonra 17.09.2020 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunulduğu, davacı borçlunun 103 davetiyesi tebliğinin usulsüz yapıldığını da iddia etmediği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince şikayetin süreden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 12. maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda takip kapsamında davaya konu taşınmaza konulan hacze ilişkin 103 davetiyesinin davacı borçluya 02/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan kıymet takdir işlemi sonrası alınan raporun davacı borçluya 13/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 20/11/2020 tarihinde icra mahkemesine kıymet takdirine itirazda bulunduğu, bu itirazın 04/06/2021 tarihinde reddedildiği, davacının meskeniyet şikayetini ise 28/01/2022 tarihinde yaptığı görülmektedir....
Öte yandan, borçlunun birden fazla taşınmazının bulunması meskeniyet şikayetine engel teşkil etmez....
Mahkemece, Dairemizin 23.10.2014 tarih ve 2014/18236 E.-24834 K. sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, yapılan yargılama sonucunda ise, ödeme emrinin 07.06.2013 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına, maaş üzerine konan haczin kaldırılmasına, meskeniyet şikayetinin (esastan) kabulüne karar verilmiştir. Dairemizin 23.10.2014 tarih ve 2014/18236 E.-24834 K. sayılı bozma ilamında belirtilmesine ve mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen, ödeme emrinin tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten önce yapılan hacizlerin hükümsüz kaldığı gözetilerek, borçlunun meskeniyet şikayetine konu taşınmaz yönünden, meskeniyet şikayetinin esası incelenmeden bahse konu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği halde, meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek haczin kaldırıldığı görülmüştür....
Tüm dosya kapsamına göre; davacı Mehmet'e yapılan satış ilanı tebliği davacılar arasında husumet bulunması nedeniyle usulsüz olmakla birlikte davacılar tarafından kendilerine yapılan satış ilanı tebligatının usulsüzlüğünün ileri sürülmediği, mahkemece davacının ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürdüğü hususların tek tek ve ayrıntılı olarak değerlendirildiği, mahkemenin gerekçesinde isabetsizlik bulunmadığı, kıymet takdirinin davacılara bizzat tebliğ edildiği, davacının diğer alacaklı ve ilgililere tebligatın yapılmadığı hususunun ihalenin feshi davasında ileri süremeyeceği, bu hakkın sadece ilgililere ait olduğu, usulüne uygun kıymet takdiri ve itiraz edilmeyen satış ilanı tebliğleri uyarınca davacıların tebliğ tarihinden itibaren en geç 7 günlük süre içerisinde şikayet veya itiraz yoluyla mahkeme önüne getirilmediği kıymet takdiri ve ihaleye hazırlık işlemlerine ilişkin usulsüzlükleri ihalenin feshi davasında ileri süremeyeceği, açılmış olan meskeniyet davası bulunmadığından, bu hususun...
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar. Somut olayda, borçlunun söz konusu taşınmazı üzerine Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2017/12179 esas sayılı, Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2017/12614 esas sayılı, Bursa 16....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut durumda, taşınmaz kaydındaki ipotek yönünden ilk derece mahkemesince Türkiye Halk Bankası A.Ş.'ye yazılan yazıya verilen 02/11/2020 tarihli cevapta, taşınmaz üzerindeki 27/09/2019 tarihli 240.000,00 TL bedelli birinci dereceden ipoteğin halen devam ettiği, borçlunun bankadan kullandığı ve kullanacağı asaleten ve kefaleten kredilerinin, doğmuş ve doğacak tüm borç ve risklerinin teminatını oluşturduğu 02/11/2020 tarihi itibarıyla banka riskinin 76.942,77 TL olduğu bildirilmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet şikayetine ilişkindir. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 12/12/2019 tarihli 2016/10454 sayılı kararında, "taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek başvurucunun aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceği, dolayısıyla mahkemenin dava ehliyetine ilişkin daraltıcı yorumunun Anayasanın 20. ve 41. maddelerindeki güvencelere uygun olmadığı, Anayasanın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine" karar verilmiştir. Somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan davacı, takip borçlusu T7'un eşidir. Tapu kaydında tarla olarak kayıtlı hacze konu taşınmazın kaydında aile konutu şerhi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesinin anılan hak ihlali kararı somut uyuşmazlıkta uygulanamaz....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Eğer borçlu kendi borcu için değilde başkasının borcu için ipotek kurmuşsa ipoteğin dayanağı kredi sözleşmesinin türü ne olursa olsun anılan ipotek borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel olur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, meskeniyet şikayetine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacının meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece derdestlik sebebiyle şikayetin reddine karar verildiği, davacının karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Davacının İstanbul Anadolu 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/655 Esas sayılı dosyasında şikayette bulunduğu, dilekçede "Kıymet Takdirine İtiraz" denilmesine rağmen mahkemece meskeniyet şikayetinin de olduğu değerlendirilerek bu hususta karar verildiği, kararın istinafı üzerine İstanbul BAM 23. HD'nin 2019/1651 E, 2019/1505 K sayılı ilamı ile meskeniyet yönünden yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırıldığı, akabinde dosyanın Trabzon 2....