Somut olayda, şikayete konu hacizlere ilişkin olarak icra dosyasından borçlu vekiline 10.07.2013 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 18.07.2013 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, borçlulardan ...'in meskeniyet şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal süreden sonradır. O halde, mahkemece, borçlulardan ... yönünden istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi. ..........
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli 2017/269 Esas ve 2020/148 Karar sayılı kararına dayalı olarak müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, taraflarına 103 Davet Kağıdı tebliğ edildiğini, tebliğ edilen davet kağıdının akabinde söz konusu davetiyeye müvekkilinin haline münasip evlerine haciz konulduğundan ve müvekkilinin aile efradının geniş olması nedeniyle meskeniyet itirazları doğrultusunda kararın kaldırılması için icra dairesinden talepte bulunduklarını, taleplerinin yerinde görülmediğinden reddedildiğini, taraflarınca söz konusu 103 Davet Kağıdına ilişkin icra dairesine itirazlarının sunulmasının sebebinin bu davet kağıdında herhangi bir diyeceklerinin olması halinde icra dairesine başvurulmasının yazılı bir şekilde ifade edildiğini, icra dairesinin meskeniyet iddiası ve haczedilemezlik ile ilgili olarak şikayetlerin kendilerine değil de İcra Mahkemelerine yapılması gerektiği belirtildiğini, bir malı haczedilemezlik niteliğine sahip olup olmadığı hususu öncelikle icra...
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, beraat hükmünün kanuna aykırı olduğuna ve eylemin suç teşkil ettiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 01/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; meskeniyet iddiasında bulunan davacı T1 işbu meskeniyet iddiasına dair şikayetin hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra yapıldığını, davacı hakkında Bartın 1....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, bilirkişi raporunda dayanılan somut verileri ihtiva eden fiyat endeksi ve değişim oranlarının, davaya konu taşınmazın bugünkü gerçek değerini yansıtmadığını ve borçlunun haline münasip evin tespitine hatalı şekilde ulaşıldığını, şikayete konu taşınmazın davacının haline münasip evi olmadığını, taşınmazın tapu kaydında başkaca bankalardan çekilen ve geri ödenemeyen krediler sebebiyle haciz şerhleri ve İncirliova Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi lehine ipotek şerhi bulunduğunu, davacının Çiftçi Kayıt Sisteminde adına kayıtlı taşınmazları olduğunu, bu taşınmazlar üzerinde (imarlı/imarsız) haline münasip evi olup olmadığının ve tüm gerçek geliri araştırmaya muhtaç olduğu halde gerekli incelemenin yapılmadığını, rapordaki eksik inceleme ve değerlendirmelere itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek, kararın meskeniyet şikayetinin kabulüne dair kısmının kaldırılmasına ve bu konudaki şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir...
, -İstinaf talep eden davalılar tarafından istinaf talebi nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince verilecek nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine ve karara bağlanmasına, -İstinaf başvurusu nedeniyle duruşma açılmadığından davalılar lehine istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, -Sarf edilmeyen istinaf gider avansının talep halinde davalılara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere sonucunda HMK.nun 353- (1) a) maddesi uyarınca kesin olarak oy birliği ile karar verildi....
O halde, bu davacı yönünden de açıklanan nedenlerle şikayetin, aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, ilk derece mahkemesince, her iki davacının meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasının usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla, HMK 355.maddesi uyarınca kamu düzeni bakımından yapılan inceleme sonucunda, mahkeme kararının HMK 355 ve 353/1- b-2 maddeleri uyarınca kaldırılmasına, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacıların meskeniyet şikayetlerinin ayrı ayrı aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacıların yerinde görülmeyen istinaf başvurularının reddine oy birliği ile karar verilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; taşınmaz ihalesinin feshi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK md. 82/1-12., 134., 3. Değerlendirme Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvuru dilekçesinde; İİK'nın 82/1-12. maddesine dayalı bir meskeniyet şikayetinin bulunmadığı, son duruşma sırasında ileri sürdüğü meskeniyet iddiasının ise ihalenin feshi sebebi olarak belirtildiği anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesince müstakil bir meskeniyet şikayeti yapıldığının kabulü ile hükümde bu konuda ayrı bir karar verilmesi yerinde değil ise de; sonuçta talep reddedilmiş olduğundan ve bu husus alacaklı tarafından temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır....
Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi veya kiraya vermesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması, çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz. Böyle bir durumda, borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığı araştırılıp tesbit edildikten sonra, kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları, keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir....
Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi veya kiraya vermesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz. Böyle bir durumda, borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığı araştırılıp tesbit edildikten sonra, kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları, keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Somut olayda, ......