İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, aynı taşınmazlar için müvekkili tarafından birden fazla dava açılmasının hem yargılamanın uzamasına hem de müvekkili bakımından ayrıca bir külfete neden olacağını, kıymet takdirine itirazın ve meskeniyet iddiasının aynı dosya üzerinden çözümlenmesi gerekirken dosyanın tefrik edilerek meskeniyete dayalı haczedilemezlik şikayeti yönünden yetkisizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Davacı vekili tarafından tek dava dilekçesi ile meskeniyet şikayeti ile kıymet takdirine itiraz şikayetinin birlikte yapıldığı, mahkemece tensip kararı ile meskeniyet şikayeti yönünden dosyanın tefrik edilerek inceleme konusu esasa kaydının yapıldığı ve akabinde dosya üzerinden yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmıştır....
Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi için, bizatihi meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu evde oturması gerekmediği gibi, birden fazla evi var ise, istediği taşınmazla ilgili haczedilmezlik şikayetinde bulunmasına engel bir yasal düzenleme de mevcut değildir. Öte yandan, paylı taşınmazlarda, her paydaşın meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı vardır. Bu halde, iddia, pay oranı esas alınarak çözümlenmelidir. Bir başka deyişle, İİK'nun 82. maddesi hükmüne göre haczedilmezlik şikayetinde bulunan şikayetçinin payına isabet eden değerden haline uygun bir mesken edinip edinemeyeceği araştırılarak sonuca gidilmesi icap eder. İİK’nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan evden maksat, yerel geleneklere yani mahalli örf ve adete göre mesken (konut) olarak kullanılmaya elverişli yerlerdir....
, yeniden rapor alınması gerekirken, eksik inceleme ile oluşturulan raporun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
tebliğine, İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, borca itiraz yönünden İİK'nın 364/1 maddesi, dayanak belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediği şikayeti ile meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti ve taşkın haciz şikayeti yönünden İİK'nın 365/son maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/04/2021 NUMARASI : 2020/620 ESAS- 2021/305 KARAR DAVA KONUSU : MESKENİYET İDDİASI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu olduğu icra dosyası kapsamında davacının annesi ile yaşadığı konuta (haline münasip mesken'e) haciz konulduğunu, hacizden kıymet takdiri için bilirkişinin konuta gelmesi ile haberdar olunduğunu, davacının tek vekili Av. T2 olmasına rağmen boşanma davasında bir duruşma için yetki verilen Av. Lale Türkoğlu isminin kayıtlı olduğunun görüldüğünü, Av....
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı da yoktur. Bu durumda mahkemece; haczedilemezlik şikayetinin konusu bulunmadığından istemin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile haczedilmezlik şikayeti yönünden istemin kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DEĞERLENDİRME : Dava, İİK'nın 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İzmir 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/543 Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu ve dava dışı borçlu Gürsel Tur. İnş. Taah. Madencilik San. Tic. Ltd. Şti. ve Ayça Yaralı aleyhine 28/02/2014 tarih, 3.000.000,00 TL bedelli senede dayalı olarak toplam 103.948,65 TL alacağın tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe başlandığı, takibin kesinleşerek davacıya ait Ankara ili Çankaya İlçesi, Güzeltepe Mah., 6438 ada 11 parsel 4 nolu BB de kayıtlı taşınmaz üzerine 21/03/2019 tarihinde haciz konulduğu, davacıya 103 davetiyesinin tebliğ edilmediği, davacının hacizden 26/10/2020 tarihinde haberdar olduğu, süresinde 28/10/2020 tarihinde meskeniyet iddiasında bulunulduğu anlaşılmıştır....
Mahkemece, celp edilen tapu kaydından da anlaşıldığı üzere T1 taşınmaz üzerinde kendi rızasıyla Ziraat Bankası A.Ş lehine ipotek tesis edildiği ve ipoteğin zorunlu olmadığının gelen kayıtlardan ve davacı vekilinin beyanından anlaşıldığı, kendi rızasıyla taşınmaz üzerinde ipotek oluşturan borçlunun meskeniyet iddiasında bulunamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; meskeniyet şikayetinin Anayasanın 2. maddesi uyarınca sosyal hukuk devleti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, davacının eşinin kanser tedavisi gördüğünü ve eşinin yaşam hakkı için paraya gereksinim duyan davacının borç bulamayınca evi ipotek ederek kredi çekmek durumunda kaldığını, davacının ağır müzayaka halinde olduğunu ancak mahkemenin bu konuda bir araştırma yapmadığını, yaşam hakkının Anayasa ve Avrupa İnsan hakları sözleşmesinde de güvence altına alındığını mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde, eşinin borcu nedeniyle haczedilen ve tapu kaydında hacizden önce konulmuş olan aile konutu şerhi bulunan taşınmaz üzerindeki haczin meskeniyet iddiasına dayanmak suretiyle kaldırılmasını istemiştir. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 12/12/2019 tarihli 2016/10454 sayılı kararında, "taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek başvurucunun aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceği, dolayısıyla mahkemenin dava ehliyetine ilişkin daraltıcı yorumunun Anayasanın 20. ve 41. maddelerindeki güvencelere uygun olmadığı, Anayasanın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine" karar verilmiştir....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar. Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu .... ada 1 parselde bulunan zemin kat ....nolu bağımsız bölüm üzerinde 26.12.2005 tarih ve 10724 yevmiye numarasıyla Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş. lehine ipotek kurulduğu ve anılan bu ipoteğin Tüketici Kredisi nedeniyle verildiği görülmüştür....